Salı 13.05.2014 00:00
Son Güncelleme: Salı 13.05.2014 17:16

Aşkı bize yanlış öğrettiler

Aşk psikoloğu Işıl Evrim Akgün’den yeni kitap

Siz aşkı nasıl bilirsiniz, kavuşamamak mı yoksa sonsuz mutluluk mu? Aşka dair yapılan tanımlamaların hiçbirini kabul etmeyen psikolog Işıl Evrim Akgün, ikinci kitabı Aşkı Bize Yanlış Öğrettiler ile bu konuya ışık tutuyor. Aşkın bilinçaltı ve egonun işbirliğiyle oluşan bir kodlama sistemi olduğunu kitabında anlatan yazar, ayrıca danışanlarının yaşadığı ilişki problemlerine de kitabında yer veriyor.

İlk kitabınız Soyadım Mutluluk'ta kendi ilişkinizdeki çıkmazlardan bahsediyordunuz, ikinci kitabınız Aşkı Bize Yanlış Öğrettiler de benzer içerikli mi?

Soyadım Mutluluk sizin de dediğiniz gibi daha çok kendi yaşamım üzerinden ilerliyor ve sık sık da ilişkilerdeki hatalarımdan bahsediyordu. Tabii kuantum çalışmalarına da yer verilmişti. Aşkı Bize Yanlış Öğrettiler ise psikologluk ve holoterapistlik yönümün daha baskın kullanıldığı bir kitap oldu. Aşkın oluşum kodlarını anlatıyorum kitabımda. Hiçbirimiz durduk yere aşık olmuyoruz aslında hepimizin içinde bulunduğu aşkları tetikleyen kodları var. Bilinçaltının aşkta nasıl belirleyici olduğundan, aynı tip kişileri nasıl seçtiğimize ve istersek bu kodları değiştirebilmenin kolaylığına kadar birçok bilgiyi son kitabımda bulabilirler.

Aşkın bilinçaltı kodları neler peki?

Aşkın bilinçaltı kodu aslında kişiye özel, kesinlikle iddia ediyorum ki isteyen herkes aşık olacağı kişiyi seçebilir, bir gün bu kişiye aşık olmaktan vazgeçerse de kendisine yeni bir aşk modeli yaratabilir. Aşk dahil olmak üzere tüm hislerimiz zihnimizde beliriyor. Çocukluktan başlayarak bilinçaltı sürekli aktif olarak aşk ve ilişkiler üzerine öğrendiklerini kodlayarak bir karma yapıyor ve çeşitli çağrışımlarla bugünkü yaşadığımız aşkın tarifini zihinde belirliyor. Gerisi ise o kodumuza uygun kişilere denk gelmeye kalıyor sadece. Bu kodlar, ülkeler arası farklılık gösterdiği gibi cinsiyetler arasında da ciddi farklılıklar gösteriyor. Bir de bilinçaltına eşlik eden ego var ki o da en az bilinçaltı kadar etkili, bu nedenle Aşkı bize Yanlış Öğrettiler kitabında egonun çıkarlarının nasıl bulunduğu ve istersek o çıkarlardan kolayca nasıl vazgeçebileceğimizi de anlatıyorum.

Bilinçaltı ve ego nasıl etkiliyor ilişkileri, bu konuyu biraz açar mısınız?

Bilinçaltı doğduğumuz andan itibaren kayda başlıyor ve her şeyi çağrışımlarla kodluyor. Yani babanız çapkınsa, erkeklere güvensiz olmanız gerektiğini, anneniz bu çapkınlığa rağmen evde kırıp dizini oturuyorsa da erkeklerin çapkınlıklarına göz yummanız gerektiğini kodluyor. Bir de bakıyorsunuz ki çocukluk döneminizdeki bu rol model aldığınız (bilinçsizce) ilişki modelinin sonucunda anne ve babanız hala bir arada, babanız şu an gelmiş 50'li yaşlara ve artık annenizin kıymetini biliyor. Oh bakın bir de sonucun güzelliğine odaklanarak bu sürecin aslında ilişkide geçici olduğunu kodladınız. Ne mutlu size bir kadın olarak tüm ilişkilerinizi aynı bu şekilde kurabileceğinize bir erkekseniz de asla tek eşli olamayacağınıza dair bir sürü kodunuz var artık. Bu sadece bir örnekteki sayısız kodun oluşumu. İşte sonra çapkın ve elde tutulması zor erkekleri "aşk" adı altında deneyimleyip duracaksınız. Tabi farkındalığı yüksek biriyseniz bu kodlarınızı değiştirebilirsiniz. Aman ne de olsa tüm ilişkiler böyle gibi bir inanca kapılıp mutsuzluğa sürüklenmeyeceksiniz… Tabi olay bunla da bitmiyor bir de egonun sinsiliği var ki özellikle bu benim de kendi yaşamımda çok muzdarip olduğum bir alandır. Ego sürekli kendini daha iyilerle kıyaslar ve sizin en iyi hak ettiğinize inandırır. Her şeye sahip olma hakkı gibi, yani çok iyi bir ilişkide bile eksik yönleri sürekli dır dır başınızı yiyerek iç sesiniz, huzursuzluk, uykusuzluk vs. gibi yöntemlerle karşınıza çıkartarak ilişkinizi sabote eder. Aslında ikisinin de gerek egonun gerek bilinçaltının tek amacı sizi mutlu etmek. Yani doğru kullanılabilseler (ben kitabımda nasıl doğru kullanılacaklarını anlatıyorum) sizin mutluluğunuz için her şeyi yaparlar.

Okuyucularınıza istedikleri kişiyi yaşamlarına çekebileceklerini de vadediyorsunuz…

Evet bu en basit kısım. Bugüne kadar, isteyip de yaşamıma çekemediğim kimse olmadı. İstediğin kişiyi önce senin bilinçaltında netlemen gerekiyor yani ben istediğimi sanıp yaşamıma çektiğim kişilerin aslında istenecek özellikleri olmadığını fark ettim bir süre sonra. Çünkü aynı rezonansta değildik. Ben onların rezonansına girsem de o süreç için kendi rezonansıma geri dönüyordum bir süre sonra ve o kişilerin hiçbir özelliğini beğenmiyordum vs. İşte herkesin kendi frekansını doğru bilip oradan insanları seçmesi lazım. Tabi arada eğlence olsun istiyorsanız ve kendi frekansınızı bir süreliğine değiştirmek o zaman benim gibi deneyebilirsiniz. Bunu sadece kadın-erkek ilişkisi olarak algılamayın farklı bir arkadaş ortamının veya meslek grubunun rezonansına bile girmeniz mümkün ama kalıcı olmanız için sizin gerçekten oraya ait olmanız gerekiyor. Birkaç cümleyle anlatmaya çalışınca karışık oldu farkındayım ama kitabımda en kolay anlaşılır bölüm bu. Kuantumla az çok yakından ilgili herkes rezonans sisteminin işleyişinin ne kadar sistemli ve sapmadan ilerlediğini bilir.

Kitabınızda bir de olumlamalar var, bunlar ne işe yarıyor?

Zihnimiz her şeyi 21 günde kaydediyor ve var olan bir kodu da 21 günde değiştiriyor. Olumlamalar da okuyucuların bir terapiste ihtiyaç duymadan kendi bilinçaltlarını 21 günde değiştirebilecekleri cümlelerden oluşuyor. Bu cümle kalıpları her gün 5'er dakika ayırdığınızda sizi 21 günde hedefinize yaklaştırıyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.