Kampanyalarda etkili dil hangisi?
Burhanettin Duran / Sabah.com.tr
16 Nisan referandumuna giderken "evet" ve "hayır" cepheleri kararsızları etkilemenin peşinde. Şimdilik birçok anket "evet" tercihini önde gösterse de sekiz haftalık kıyasıya bir kampanya bekliyor bizleri.
Kampanyanın ana odağı cumhurbaşkanlığı sisteminin maddeleri ve teknik özelliklerinden ziyade getirilmek istenen değişimin genel mahiyet üzerinde toplanıyor. Siyasetçiler Cumhuriyet tarihinin bütün birikimini bu referandumun süzgecinden geçirecek yeni bir okumanın gayreti içinde.
"Rejimin sona ereceğinden" "Cumhuriyet'in ilelebet payidar olacağına", "tek adamyönetiminden" "milletin dirilişine" kadar birçok tema arzı endam ediyor. Elbette, referandum günü yaklaştıkça seçmenin hükümet sistemi değişikliği etrafındaki ümitleri ve kaygıları netleşecek. Ve milli irade sandıklarda tecelli ederek siyasi tarihimizin önemli bir dönüşümüne rengini vuracak.
"Evet" cephesi mevcut parlamenter yapıya "vesayet üretme," "beka meselesi," "yetki karmaşası," "krizlere açık olma" gibi eleştirilerde bulunuyor. Ancak istikrar, kalkınma, etkin yönetim, uluslararası aktörlük ve terörle mücadele konularının da cumhurbaşkanlığı sistemi ile verimli şekilde sağlanabileceğini söylüyor. Bu hedefi de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Anadolu turunda dile getirdiği gibi "2023 hedeflerine ulaşma" ve "yeniden doğuş" olarak olumlu cümlelerle açıklıyor.
Böylece kendisinden kurtulmak istenen krizlerle ulaşılacak hedefler bir arada, umut vaat eden bir şekilde dile getiriliyor. Bu söylemin somut karşılığı ise AK Parti iktidarının geçmiş 15 yıllık icraatı. Köprülerden yollara ve sağlığa kadar bütün başarıları.
"Diktatör" anlamında tek adamlık ziyadesiyle tüketilmiş bir sermaye.
Ancak teknik manada "yürütmede bütün yetkilerin bir insana bırakılmaması" gerektiği eleştirisini önemsemek gerekir.
Seçilen cumhurbaşkanının kişisel olarak değil kurumlar eliyle yöneteceği vurgulanmalı.
Erdoğan'ın güçlü liderliğine alışık seçmenler yürütmede yetki bölünmesinin getirdiği krizler konusunda bilgilendirilmeli.
Yine, "Evet" cephesi, "olağanüstülüğün kurumsallaşması" eleştirisini karşılayacak bir avantaja sahip. Mevcut sistemin bugün bize yaşattığı kronik krizlerinin ve olağanüstülüklerinin geri dönülmez şekilde ortadan kaldırılacağı öne sürülerek... Bir eleştiriyi ümitvar bir öneriye çevirerek.
Cumhurbaşkanlığı sistemi, istikrar ve reformu bir arada harmanlayan bir teklif konumunda. Hem darbe ve muhtırayı imkânsız kılan hem de olağanüstülüğe ihtiyaç hissetmeden sorunları çözebilen bir sistemin kurgulanması.
Belki tek elle tutulur argüman referandumdan hayır çıkması durumunda dahi Erdoğan'ın ve AK Parti'nin ülkeyi yönetmeye devam edecek olması.
"Ne istediniz de yapamadınız?" sorusu icraat yapan aktörün "değişim ihtiyacı" tezi yanında cılız bir eleştiri olmaya mahkûm.
EN SON HABERLER
- 1 Türkiye'den yardım seferberliği
- 2 İsrail’in yalanları elinde patladı! Gazze soykırımını böyle örtbas etmeye çalıştılar: Her şey sahte çıktı
- 3 İsrail'in etki ajanları devrede! Adım adım katliamı aklamaya çalıştılar: Nevşin Mengü, İbrahim Haskoloğlu, Oğuzhan Uğur...
- 4 McDonald’s’tan İsrail askerlerine ücretsiz yemek desteği! Sosyal medyadan boykot çağrısı
- 5 Adet kanaması kaç gün sürer? Normal adet sıklığının ne kadar olması gerekir?
- 6 Ayak mantarından korunmak için dikkat edilmesi gerekenler: Ayak mantarı nasıl önlenir?
- 7 Tırnak mantarı nasıl geçer? Tırnak mantarını ne öldürür, ilaçları nelerdir?
- 8 Rihanna hamile mi? Rihanna'dan aile büyükleri anısına düzenlediği gecede şok hareket!
- 9 Okula başlayan çocuklarda fonolojik ve artikülasyon bozukluklarına dikkat!
- 10 Victoria Beckham isyan etti! Victoria Beckham eşi David Beckham'dan şikayetçi...