Çarşamba 04.12.2013 00:00
Son Güncelleme: Cumartesi 07.12.2013 12:35

Ayasofya bilmecesi hakkında 5 soru 5 cevap

İslam ve Hıristiyan dünyası için sembolik bir maber olan Ayasofya'nın kaderi ne olacak?

>> Ayasofya'nın müze olma kararı Resmi Gazete'de yayınlanmadığı için hukuki geçerliliği yok mu?

>> Ayasofya'nın imam kadrosu halen neden devam ediyor?

>> Atatürk Ayasofya'yı müzeye çeviren kararnameyi imzalarken neden imzasını değişik attı?

>> Son günlerde Hıristiyan ve İslam aleminin gözlerinin yeniden üzerinde olduğu Ayasofya'yla ilgili "bilmecelerin" cevaplarını uzmanlar eşliğinde aradık…
Müslümanlar için Ayasofya hak dinin mabedi. Çünkü İslam gelmeden Hıristiyanlığın yani hak dinin temsili olarak inşa edildi. İslam dini ortaya çıktıktan sonra Ayasofya, Müslümanlar tarafından kendi kültürlerinin parçası haline getirilmeye çalışıldı. İstanbul'un fethinden sonra ise İslami bir simge haline dönüştü. Osmanlı'nın ardından kurulan cumhuriyet tarafındansa müze haline getirildi. Ancak bu noktada farklı yorumlar ortaya atıldı ve atılmaya devam ediyor. Kimilerine göre, yeni kurulan cumhuriyet Batı'nın baskısı karşısında Ayasofya'yı müzeye dönüştürmek zorunda kaldı, kimine göre ise yeni cumhuriyet İslam'ı kültür dairesi dışına çıkarmak istedi. Kısacası Ayasofya ile ilgili iddia ve tartışmalar bugün de devam ediyor. Üstelik ortaya çıkarılan belgeler ve görüşler konuyu giderek daha tartışmalı hale getiriyor. Bitmeyen bu tartışmayı tarihçilere sorduk ve "Ayasofya bağımsızlık simgesi mi? Batı, Ayasofya'nın camiye çevrilmesine nasıl tepki verir? İslam dünyası bu değişikliği nasıl karşılar? Camiye çevrildiğinde tasvirlerin durumu ne olacak? Müze olma kararı neden Resmi Gazete'de yayınlanmadı? Atatürk'ün karar altındaki imzası yanlış mı? İmam kadrosu hâlâ neden devam ediyor?" sorularının cevaplarını aradık.


Mustafa Kemal'in imzasını taşıyan, Ayasofya'nın müzeye çevrilmesini onaylayan 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararı (sağda). 22 Kasım'da imzaladığı başka bir belgede imza farklı... Tartışmanın kilitlendiği noktalardan biri de bu.

Doç. Dr. Ali Satan

(Tarihçi - Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi)

AYASOFYA, BATI AÇISINDAN NEYİ TEMSİL EDİYOR?

Kudüs'ün İngilizler tarafından işgal edildiği haberi müttefiklerimiz tarafından dahi nasıl "çan çalınarak" karşılandı ise İstanbul'un işgali de tüm Hıristiyan dünyasında büyük sevinç yaratmıştı. Dünyanın pek çok yerindeki Hıristiyan din adamı ve grupları Amerika dahil, bir araya gelerek İstanbul işgal komutanlığına telgraflar göndererek asırlardır Türklerin elindeki "Constantinopolis"i kurtardıkları için kutluyor ve kutsuyorlardı. İstanbul'un asırlardır bu beklenen işgali Ayasofya'nın kiliseye çevrilmesi ile taçlanacaktı. Bu hem yurt içindeki hem de yurt dışındaki Hıristiyanların arzularıydı. Son Haçlı Seferi olarak görülen Harb-i Umumi'nin zaferi olacaktı. Ayasofya'nın kiliseye çevrilmesi Batı/Hıristiyan medeniyetinin nihai zafer sembolü olacaktı. Milli Mücadele'nin kazanılması Batı'nın bu arzusunu engelledi. Ancak yeni dünya düzeninin parçası olmak kaygısı ile önce İslam birlik ruhunun sembolü halifelik müessesesi ortadan kaldırıldı, yaklaşık 10 yıl sonra da İslam'ın fetih ruhunu temsil eden Ayasofya müzeye çevrilerek Batı karşısında kendi kimliğimiz askıya alınarak Batı ile orta yolda uzlaşı arandı. Ayasofya'nın cami olarak hizmete açılması Batı dünyasında ciddi bir tepkiye sebep olmaz. Gelen tepkiler ise göğüslenebilir. Ancak içeride ve dışarıda fırsat kollayan çevreler olacaktır.


Doç. Dr. Teyfur Erdoğdu

(Tarihçi - Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi)

AYASOFYA YENİDEN CAMİ OLURSA GALERİ KISIMLARI AÇIK KALABİLİR Mİ?

Tabii kalabilir. İslam dinine göre surete karşı mı yoksa suretin bulunduğu mekanda mı namaz kılınamaz meselesini fakihlere

bırakarak beş noktayı açığa çıkarmak istiyorum.

1. Bugün Ayasofya'nın ön kısmı ibadete zaten açıktır. Bu bakımdan şu anki uygulamada (önü mabet, arkası müze olarak) ikiye bölünmüş Ayasofya içinde namaz kılınmaktadır.

2. Elimizdeki teknolojik imkanlarla suretlerin üstlerini namaz esnasında ışık perdeleri ile örtmek mümkündür.

3. Galerilerde namaz kılınması halinde ise burada bulunan Hıristiyanlığa ait simgeler namaz kılanlar açısından rahatsızlık doğuracaksa acil çözüm olarak zaten toplam mekanın çok küçük bir yüzdesini oluşturan galerilerde namaz kılınmaması düşünülebilir.

4. Başbakanlık arşivinde rastladığım iki belge oldukça önemlidir. Birincisine göre Ayasofya'daki tasvirlerin kazınmamasının ama üstlerinin nazikçe örtülmesinin sebebi hem Hıristiyanlık dininin kutsallarına hem de sanatkârların işlerine saygıdır. İkincisine göre Padişah Abdülmecid Ayasofya'yı Fosatti'ye tamir ettirirken cami içindeki tasvirleri yeniden örttürür ama kuzey kapısındaki büyük Meryem mozaiğini cami dışında diye örttürmemiştir.

5. Niğde Derinkuyu'da bulunan ve kiliseden camiye çevrilen Cumhuriyet Camisi'nde 1982'ye kadar tasvirler örtülmeden namaz kılındığını bugün ise sadece bir kısmının örtülü olduğunu biliyoruz.

Doç. Dr. Cengiz Tomar

(Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü Müdür Yardımcısı)

AYASOFYA'NIN AÇILMASI İSLAM DÜNYASINDA NASIL YANKI BULUR?

Bilindiği üzere İstanbul, Fatih Sultan Mehmet tarafından 1453 yılında savaşla fethedilmiştir. İslam hukukunda iki türlü fetih vardır. Bunlardan birincisi sulhen (barış yoluyla) bir şehrin fethedilmesidir. Bu şekilde yapılan fetihlerde şehre ve şehir halkına kendileriyle yapılan anlaşma (ahidname) çerçevesinde muamele edilir. Kudüs'ün 638 civarında Müslümanlar tarafından fethi bu şekilde olmuştur. İslam hukukunda savaşla yapılan fetihlerde şehrin en büyük mabedinin camiye çevrilmesi genel uygulamalardandır. İstanbul da savaşla fethedilmiş ve şehrin en büyük mabedi olan Ayasofya, Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye çevrilmiş ve vakıflar tahsis edilmiştir. İslam hukukunda vakıfların amacının dışında kullanılması kesinlikle yasaklanmış olup dünyevi ve uhrevi cezaları oldukça ağırdır. Bu sadece Ayasofya için değil amacı dışında kullanılan bütün vakıflar için geçerlidir. Ayasofya'nın müzeye çevrilmesi tartışmaları esnasında kiliseye çevrilmesi de gündeme gelmiş ve bu kabul görmeyerek müzeye çevrilmiştir. İslam ve Arap dünyasından özellikle İstanbul'a turist olarak gelenler Ayasofya'nın neden müze olduğunu anlamakta güçlük çekmektedirler. Zira İstanbul'un fethinin nasıl gerçekleştiğini bildiklerinden fetih sembolü olan bu camide namaz kılmak istemektedirler. Bu sebeple Ayasofya'nın vakfiyesine uygun olarak asıl fonksiyonu olan camiye çevrilmesinin İslam dünyasında olumlu yankılanacağını düşünüyorum.

Mustafa Armağan (Tarihçi)

AYASOFYA DİNİ BİR YAPIDAN ÇOK SEMBOLİK BİR YAPIYA MI DÖNÜŞTÜ?

Ayasofya, müze olduktan sonra 480 yıllık İslam hakimiyeti döneminde de yaşattığı kadim mistik atmosferini tamamen yitirmiş;

bu çıplak ve soyulmuş hali Ayasofya'da manevi bir hava teneffüs etmek isteyen Hıristiyanlara bile itici gelmiştir. Zamanında

Alman Prof. Eckhard Unger ve Fransız tarihçi Charles Diehl, Ayasofya gibi kuruluşundan beri şu veya bu dine, ama dine hizmet

eden bir yapının laikleştirilip müze yapılmasının, onun ziyaretçilere vereceği mistik hazzı yok edeceği uyarısında bulunmuşlardı. Doğru çıktı. Cami olsa edeplerini koruyarak gezecekleri bu binayı laubali hareketleriyle "kirleten" milyonlar doluşuyor içerisine. Nitekim ABD Büyükelçisi Charles H. Sherrill bir Kadir gecesi Ayasofya'da yaşadıklarını şöyle anlatmıştır: "On binden fazla Müslüman'ın her şeyi unutup bütün kalpleriyle kainatın yaratıcısına dua edişlerini seyretmek Müslüman olmayanlara dahi heyecan verir. Ben Ayasofya'da gördüğüm bu ibadeti ve Müslümanlarla duyduğum heyecanı, Hıristiyanların yaptığı hiçbir ibadet meclisinde görmediğimi rahatça söyleyebilirim." Ayasofya'yı müze yapanlar ondaki ruhaniyetin ölümünden de sorumludurlar. Zira bir bina sadece yapısıyla değil, yaşantılarıyla da korunmalıdır. Müze yapmak Ayasofya'nın ruhunu mumyalamaya benziyor. Lanetten kurtulmak onu tekrar cami yapmaktan geçiyor.

Prof. Mehmet Çelik

(Celal Bayar Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı)

"CUMHURBAŞKANI MUSTAFA KEMAL PAŞA'NIN İMZASI ŞAİBELİ"

>>
Elinizdeki belgede Atatürk'ün kararnameden iki gün önce attığı imzanın asıl imzasından farklı olduğunu ortaya

koymuşsunuz. Bunun anlamı ne olabilir? Ayasofya Kararı neden Resmi Gazete'de yayınlanmadı? Neden imam kadrosu devam ediyor?

Ayasofya ile ilgili bir türlü ne sokaktaki vatandaşın merakı giderilebilmiş, ne de tarihçilerin ve aydınların kafalarındaki

soru işaretleri vüzuha kavuşmuştur. Çaresizlik, bana yâr etmezsen, sana da ben etmem tavrı!.. 24 Kasım 1934 Bakanlar Kurulu

Kararnamesi… Kararname, Resmî Gazete'de yayınlanmıyor. Kararname ve Kanunlar Külliyatında yer almıyor. Yetmemiş, bir imam ve müezzin kadrosu da ibka edilmiş ve hâlâ bu personel maaş almaya devam ediyor. İmzalar; evet tüm bakanların imzaları gerçek.

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa'nın imzası ise, şâibeli… Hiçbir yerde buna benzer bir imzası yok!.. Ayrıca ne gariptir ki soyadı kanununun çıktığı günün tarihini taşıyor. Bu imzayı 1937, 1938'lerdeki imzasıyla karşılaştırmak çok şey ifade etmez. Ancak iki gün önce Bakanlar Kurulu Kararnamesi'ndeki imzası aslında bu konuda sağlıklı bir fikir vermek için yeterli bence. Haa, birilerinin iddia ettiği gibi, "bu iş Mustafa Kemal Paşa'dan habersiz mi yapıldı?" denirse, kesinlikle hayır! 1934'te Milli Eğitim Bakanı olan Abidin Özmen'den köşkteki yemekte bu konunun nasıl karara bağlandığını biliyoruz. Mustafa Kemal Paşa'dan habersiz, o günün şartlarında, böyle bir işe girişildiğini söylemek, insan aklıyla alay etmek demektir. İmza, bence kendine ait değil... O halde?.. Kerhen verilmiş bir karar!..

HASAN HÜSEYİN KEMAL / hhkemal@gmail.com

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.