Efsane kuponların arkasındaki kadın

Futbola hep ilgi duyuyor muydunuz? Yoksa meslek gereği mi başladı bu ilgi?
Spikerliğe 16 yaşında Lig TV'de başladım. Yoğun olarak futbolun içine girince, ofsayt nedir öğrenince ilgim arttı. Sonuçta dokuz sene orada çalıştım.
Onca yıl erkek dünyasında olmak zor muydu?
En başlarda zordu. Daha küçücüğüm, geliyor canlı yayında karşına bir hoca oturuyor, mesela Güvenç Kurter oturuyor, soru soruyorum, öyle bakıyor yüzüme sen nereden anlayacaksın gibisinden. Ama Şansal Büyüka'nın çok katkısı oldu bende, resmen öğreneceksin diye itti beni işin içine.
Ama yine de kadınların yorumunu ciddiye almıyor izleyiciler sanki, öyle değil mi?
Futbolu erkekler çok sahipleniyorlar ama öyle atla deve bir şey değil. Kahvede 30 kişi konuşur, 31'incinin yorumunu beğenmezler, televizyonda konuşan hocanın yorumunu da beğenmezler, seni de beğenmeyebilirler. Ama bu işi gerçekten bilen topa ayak vuranlar ve hocalardır.
O kadar yıl boyunca erkek dünyası içinde olmak sizi erkekleştirdi mi?
Kesinlikle erkekleştiriyor. Konuşma şeklini bile değiştiriyor. Yine biz ekran önündekiler her gün rujumuzu sürüp kadın olduğumuzu hatırlıyoruz ama spor muhabiri kadınlar için durum daha da zor, iyice erkeksileşiyorlar.
Aileniz sizi destekledi mi?
Futbola ilgili bir aileden mi geliyorsunuz? Biz yedi kardeşiz. İki erkek kardeşim İddaa'da çok iddialılar, iyi kazanırlar. Bir kız kardeşim spor spikeri, Esra Beyazadam. Bir ablam Beşiktaş Spor Kulübü'nün avukatı. Diğer ablam spor hukukçusu, futbolcu avukatlığı yapıyor. Futbolla içli dışlıyız yani.
Trabzonsporlu Barış Özbek ile evlenip Trabzon'a yerleştiniz. Kariyerinizi ve İstanbul'u bırakmak zor olmadı mı?
Hayatta büyük konuşmayacaksın. Ben büyük konuştum. Asla İstanbul'dan ayrılmam dedim, asla bir futbolcuyla evlenmem dedim. Ama iyi ki de büyük konuşmuşum. Ekran önünü hiç özlemiyorum, bilyoner.com'da olmak bana yetiyor, çok mutluyum. Bir buçuk milyonun üzerinde üyemiz var. Böyle bir kitleyi televizyonda bir araya toplayamazdım. Eskiden sadece yüzümü bilirdi insanlar. Şimdi artık ismimi biliyorlar. Bu benim için çok daha önemli.
Neden bir futbolcuyla asla evlenmem diyordunuz?
Çapkın ve hoyrat oldukları için. Ama benim eşim çok farklı. Almanya doğumlu ve Avrupa kültürü almış biri. Kültürlü bir aileden geliyor. Genel futbolcu profilinden çok başka.
Eşinizle evde futbol mu konuşuyorsunuz hep?
Sürekli değil. Ama ben hep maçlarını izler ve yorum yaparım. Takımın şurası aksıyor, daha çok koşman lazım falan derim. O da hala şaşırıyor, sen nasıl bu kadar iyi anlıyorsun futboldan diyor.
İddaa tahminlerini nasıl yapıyorsunuz? Sürekli maç mı izliyorsunuz evde?
Süper ligle ilgili çok rahat tahmin yapabiliyorum. Naklen izleyebiliyorum çünkü. Ama Finlandiya ligini, İsviçre ligini, Fransa ikinci ligini nereden izleyeceğim, mümkün değil. O zaman da internetten takımın oynadığı maçlara bakıyorum, istatistikleri alıyorum, öyle yapıyorum değerlendirmemi. Diyelim, üç beraberlik, bir mağlubiyet, bir galibiyeti var; büyük ihtimalle beraberliğe veriyorum, Alt-üst tercihini çok kullanıyorum. Çoğu zaman tutturuyorum da. Eşimin kardeşi Almanya'da oynuyor. Almanya ligiyle ilgili ondan yardım alıyorum. İki buçuk yılda Bilyoner'de toplam 628 bin lira kazandırdım.
Siz de oynuyor musunuz, hiç kazandınız mı?
Ben de oynarım. Çok da kazanıyorum.
En çok kaç para kazanmışsınızdır bir ayda şimdiye kadar?
20 bin liraya kadar çıktığım oldu.
Kemal Sunal'ın "Atla Gel Şaban" filmindeki gibi sizin de tahmin yapmak için uygun ortamlarınız var mı?
Trabzon'da evimiz deniz kıyısında. Akşama doğru denize bakarak, bir fincan nescafe ile yaparım tahminlerimi.
Bazı maçlarda tribüne sadece kadınların alınmasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Bu iyi değerlendirilmeli bence. Örneğin Brezilya'da kadınların görsel şovları çok güzel. Bizde de sadece kadınların gittiği bir maçta örneğin hep birlikte aynı renk şort giyebilirler. Görsel şölene dönüştürülebilir. Bizde ise kadınlar sürekli çığlık atıyor, çok rahatsız edici. Futbolcular bundan rahatsız oluyor. Bir de pozisyondan 30 saniye sonra geliyor o çığlık! Kadınlar çığlık atacağına alkış tutsun. Ses çıkarmamaları gerekiyor. Arada ah, uh dersin ama sürekli de çığlık atılmaz.
Erkek olsaydınız futbolcu mu olurdunuz?
Olmazdım. Çok zor bir iş. Sabah sekizde kalkıp iki saat antrenman yapıyorsun. Maddi artıları var elbette ama o artıları da ne kadar kullanabiliyorlar ki. Günümü gün edeyim dediği nokta, mesleğinde bittiği nokta oluyor. Başarısını sürdürmek için devamlı çalışmalı. Diğer erkekler 35'inden sonra para kazanmaya başlarken, bir futbolcu 35'ine kadar kazanıyor. Sonra ne yapacak, psikolojik olarak çok zor bir durum.
Bu yazı AKTÜEL Dergisi 25 Ekim 2012 sayı 281'de yer almıştır.