Giriş Tarihi: 19.5.2014 12:43 Son Güncelleme: 19.5.2014 14:38

Göç eden kadınlara aşçılık eğitimi

İstanbul’a göç etmiş ve eğitimini tamamlayamamış kadınlara Mutfak Atölyesi aşçılık eğitimi veriyor. Daha eğitim bitmeden iş teklifleri yağıyor…

Mutfak Atölyesi'nde İşe

Anne Çocuk Eğitim Vakfı Melek Erman Köni Eğitim ve Kültür Merkezi (AÇEV-MEK), Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu (TSKF) Balat Kültür Evi ve İstanbul Culinary Institute (ICI) işbirliğinde geliştirilen bir proje kapsamında İstanbul'a göç etmiş ve eğitimlerini tamamlayamadıkları için istihdam olanaklarına kavuşamamış kadınlara aşçılık eğitimleri verilmeye başlandı. Mayıs ayında tamamlanan projenin ilk ayağında 12 katılımcı aşçılık sertifikalarını aldılar. Mutfak Atölyesi projesi devam ederken iş teklifleri almaya başlayan kadınlar, ev içi sorumluluklarla sınırlandırılmış emeklerinin hane dışındaki alanlarda da değerli olduğunu kanıtlıyorlar.

İPEK AHU SOMAY

Fotoğraflar: DELIZIA FLACCAVENTO

Katılımcılardan Lütfiye Demir Seve seve geldim, seve seve bitirdim

Programdan çok şey öğrendim. Sebze, et ve tavuk kesimlerini gördüm. Kemik sularını çıkarmayı öğrendim. İlk defa zeytinyağlı bakla, enginar pişirdim. Daha önceleri belirli şeyler pişirirdim. Mantı, dolma, börek gibi. Bu kursta yaptıklarımı evde de uyguladım, herkes çok beğendi. Yemeklerden başka hijyenle ilgili bilgiler öğrendim. Yemek yaparken tüm takıların çıkarılması gerekiyor. Bilgilerimi, öğrendiklerimi aktarmak ve yarı zamanlı bir işte çalışmak isterim.

-Projenin başlamasına nasıl karar verildi? Paydaşlar ne şekilde buluştu?

Melek Erman Köni: 2007 yılında kurduğumuz Esenler'deki merkezimizde AÇEV'in akademik çalışmalar sonucu oluşturduğu bilimsel programlar uygulanıyor. Anne destek programı, baba destek programı gibi programlar var. Senede 400-500 kişi faydalanıyor. Ufak, mütevazı bir merkez. İstanbul'a zorunlu ya da ekonomik göçle gelmiş çoğunlukla Doğulu ve Güneydoğulu ailelerin kente entegrasyonunu amaçlayan bir ayağı var. Burs da veriliyor, şehir gezileri de yapılıyor, İngilizce kursları da düzenleniyor. Ama bu senenin yıldız projesi buydu. Kadınlara meslek edindirebilmek, istihdama katkılarını sağlamak bunların çok önemli olduğunu hep düşünüyordum. Eğitim amaçlı kurulmuştu bizim merkez. Ama kendimden pay biçerek söyleyebilirim ki; iş hayatına atılmasaydım bugünkü bağımsızlığımı kazanamazdım. Bu konuda yıllardır bir arayış içerisindeydim. Ne yapabilirim? diye düşünüyordum. Yemek becerileri çok gelişmişti kadınların. Ama onların yemek becerilerini bir standarta oturtmak gerekiyordu. Neticede Balat Kültür Evi'nin sahipleriyle tanıştık. Soroptimistlerin de kadınlara meslek kazandırabilme gibi bir hedefleri var. Bu alanda bir eğitim verebileceğimizi düşündük. Ama hangi müfredatla, hangi kitleye eğitim vereceğiz diye düşünmeye başladık. Yani tatlı mı öğreteceğiz, Batı mutfağını mı? Orada da bu sektörde ileri gelen bir arkadaşımız bizi İstanbul Culinary Institute'la tanıştırdı. Enstitü eğitim amacıyla kurulmuş bir yer. İlk toplantımızda programın çatısı kurulmuştu. Geleneksel Türk Osmanlı mutfağı üzerinde bir kursun verilmesi konuşuldu. Böylece 3 ayaklı bu proje kurulmuş oldu. Bizim merkezden başka Balat tarafından kadınlar da katıldı. 12 kişi, hiç fire vermeden programa devam ettiler. Şef de çok iyiydi. Giderlere AÇEV ve merkezimiz sponsor oldu. Soroptimistler de bize mekanı sağladılar, malzeme alışverişini yaptılar. Proje kapsamında sadece eğitim için değil, kadınların işe girebilmeleri için de çaba gösteriyoruz. Enstitü'nün ilişki içinde olduğu catering firmaları var. Bizim de gastronomi alanında tanıdığımız kişiler var. Tüm bu kişileri Balat Kültür Evi'ne davet ettik. Hanımların yaptığı yemekleri ikram ederek projemizi sunduk. İşe alınma konuşmaları başladı. 8-9 kişinin işe alımı sağlanıyor. CV'lerini teklif gelen yerlere gönderdik. Kimi kadınlar daha çekimser kaldılar. Yarı zamanlı iş isteyenler, evlerde çalışmak isteyenler oldu. Projemizi senede 4 kez düzenlemeyi planlıyoruz. Kadınların CV'lerinden bir havuz oluşturuyoruz. Ara eleman ihtiyacı da oluyor. Geçici elemana ihtiyaç olabiliyor. Tüm olanakları değerlendirmeye çalışıyoruz.

-Yemekle ilgili sosyal sorumluluk projelerinde kamunun daha çok söz sahibi olduğunu görüyoruz. İstanbul Culinary Institute olarak bu projeye katılmaya nasıl karar verdiniz?

- Levent Çekem Biz üçüncü aşamada dahil olduk. Asıl uzmanlık alanımız aşçılık eğitimleri ve Osmanlı Mutfağı'nı yaygınlaştırmak, bunun eğitimini vermek. Proje bize geldiğinde heyecanlandık. Daha önce tematik başka programlar yapmıştık. Bu projede üstümüze düşen menüyü ve reçeteleri oluşturmak ve eğitimleri vermekti. Culinary Institute Chefschool'un eski mezunlarından bir arkadaşımızı şef olarak atadık. Programı bitirenler toplu yemek üretimi konusunda belli oranda bilgi sahibi oldular.

-Katılımcıların yemek bilgileri var mıydı?

Türkiye'de hemen hemen tüm kadınların bir yemek ve el bilgisi vardır.

- Levent Çekem Genetik olarak yemek pişirmeye yatkın bir kitle, evet. Kadınlar zaten hali hazırda ailelerinin ihtiyacı olan yemekleri pişiriyorlar. Şefimizden aldığımız duyumlara göre büyük bir keyifle firmaların da katılımıyla eğitim süresi uzayabilir, katılımcı sayısı artabilir. Gönüllülerin katılımına da açığız. Eklenecek her derste gönüllü eğitimcilere de ihtiyacımız olacaktır.

-Projenin gerek yemek çalışmalarında gerek sosyal sorumluluk çalışmalarında yeni bir yol açtığını düşünüyor musunuz?

- Melek Erman Köni Projenin hedefine vardığını düşünüyorum. Kadınların farklı yemek pişirme tekniklerini ve temel bilgileri öğrenmeleri elbette önemliydi. Ama esas olarak bir işe girebilmelerini önemsiyordum. Firmalar iş alımına talip oldular. Mutlaka yeni bir yol açıldı. İçlerinde girişimci olanları görebileceğiz. Ya da bazıları çalıştıkları iş yerlerinde farklı sıçramalar yapacaklardır.

-Levent Çekem Sektörün içinden gelen bir okul ve restoran işletmesi olarak İstanbul'un son süreçte, hızla değişen bir şehir olduğunu görüyoruz. Ağırlıklı olarak yerli ve yabancı yatırımcıların hizmet sektörüne, özelde de otelcilik ve restoran sektörüne yatırım yaptıklarını biliyoruz. İstanbul'da eksik olan taraf orta ve alt kademede yetişmiş eleman. İstanbul ekseninde yapılacak sosyal sorumluluk projelerinde yemekle, mutfakla ilgili projelerin önemli olduğunu düşünüyorum. Sürekli kendini yenileyen bir sektör. Profesyonel aşçılık okullarının sadece İstanbul piyasasına yılda 2500 öğrenci bıraktığını biliyoruz. Bizim projemiz değerli ama küçük bir proje. Kadınlarla ilgili el sanatları, dokumacılık, nakış gibi alanlarda sosyal sorumluluk projeleri yapılıyor. Ancak sürdürülebilirlikleri daha zor oluyor.

- Melek Erman Köni Gastronomi gerçek pazarı olan ve talep gören bir sektör. Esenler'deki merkeze gelen kadınların bu 2500 kişiye katılması oldukça güç. Bu projeyle onlara bir yol açabildiğimizi düşünüyorum.

-Kadın profillerinden bahseder misiniz?

- Melek Erman Köni 30-50 yaş arasındaki kadınların katılım sağladıklarını söyleyebiliriz. Olabildiğince hevesli kitleyi toplamaya çalıştık. Herhangi bir sınırlama olmadı.

-Programın geleceğiyle ilgili bir hayaliniz var mı?

- Melek Erman Köni Katılımcılar arasından girişimcilerin çıkmasını isterim. Proje oluşurken bu hayalle çalışmaya başlamıştım. Birkaç kadının bir araya gelip bir kafe açmalarını düşünmüştüm. Ama benim açmamı ve kendilerinin de orada çalışan kişiler olarak var olmayı istediklerini gördüm. Bundan sonra kadınların, aldıkları eğitim çerçevesinde küçük bir yer açarak başlangıç yapmaları beni memnun eder.

- Levent Çekem Biz de bu eksenden çok uzakta değiliz. Yaklaşık 7 yıl önce Chefschool programını başlattığımız zaman, öğrencilerin sektörde şef olarak yer almalarını dilemiştik. 7 yılın sonunda işini kurmuş 20, sektörün içerisinde aktif olarak çalışan 650 öğrencimizi gördüğümüzde programın amacına uygun bir gelişme gösterdiğini söyleyebiliyoruz. Oluşmuş olan bu dinamikler, yer açmış arkadaşlarımızın kendi okullarından mezun olanları işe almaları, projeye giriş nedenimizi oluşturdu. Programa katılan kadınların sektörün içerisinde pozisyon bulmaları, belki ilerleyen dönemde girişimci olmaları, kooperatifleşmeleri, AB gibi kurumlardan fonlanmaları, projenin başarıya ulaşmasının temel parametrelerini oluşturacaktır. İnanıyoruz ki kadınlar çocuklarına ya da bir kuşak sonrasına yemek eğitimi konusunda olduğu gibi başka konularda da ışık yakacaklardır. Benim için bu programın başarısı katılımcıların öğrenmiş oldukları bu bilgileri ticari hayatta kullanabilmeleri ve içlerinden birkaç tane girişimci çıkabilmesi. Girişimciler kaynaklarından besleniyorlar, dolayısıyla bir girişimci demek çalışan 2 kişi daha demek.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.