Van Gölü’nün fetih hikayesi

Serbest dalışçı Şahika Ercümen, "Çanakkaleliyim ama orası benim ikinci memleketim oldu" dediği Van'a aşık olmuş. "İnci kefalleri de ilginç, dünyada yalnızca Van Gölü'nde yaşayabiliyorlar. Yumurtalarını akıntıya karşı bırakan bir balık türü. Havada uçuyorlar gibi yüzüyorlar, izlemek büyüleyici" diyor. Ercümen bu ayın başında gittiği Van'da yalnız inci kefallerini izlemekle kalmadı, dünya rekorunu da kırdı.

SEBLA KOÇAN / AKTÜEL
** Van Gölü'ndeki rekorunuzu tebrik ederiz… Nasıl hazırlandınız, ne gibi süreçlerden geçtiniz rekor gününe kadar?
Beş gün öncesinde şiddetli bir üşütme geçirdim. Son gün doktorum "Van çok güzeldir, sen gezmeye git, imkansız rekor kırman" dedi. Öyle hastaydım ki tuvalete gidecek halim bile yoktu. Psikolojik olarak yorucu, üzücü bir süreçti. 150 bin euro'yu geçti rekorun masrafı... Büyük sorumluluktu ve hayatımın en zor dönemlerinden biriydi. Kardeşim gibi olan arkadaşlarım beni kendime inandırdılar, "Sen Şahika'sın, yaparsın" dediler: "Sen astımı bile yendin…" 60 kişi toplanmış, o kadar para harcanmış, denememek olmazdı.
** Astım hastası olarak nasıl bu kadar zor süreçlere girebiliyorsunuz, gözünüz korkmuyor mu hiç?
Çocukluğumda evden çıkamayacak durumdaydım. Epeyce tedavi gördüm. Anadolu lisesini kazandığım sene, ilk hazırlık senesi boş bir seneydi. Evden kaçacak yer arıyordum, canım sıkılıyordu. Basketbol oynarken bile toz kalkınca öksürüyordum. Önce gizli başladım yüzmeye. Yemek bile yemeyen bir tipken acıkmaya başladım, sağlığım iyi gitmeye başladı. Tek çocuğum, bir şeyler başarmaya aç kaldım hep küçükken. Sonra kampa girdim, takım kaptanı oldum, çok hızlı ilerleme kaydettim. Zincirli deli gibi sürekli çalıştım. Amacım dünya rekoru falan da değildi, sadece çok iyi olmak istiyordum. Astım hastası olmak beni kamçıladı.
** Bir zamanların efsanesi Van Gölü canavarını gördünüz mü?
Hepimiz Saadettin Teksoy'un yayınlarıyla büyüdük. Vanlıların birçoğu buna inanıyor, hepsi gördüğünü iddia ediyor. "Canavar var ama bir şey yapmaz" diyorlar. Rekordan birkaç gün önce bana "Aşağıda yardıma ihtiyacın olursa oradayım" diyen bir tweet gelmişti, hesabın adı "Van Gölü Canavarı"ydı. Çok güldüm.
"Amacım dikkatleri Van'a çekmekti"
** Van Gölü'nün suyu nasıl, sahiden cildi güzelleştiriyor mu?
Suyu çok güzeldi. Sudan çıkınca çok diri çıkıyorduk. Alerjik olmama rağmen çok iyi geliyordu. Saçlarımızın rengi açıldı, herkese güzellik geldi. Su sodalı, sabunsu bir yapısı var. Çok enteresan bir histi. Van Gölü'nü seçmemin sebebi de bu aslında. Özel bir göl, birçok tedavide kullanılabilir. Akdamar Kilisesi'ni görmek lazım, ada var, ufacık orada… Çok güzel.
** Deprem atlatılmış mı Van'da, neler gözlemlediniz?
Evet, epey toparlanmış. Prefabrikler neredeyse kalmamış. Merkezden ziyade köyler harikaydı. İnsanlar yüzüyor, plajı var ve genelde oraya "Van denizi" deniyor. Artık Van Gölü'nün de raporu verilecek. Bir anda fırtına çıkabiliyor mesela, öğlenin 12'sinde. Artık meteoroloji bunun da bilgisini verecek.
** Ekstra zor olmadı mı tatlı suda dalmak?
Van Gölü 1650 metrede, oksijen çok az. Ve su çok soğuk. Yüzey 15 dereceyken suyun altı 3 dereceye iniyor. Ben bu rekora karar verirken herhangi bir deniz seviyesi ya da normal bir gölde de yapabilirdim. Ama özellikle depremden sonra spor aktivitelerinin oradaki herkese motivasyon olacağını düşünüyorum. Amacım dikkatleri Van'a çekmekti.
** Rekor hazırlıkları sırasında özel bir diyet uyguladınız mı?
Evet yaptım. Beslenme uzmanıyım aynı zamanda, özel bir sporcu beslenmesi yöntemi. Tek yönlü bir beslenme uygulamıyorum, çok çeşitli yiyorum. Vitamin, mineral, karbonhidrat, yağ… Uzun açlıklar yaşıyordum. Dalmadan önce en az dört saat aç kalmam gerekiyordu mesela. Akşam daha kuvvetli yiyordum. Kuru meyveler, meyveler yedim. Menü vermeyeceğim çünkü herkese göre değişir bu. Çok kısıtlı bir diyet değildi yaptığım. Kaldı ki Van'daki yemekler beni çok zorladı. Kebap ağırlıklı, ben de yağlı et tüketmemeyi tercih ediyorum. Bana biraz ağır geldi ve otelden rica ettim, onlar bana özel yemekler hazırladılar. Sebze ağırlıklı beslenmeye çalışıyorum günlük hayatımda.

** Twitter'da canınızı sıkan mesele tam nedir?
Hastalık döneminde arayan soran çok oluyordu. Son üç gün telefonumu aldılar elimden. Gezi Parkı gündeminden haberim yoktu. Van'da zaten kimsenin bundan haberi yoktu. Rekorum 1 Haziran'da oldu. Buna tepki geldi Twitter'da, haberim olmadığı halde. Bakan gelmişti, onunla da bunu konuşabilirdim aslında. Ama bilmiyordum. Kaldı ki aktivist değilim, rekortmenim ben. Orada "İstanbul'da bazı şımarıklar eylem yapıyor" gibi düşünülmüştü. "Rekoru kırdık" diye Twitter'a, Facebook'a yazınca insanlar "ne hastalığı, biz burada ölüyoruz, böyle günde rekor mu kırılır" gibi çok vicdansızca şeyler yazdılar. Oysa ben bir senedir bu rekora hazırlanıyordum. Sponsor bulana kadar bile çok uğraşmıştım.

** Bundan sonraki hedefleriniz neler?
Yeni rekor hedeflerim var. Yaz döneminde engelliler ile dalış kampları düzenleyeceğiz çünkü suyun altında hiçbir engel yok. Sualtı görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan ile "EngelSizsiniz" adındaki sergimiz için sualtı çekimleri yaptık engelli dalgıçlar ile birlikte mesela. Yine yazın, TRT Türk'te "Şahika'nın Mavi Dünyası" isimli bir TV programı yapacağım, şimdiden çekimlerine başladık. Ayrıca spor yapmaya da devam ediyorum, her branşını seviyorum. Dalış dışında Offshore, sörf, snowboard gibi birçok sporu yapıyorum.