Pazar 15.12.2013 00:00
Son Güncelleme: Pazar 15.12.2013 03:59

Uyku hapı bağımlısı olmayın...

Uyku hapları uykusuzluğu giderirken, yüksek dozda ve uzun süreli kullanıldığında Alzheimer'ın da kapılarını açıyor.

Günümüzde uykusuzluk gerçek bir sorun haline geldi. Dünyanın bir çok yerinde özellikle kadınların başı çektiği büyükçe bir grup uykusunu alamadığından şikayetçi ve bunu düzenli bir hale getirmek için çeşitli yollara baş vuruyor. Bunlardan biri de uyku ilacı almak. Ancak yapılan araştırmalar gösteriyor ki uyku ilaçları da göründükleri kadar masum değil.

Uykusuzluk ile mücadele için kullanılması gereken doğal yöntemler var. Ancak bazı durumlarda doktorlar tarafından verilen reçeteli hapları kullanarak da uykunuzu düzene sokabiliyorsunuz.

Dr. Mehmet Öz programında yaptığı açıklamada uyku haplarını doğru alıp almadığınızı anlamak için kendinize sormanız gereken beş sorudan söz ediyor. Öz'ün verdiği bilgiye göre 2011 yılında sadece 60 milyon reçete yazılmış. Ayrıca bu ilaçların kanser, reflü ve depresyon ile de ilişkili olduğu biliniyor. Ancak günde yedi, sekiz saat uyku uyumamız gerekiyor. Bunu başaramayanlar da kendilerini daha iyi hissedebilmek için uyku hapı almayı tercih ediyor.

Burada önemli bir diğer nokta da doktor kontrolünde ve reçeteli ilaçların verilmesi.
Dr. Öz'e göre kendimize bir ilaç almadan sormamız gereken beş sorudan ilki;

Ne sıklıkla uyku ilacı alıyorsunuz?

Uyku hapını sürekli mi kullanıyorsunuz? Arada bir mi? Bu sorunun cevabı uyku ilacı kullananların hem psikolojik hem de fiziksel olarak bu ilaçlara muhtaç olunabileceğinin de altını çiziyor.

İkinci önemli soru, ilacınızı alma nedeniniz ile ilgili.

İlacınızı uykuya dalmak için mi alıyorsunuz yoksa uykuya dalıp sıklıkla uyandığınız için rahatsız oldunuz ve uykunuzu düzene sokmaya mı çalışıyorsunuz. Uyku hapları da şikayetleriniz ve verilme nedenlerine göre kendi içinde farklılıklar gösterir. Dolayısıyla doktorunuzla nedenleri iyi bir şekilde belirlemeniz gerekmektedir.

Uyku ilacınızı saat kaçta ve hangi dozda alıyorsunuz?

Uyku ilacınızı eğer normal bir uyku ilacı ise çok geç saatte ya da sabaha karşı almamalısınız. Diğer türlü büyük sorunlar yaşayabilirsiniz.

Başka birinin ilacını aldıysanız, artık almayın.

Çünkü ilaçlar sizin kullandığınız başka ilaçlar ile etkileşim gösterebiliyor. Bu durumda sizin hangi dozda ve hangi nedenle ilaç kullandığınızı kendi doktorunuzdan öğrenmeniz gerek.

Uyku hapı almadan önce ağır şeyler, kızartma yemek yemeyin.

Hafif bir şeyler yiyin. Çünkü ne kadar ağır yerseniz, ilacın midenizde emilip bağırsaklara geçmesi de o kadar zorlanıyor.
Araştırmalar her on kişiden birinin uykuya dalmakta güçlük çektiğini, üçünün de ara sıra uykusuzluk çektiğini gösteriyor. Bu gidişle çok değil yirmi otuz yıl sonra insanların çoğu uyku ilacı içmeden yatağa girmeyecek.

Uyku sorunu olanlar önce gazetelerden okudukları papatya çayı, ılık banyo gibi hepinizin işittiği ve bildiği yolları deniyor. Son olarak da yorgunluğa dayanamayan vücutlarına yardımcı olabilmek için uyku haplarına başvuruyorlar.

Bu durumda uykunuzu kaçıran nedenleri bulmaya çalışmanız oldukça önemli.

Çoğu insan uykuya geçmenin bir elektrik düğmesine dokunmak veya radyoyu kapatmak gibi anlık bir işlem olduğunu düşünüyor veya öyle olmasını istiyor. Gerçek şu ki "uykuya geçme" pek çok faktör tarafından etkilenen oldukça karmaşık bir süreçtir. Havanın kararmasından tutun etrafımızdaki dünyanın soğuması, çevrenin sessizleşmesi, yanımızdaki kişinin esnemesi gibi pek çok faktör bir araya gelerek bizi uykuya hazırlar.

Uyku ilaçlarının yan tesiri yok mu?

Bizim ülkemizde kullanılan uyku ilaçları iki gruba ayrılıyor. Birinci grupta antidepresanlar var. Bu ilaçlar uykusuzluğun altında yatan depresyonun çözümünde de yardımcı oldukları için psikiyatrlar tarafından tercih ediliyorlar. En büyük yan tesirleri ilk günlerde hastayı rahatsız etmeleri (ağız kuruluğu, çarpıntı vb.) ve ertesi sabah sersemlik hissine neden olmaları. Buna karşılık büyük bir avantajları var; bağımlılık yapmıyorlar.

Gelelim ülkemizde yeşil reçete ile satılan uyku ilaçlarına. Benzodiazepin grubu ilaçlar (Diazem, Nobrium, Nevrium, Valium, Xanax, Restoril vb.) bu gruptalar. Bu ilaçların en büyük mahsuru bağımlılık yapması ikinci büyük mahsuru Alzheimer riskini artırması. 2011 yılında yapılan bir Fransız araştırmasında bu grup ilaçları kullananlarda Alzheimer riskinin iki misli arttığı gösterilmiştir. Bu gurup ilaçlardan olan Xanax aslında bir uyku ilacı olmamasına rağmen rahatlatıcı etkisi yüzenden ülkemizde bir uyku ilacı gibi kullanılmaktadır. Hâlbuki bağımlılık yapıcı etkisi oldukça yüksektir. FDA benzodiazepin grubu ilaçların uyku getirme amaçlı kullanımını 15 gün ile sınırlamıştır. Yeşil reçete ile satılan ilaçları uzun süre almanız halinde bağımlı olabileceğinizi, ilerde ilaç almadan uyuyamama riski olduğunu sakın unutmamak gerekmektedir.
Yeni nesil uyku ilaçları neden Türkiye'de yok?

Son yıllarda Amerika'da meşhur olan Z grubu ilaçlar-jenerik isimlerindeki ortak z harfi nedeniyle bu şekilde anılıyorlar, bir diğer isimleri GABA ilaçları- ülkemizde satılmıyor. Ambien (zolpidem), Sonata (zaleplon), Lunesta (eszopiclone) en meşhurları. Bu ilaçların bağımlılık yapma özelliklerinin benzodiazepin grubuna göre daha az olduğu biliniyor. Sonata ve Rozerem, daha çok uykuya dalma sorunu olanlarda tavsiye ediliyor, çünkü yarılanma ömürleri kısa. Eğer kolay uyuyor ancak gecenin bir yarısında uykunuzu almış gibi uyanıyorsanız o zaman etkileri daha uzun süren Ambien-CR veya Lunesta kullanmanız öneriliyor.

Rozerem (ramelteon) isimli ilacın etki mekanizması farklı. Uyku hormonu dediğimiz melatonin reseptörleri üzerinden etki yapıyor (melatonin reseptör agonisti). Uykuya kolay dalmayı sağlıyor, bağımlılık yapmıyor ama etkisi de diğerleri kadar kuvvetli değil.

Bir de ölüm riski var.

Amerika'da yapılmış olan araştırmada, yüz binlerce kişinin kullandığı uyku haplarının daha fazla ölüm riski yarattığı bildirildi.

İngiliz Tıp Dergisi'nde yayımlanan araştırmada, temazepam gibi ilaçları kullanan 10 bini aşkın hastayla, ilaç kullanmayan 23 bin kişi arasında karşılaştırma yapıldı. Uyku hapı kullananlar arasında, ölüm tehlikesi dört kat yüksek çıktı.

Bununla birlikte araştırmacılar, uyku hapı yüzünden ölüm tehlikesinin hala düşük olduğunu, bulguların, olası tehlikelere işaret etmekle birlikte "ilaçların zararlı olduğunu gösteren kanıtların yetersiz olduğunu" vurguluyorlar. Doktorlar, hastaların telaşlanıp ilaçlarını almaktan vazgeçmemeleri gerektiğini; eğer kaygı duyuyorlarsa doktorları ya da eczacılarıyla durumu konuşmaları gerektiğini belirtiyorlar.
Yapılan araştırmaya göre;

ABD'nin Wyoming eyaletindeki Jackson Hole Centre for Preventive Medicine ve Kaliforniya'daki Scripps Clinic Viterbi Family Sleep Centre'da yürütülen araştırmada, uyku hapı verilen kişilerin, ilaç kullanmayan insanlara kıyasla, 2,5 yıllık süre içinde ölme olasılıklarının 4,6 kat fazla olduğu belirlendi.

Genel olarak, uyku ilacı kullanmayan her 80 kişiden birine (23.674 kişiden 295′i) kıyasla, uyku ilacı kullanan 16 hastadan biri (10.531 kişiden 638′i) öldü.

Artan risk oranı, kalp ve akciğer hastalıklarıyla, sigara ve içki kullanımı gibi diğer unsurlar dışarda bırakılarak hesaplandı. Uyku haplarının kişinin uyku sırasında nefes alma düzenini değiştirebildiği ve daha fazla intihar riskiyle bağlantılı olabileceği de kaydedildi.

Yapılan araştırmada yüksek dozlarda uyku hapı kullananlarda kanser olasılığının da arttığı belirtildi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.