Perşembe 10.10.2013 00:00
Son Güncelleme: Cuma 11.10.2013 16:31

Kimyasallar cinsel eğilimleri değiştiriyor!

PCB ve dioksin gibi kimyasalların çocuklarda “farklı” cinsel davranışlara yol açtığı iddiası, Avrupa’yı karıştırdı. Çünkü bu kimyasallar, soluduğumuz havada, yediğimiz besinlerde boyanan plastik eşyaya, gündelik hayatta kullandığımız her üründe mevcut! Söz konusu kimyasallara, Kuzey Buz Denizi’ndeki petrol yatakları yüzünden maruz kalan hayvanların ise hermafrodit yani çift cinsiyet olduğu tespit edildi.

Haber, iki hafta önce İngiltere'de patladı: Hollanda'nın Rotterdam kentinde bulunan Erasmus Üniversitesi'nde yedi yıl önce başlatılan araştırmanın sonuçları dehşet vericiydi… "En vironmental Health Perspectives" adlı bilim dergisinde yayımlanan araştırmanın sonuçlarına göre, genetik olarak yani anne karnındayken yüksek derecede PCB' ye maruz kalan kız çocukları tabancalarla askercilik oynarken, erkek çocuklar mutfak setleri ve bebeklerle oynayıp kadınsı kıyafetler giyiyordu. Aynı araştırmada "dioksin oranı yüksek" olan bütün çocuklar ise feminen oyunlara eğilim gösterdi.
Burada derin bir soluk alalım. Çünkü haberin devamında yer alan araştırma metodu, modern anne babaların kalbini tekletebilir…
Araştırma iki etapta yapıldı: İlkinde hamileliklerin son haftasını yaşayan 207 kadından kan örneği alındı. Doğum esnasında göbek başından ve doğumdan iki hafta sonra da anne sütünden numune toplanarak bebeklerin ana rahminde PCB ve dioksinlere ne derece maruz kaldıkları tam olarak saptandı. İkinci etap daha kolaydı: Aradan geçen yedi yılı sonunda, numune alınan ailelerden, çocukların cinsel eğilimlerin değiştirici özelliğe sahipti.
Araştırmanın en rahatsız edici özelliği, deneye gebeyken katılan 207 annenin PCB ve dioksinleri özel bir yolla değil, beslenme, soluma gibi sıradan yaşamsal faaliyetlerini gerçekleştiren almış olmalarıydı…
Peki, nedir söz konusu kimyasallar ve nelerde bulunur? Cevaplayalım günlük hayatımızda her yerdeler… Boyadan plastik eşyaya, yiyecek ambalajlarından oyuncaklara kadar her türlü üründe bulunan PCB'nin, dünyada bugüne kadar toplam 1.5 milyon ton üretildiği tahmin ediliyor.
Dioksin ve PCB'ler düşük düzeyde de olsa yiyeceklerde bulunuyor ve bu maddeler insanın yağ hücrelerinde birikiyor…
Petrol bağlantısı İngiltere, konu üzerinde hassasiyetle duran belki de tek ülke. Çevre Bakanı Michael Meacher, 20 Ekim 2002 günü Independent gazetesinde yer alan açıklamasında, Erasmus Üniversitesi'nin araştırmasını "çok rahatsızlık verici" bulduğunu ve bu konuda derhal çalışmaya başlayacaklarını söyledi.
İngiltere konuya özellikle önem veriyor çünkü Kuzey Buz Denizi petrol pastasının yılda 260 milyon tonu ise Norveç'e ait… Bu petrolün önemli bir bölümü aktarma esnasında denize dökülüyor. Kuzey Buz Denizi'ndeki İngiliz petrol şirketlerinin temsilcisi Trisha O'Reilly marinalarda teknelerin de kimyasal artık bıraktıklarını hatırlatırken bulgular üzerine bir yorum yapmayı reddediyor. O'Reilly kendilerinin de Norveç Petrol endüstrisiyle ortak araştırmalar yapacaklarını söylemekle yetiniyor.
Bakan Meacher'ın konuyla ilgili çalışmaya başladıklarını söylemesi zaten yeni bir gelişme değil. Bu kimyasallar sadece cinsel sapmalara yol açtığı için değil, kanserojen etkileri nedeniyle de sık sık gündeme geliyor ve bakan her seferinde konu üzerine çalışmayı vaat ediyor. Greenpeace'den Banu Dökmecibaşı'dan öğrendiğimize göre Birleşmiş Milletler Çevre Programı, aralarında PCB ve dioksinlerin de bulunduğu "kalıcı organik kirletici"lerin kullanımının yasaklanmasını amaçlıyor. Dökmecibaşı, bir atık yakma tesisinin yakınında yaşayan çocukların cinsel gelişmelerinin durmasıyla benzeri bir araştırmayı hatırlatıyor.
Hermafrodit foklar Erasmus Üniversitesi'nde yapılan çalışma, bu kimyasalların insanlar üzerindeki etkisini inceleyen ilk araştırma. Ancak daha önce hayvanlar üzerinde yapılan benzeri araştırmalar da var:
Mart ayında Norveç Deniz Araştırmaları Enstitüsü'nün yayımladığı çalışmaya göre, Kuzey Buz Denizi'nde petrol yataklarına yakın bölgelerde yaşayan morina balıklarının üreme sistemlerinde bazı değişimler gözlendi. Erkek morinalar dişilere özgü hormonlar salgılıyor ve sperm sayıları düşüyor, dişi morinalar normalden küçük ve geç yumurtluyordu. Bu değişimlerin başlıca sorumlusu olarak petrol yataklarındaki sızıntı sonucu denize karışan "polychlorinated" (PCB) ve dioksin gibi maddeler gösteriyor! Araştırmanın başkanı Dr. Ole Arve Misund "cinsiyet karıştıran" (gender – bender) olarak tanımlanan maddelerin morina stoklarının azalmasına yol açtığı, yumurtlama gecikmelerinin ise zincirleme olarak birçok türün gelişimini etkileyebileceğini söylüyor.
Ekim ayı başında, yine Norveç'te yayımlanan "Arctic Pollution 2002" raporunda da benzer sonuçlar göze çarpıyor. Rapora göre bölgede doğal hayat ciddi tehlike altında. Norveç'in 500 km. kuzeyinde bulunan Svalbard Takımadaları'nda yaşayan dişi kutup ayıları ve fokların çift cinsiyet organlı (hermafrodit) doğmaları bilim adamları tarafından hayvanların PCB'lere maruz kalmalarıyla açıklanıyor.
Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı yöneticisi Samatha Smith, kutuplarda ki kirlenmeyle ilgili olarak zehirli maddelerin rüzgar ve su hareketleriyle tüm dünyaya yayıldığını, global bir önlem alınmadan çözüme ulaşılmayacağını söylüyor. Aynı şey biz insanlar için geçerli tabii. Bugüne kadar "hasar", "zehir", "ölüm" gibi anahtar kelimeler yönetimleri harekete geçirmeye yetmez. Kim bilir belki "cinsel sapma" fikri yeni bir bilincin gelişmesine önayak olur.

DEHŞET VEREN ARAŞTIRMALAR
*ERASMUS ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIMASI: Çocukların kanındaki PCB ve Dioksin miktarı, ana rahmindeyken ölçüldü. Yeni yaşına geldiklerinde, yüksek miktarda Dioksin ve PCB bulunan erkek çocuklarının feminenleştiği ve kadın kıyafetlerinin tercih ettiği gözlendi.
*ARCTIC POLLUTION 2002 ARAŞTIRMASI: Norveç'teki Svanbord Adalarında yaşayan dişi kutup ayıları ve foklar, PCB yüzünden Hermafrodit doğuyor.
*NORVEÇ DENİZ ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ'NÜN ÇALIŞMASI: Petrol yataklarına yakın yaşayan ve PCB'ye maruz kalan erkek morina balıklarının sperm sayısı düştü ve dişilere özgü hormonlar salgılamaya başladılar
PSİKOLOG AYŞE KAYHAN
"Tek bir unsur cinsiyeti etkileyemez"

Yeni doğan çocukların maskülen ya da feminen davranışlar geliştirmeleri daha çok kent yaşantısının değişmesinden kaynaklanıyor. Annenin çalışma hayatına katılması gebeliğin bir bölümünün işte geçirmesi gibi etkenler önemli. Mesela araba kullanmak bundan yarım yüzyıl önce tipik bir erkek davranışıydı. Şimdi kadınların yarısından çoğu araba kullanıyor. Uniseks yaşantı dediğimiz şey kentte o kadar yaygın ki, kız çocuklarının bebekle, erkek çocuklarının silahla oynamaması garip değil. Sırf kimyaya dayanarak böyle bir yorum yapmak bana absürt geliyor. Besinlerdeki hormonlar konusu çok daha düşündürücü.
Diş kaşıyan bebeklere zehir!
Amsterdam' da yapılan bir başka araştırmanın sonuçları da dehşetengiz. Dünyanın 20 ülkesinde, evlerde çocukların güvenliği için kullanılan ya da çocukların rahatlıkla ulaşabileceği 54 farklı ürün, laboratuarlarda test edildi.
Türkiye'de de bulunan, dünyanın önemli markaların ait ürünlerde rastlanan bazı maddelerin insanlar ve hayvanlar üzerindeki etkileri şöyle:
Phthalat: Karaciğer kanseri, böbreklerde hasar, üreme sisteminde zayıflık.
Organotin: Bağışıklık sistemi ve üreme sisteminde hasar.
Bisphenol A: Yüksek derecede zehirli ve hormon dengesini bozuyor.
Seçilen ürünlerin muhteviyatı konusunda bir ipucu daha verelim isterseniz. Yüksek derecede zehirli Bisphenol A maddesi bulunan ürünlerde biri, bebeklerin dişlerini kaşıması için üretilmiş.
AKTÜEL 2002 / SAYI: 589

SAĞLIKLA İLGİLİ DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.