Gazetelerde enteresan ne var? 27 Mayıs 2013

ÇEÇEN CİNAYETİNİN 'MURAT DAYI'SI

Çeçenistan İçkerya Cumhuriyeti Fahri Konsolosu Ünlü'yü öldüren tetikçinin 'Dayı Murat' lakaplı Murat Aluç olduğu belirlendi. Aluç, suç örgütü üyeliğinden iki yıl cezaevinde yattı. Aluç'un, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi tarafından 2007'de 5 milyon dolar uyuşturucu rantı paylaşımı ile başlayan ve 5 kişinin ölümü, 8 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlanan olaydan sonra iki çeteye yönelik gerçekleştirilen "Son Nokta" operasyonunda gözaltına alındığı belirlendi. Söz konusu operasyon sonrasında tutuklanan Aluç yaklaşık iki sene Bayrampaşa Cezaevi'nde yattı. (Sabah/Abdurrahman Şimşek)

'İNADINA BİRİLERİ DAHA ÇOK İÇECEK'

AMATEM ve ÇEMATEM'de çalışan, bağımlılıkla ilgili derneklerin kurucusu olan Prof. Dr. Kültegin Ögel, içki yasağı ile ilgili şu tespitlerde bulunuyor: "Buz sadece arzı önlemeye çalışıyoruz. Talebe önlemeye dair bir çaba yok. İnsanın temel refleksi otoriteye karşı gelmektir. Ben ne olacağını söyleyeyim, bugün birçok alkol hastası gördüm. Hiçbirini bu yasa engellemez. Dahası, hasta olmayan, alkole eğilimli gençler var, onları da engellemez. Ne olacak? Burada meyhaneyi kapatırsanız, gider bakkalın arkasındaki tezgahta içer. Birçok bürokrat hastam var, kimse alkol bağımlısı olduklarını bilmiyor. Gidip bakkallarda içiyorlar. Aslında bilsek onun içtiğini belki önlem alacağız. Mesela Erzurum ya da Konya alkol satan yerleri zor bulacağınız şehirler ama tüketim hiç de düşük değil. Nerede içiliyor? Yol kenarlarında…" (Milliyet/Zeynep Miraç)

ÇEVİK BİR BAŞKANLIK SİSTEMİNİ DESTEKLEMİŞ…

28 Şubat dosyasındaki bir tutanağa göre dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Bir'in, kendisine 'Darbe yapar mısınız?' diye soran Amerikalı heyete, 'Demokrasi içinde kalarak mücadelemizi sürdürüyoruz' dediği öne sürülüyor. 28 Şubat soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamenin iki numaralı şüphelisi, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir'in, bir görüşme tutanağında "Silahlı kuvvetlerin müdahalesi en son çaredir" dediği iddia edildi. İddianamede ayrıca Bir'in başkanlık sistemini desteklediği öne sürülüyor. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Şubat soruşturmasıyla ilgili 1309 sayfalık iddianameyi incelerken, soruşturma kapsamında savcılığa gönderilen Genelkurmay Başkanlığı antetli bir CD'den, iddianamenin iki numaralı şüphelisi Bir'in, Refahyol hükümeti işbaşındayken ABD, İsrail, Avrupa Parlamentosu yetkilileriyle yaptığı iddia edilen görüşmelere ilişkin tutanaklar çıktı. (Milliyet/Türker Karapınar)

'DARBEDEN PİŞMANIM'

1960 darbesinde oluşturulan Milli Birlik Komitesi (MBK) üyesi Emanullah Çelebi, 53 yıl aradan sonra "Darbeden zarar gören kim varsa hepsinden özür diliyorum" dedi. Darbeden pişmanlığını ifade eden Çelebi, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ın idam sürecinde darbecilerin tarafında yaşananlara da değinen Çelebi şöyle konuştu: "İdam kararlarının taraftarı değildim. Onlar şehit edilmemiş olsaydı, Silahlı Kuvvetler yine yönetime el koyacaktı. İdamlarla ilgili Silahlı Kuvvetler toplantı düzenledi. İdamlar hakkında ne düşündüğümüzü sordular. Ben, sadece Celal Bayar'ın asılmasının yeterli olacağını söyledim. Benimki bir taktikti, Celal Bayar 65 yaşını geçmişti ama tutmadı. (Sabah/CİHAN)

YENİ AZINLIKLAR: RUSLAR

ABD'nin 2012 Uluslararası Din Özgürlüğü raporunda Türkiye'ye Afrika ve Filipinlerden gelen Katolikler, kaçak yollardan gelen Ermenistanlı Ortodokslar ile özellikle Akdeniz sahillerine yerleşen Rus Ortodokslarla ülkemizde yeni dini azınlıklar oluştuğu kaydedildi. Rapordaki, Türkiye görünümü şöyle: Aleviler, akademik tahminlere göre 15-20, Alevi vakıflarına göre 20-25 milyon civarında. Yaklaşık 500 bin Şii Caferi, 90 bin Ermeni Ortodoks (60 bini Türkiye vatandaşı, yaklaşık 30 bini kaçak göçmen), 25 bin Katolik (çoğu yakın zamanda Afrika ve Filipinlerden gelen göçmenler), 22 bin Yahudi, 20 bin Suriye Ortodoksu, 15 bin Rus Ortodoksu (oturma izni olan yakın zamanda gelen göçmenler), 10 bin Bahai, 5 bin Yezidi, 5 bin Yehova Şahidi, 7 bin diğer Protestanlar, 3 bin Irak Keldanileri, 2500 kadar Rum Ortodoks… 2008'de Antalya'daki nüfusları 10 bin 800 olan Ruslar ise bugün 30 bin oldular. (Hürriyet/Gülden Aydın)

SUK Başkanı George Sabra,2. Cenevre sürecinin şu anda yapılmasına karşı olduğunu belirterek, "Savaş müzakere ile değil, sahada kazanılır. Sahada durum böyleyken bizi hiçbir konferansa götüremezsiniz. Cenevre, sadece İran ve Suriye'ye zaman kazandırır. Esad'ın 3 dostu, bizim 100 dostumuzdan daha etkili. Problem Beyaz Saray'da" açıklamasında bulundu. Bu açıklamayla paralellik taşıyan bir başka açıklamanın haberi ise şöyle; "Suriyeli muhaliflerin yaptığı son toplantıda Genelkurmay Başkanı seçilen General Salim İdris, 'İsrail'in Suriye'yi vurmasına kesinlikle karşıyız. Esad yönetimi kimyasal silah kullansa da, hepimizi öldürse de İsrail'in Suriye'yi vurmasını asla kabul edemeyiz. Bizim zaten Esad yönetimine yetecek insan gücümüz var. Sadece silahımız olmadığı için sıkıntı yaşıyoruz. Batı bize silah desteği verse Esad'ı 2-3 ayda deviririz' diyor." (Sabah/ İsmail Umut Arabacı)

Bir diğer GÜNÜN HABERİ ise şöyle; İlaç firmaları ile Sağlık Bakanlığı arasında yaşanan anlaşmazlık, kanser ilaçlarının karaborsaya düşmesine neden oldu. Karaborsacılar, 52 liralık ilacı 900 liraya pazarlıyor. Her yıl ortalama 200 bin insanın kansere yakalandığı Türkiye'de, bir ayda ortalama 30 bin kanser hastası tedavi için kullanmaları gereken ilaçların yurtdışından getirilmesi için Türk Eczacılar Birliği'ne (TEB)başvuruyor. Ancak ilaçların eczanelerde bulunmaması ve yalnızca TEB aracılığıyla iki ile 30 gün arasında yurtdışından getirilmesi kanser hastalarının ilaç karaborsacılarının eline düşmesine neden oldu. (Radikal/ İdris Emen)

Berivan Tapan/Aktuel.com.tr