Facebook yaşlanıyor

Gençlerin internet alışkanlıklarını inceleyen araştırmacıların görüşü bu yönde. Kullanıcı sayılarına bakıldığında bunu tespit etmek mümkün. 35 ve daha küçük yaştaki kullanıcılar daha ilginç buldukları başka platformlara yöneliyor. Facebook Malî İşler Müdürü David Ebersman şirketin kaydettiği rakamlarla ilgili bir konferansta bu gerçeği itiraf etmek zorunda kalmıştı.

Münih'teki JFF-Araştırmada ve Pratikte Medya Pedagojisi Enstitüsü'nden Niels Brüggen'e göre Facebook'taki yaşlanmanın bir nedeni şu: "Şimdiye kadar Facebook görece güçlüydü çünkü bir başka sosyal medya ağına geçmek istediğinizde tüm tanıdıklarınızı tekrar, tek tek bulup eklemeniz gerekiyordu. Sosyal medya hizmetlerinde amaç, tanıdığınız insanlarla temas halinde kalmak veya etkileşim içinde olmak. Kullanımın arkasında yatan itici güç, bu. Ve şimdi cep telefonunda arkadaşlarınızın ya da diğer bağlantılarınızın telefon numaraları kayıtlı olduğundan, WhatsApp ve benzeri ürünlerde uygulamayı yüklemeniz yetiyor ve tüm tanıdıklarınızı hemen eklemiş oluyorsunuz."

Brüggen Facebook'un sosyal medya alanında büyük bir yer işgal ettiğini, dolayısıyla karşı karşıya olduğu tehdidin ciddiye alınacak boyutta olmadığını da sözlerine ekliyor.

Elbette bu durum yüksek tempolu sosyal medya dünyasında ayakta kalmaya çalışan her uygulama için geçerli değil. Almanya'da ortaya çıkan öğrenci ağı Studi-VZ Facebook ile rekabet edemeyerek 2009 yılında İspanya, Fransa, İtalya ve Polonya'daki faaliyetlerine son vermek zorunda kalmıştı. Berlin'deki İletişim ve Sosyal Medya Enstitüsü'nden Karsten Wenzlaff buna Studi-VZ'nin kendini geliştirememesinin yol açtığını vurguluyor. Facebook ise kullanıcılarının yaş ortalaması yükselse bile yeni uygulamalarla ve çeşitlilikle kendini yenilemeye çalışıyor. Wenzlaff, platformun gençleri cezbedemese dahi kullanıcı sayısını bu şekilde korumayı başardığını belirtiyor.

Her fonksiyon için ayrı uygulama
Gençlerin Facebook'tan uzaklaşmasının nedeniyse Wenzlaff'a göre şu: "Bu hususta önceden trend her şeyin bir sosyal medya ağı üzerinden yapılabilmesiydi. Bu bir süre de böyle devam etti ve Facebook bu şekilde popülerlik kazandı. Belli amaçlara göre uygulamalar Facebook bünyesi içinde geliştiriliyordu. Ama bana kalırsa son iki yılda trend başka bir yöne doğru. İnsanlar her bir fonksiyon için ayrı bir uygulamaya ya da ayrı bir web sayfasına sahip olmak istiyorlar ve böylece kendileri hakkında bir profil çıkartılmasını da mümkün olduğunca engellemeye çalışıyorlar. Tek bir sağlayıcının kendileri hakkında sosyal profil oluşturmasını istemiyorlar."

Bu çerçevede gençler chat yapmak için WhatsApp ya da Spanchat, fotoğraf paylaşmak içinse Instagram gibi aplikasyonları tercih ediyor.

Anne babaların olumsuz etkisi
Socialbakers analiz şirketinin verdiği rakamlara göre Facebook 2013 yılının ilk çeyreğinde ABD'de yaklaşık 1 milyon 200 bin kullanıcısını kaybetti. Ancak sosyal medya uzmanları bunun Facebook'un yavaş yavaş ortadan kalkacağı anlamına gelmediğini belirtiyor. Zira sosyal medya platformlarının kullanıcı sayısı düşse bile belli bir sayının altına inmiyor. Olumsuz gidişat iyice belirginleştiğinde Facebook'un rakibini satın alarak bünyesine katma yoluna gitmesi de mümkün. Bunun son örneği Facebook'un Instagram'ı satın alması oldu.

Peki, ama 34 yaşından küçük Facebook kullanıcılarının sayısında neden düşüş var? Sosyal medya uzmanları bunu anlamak için önce "genç yetişkinlerle" "gençleri" birbirinden ayırmak gerekiyor. Gençler artık anne ve babalarının da hesap açtığı Facebook'u pek havalı bulmuyor. Facebook'un anne baba işgali altında olduğu gençler arasında dilden dile dolaşıyor. Karsten Wenzlaff gençlerin anne ve babalarının oturduğu kafe ve barlara da gitmediğine dikkat çekiyor.

Ayrıca veri güvenliği bakımından da Facebook eksiklere sahip. Facebook'un gizlilik ayarları son derece karışık ve bir paylaşımda bulunduğunda kimin neyi görebildiğini hemen hemen hiç kimse tam olarak bilemiyor. İletişim araştırmacıları, Facebook'un genç kullanıcılara dost bir yapısı olmadığında birleşiyor. Ve bu yüzden Facebook yaşlanıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Christian Ignatzi / Ercan Coşkun

Editör: Ahmet Günaltay