Salı 14.03.2017 00:00
Son Güncelleme: Salı 14.03.2017 17:01

Ballı Günler’in ardından

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Harbiye Askerî Müze’de düzenlenen Ballı Günler organizasyonunda bal ve arıcılıkla ilgili üretim yapan firmaların geniş bir katılımı görülüyordu. Stantlardaki görevliler ziyaretçilerle ilgiliydi, bilgi vermek, çalışmalarını anlatmak ve genelde konuşmak için çaba gösteriyordu. Temel bir gıda olarak bala ihtiyaç duyduğumuz ortadayken, doğru üretimini dolayısıyla itibarını korumak için yapılan tüm çabaların hakkını teslim etmeli, daha da bilgilenmeliyiz. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin’le konuştuk.

İPEK AHU SOMAY

Ballı Günler nasıl geçti?

24-26 Şubat 2017 Tarihlerinde dördüncüsünü gerçekleştirdiğimiz "Üreticiden Tüketiciye İstanbul Bal ve Arı Ürünleri Fuarı"nı başarılı bir şekilde tamamladık. 2013 yılında ilkini gerçekleştirdiğimiz fuarımız ivme kazanarak çok daha geniş kapsamlı ve katılımlı bir hale geldi. İl Arı Yetiştirici Birliklerimiz başta olmak üzere birçok özel firma ve girişimcinin katıldığı fuarımızda 55 adet stant yer aldı ve binlerce katılımcı ağırlandı. Hem stant sahibi katılımcılarımız, hem TAB olarak bizler ulusal ve yerel basının yoğun ilgi gösterdiği fuarımıza vatandaşlarımızın gösterdiği ilgiden de son derece memnunuz. Ülkemizin farklı bölgelerine ait bal ve arı ürünlerinin sergilendiği fuarımıza yerli ve yabancı ekipman ve malzeme üreticisi firmalar da katıldı. Fuarımız tüketicilerimizle üreticilerimizin buluşmasına vesile olmanın yanı sıra sanayi üreticilerimizle arıcı üreticilerimizi de bir araya getirdi.

Balın niteliği hakkında bilgi verir misiniz? Gerçek ve sahte balı nasıl anlayabiliriz? Bal bozulur mu?

Bal, bitkilerin nektarının ya da canlı kısımlarının salgılarının veya canlı kısımlarının üzerinde beslenen bazı böceklerin salgılarının, bal arıları tarafından toplanıp, kendilerine has özellikli maddelerle karıştırarak, olgunlaşması için peteğe bırakılan, doğal tatlı ve kıvamlı bir maddedir. Uluslararası Gıda Tüzüğü'ne göre bal:
"Bal arıları tarafından, çiçeklerin nektarlarından veya bitkilerin yaşayan kısımlarından alınan özsuların toplanarak; vücutlarındaki özel maddeler yardımıyla işlenerek üretilen; petek gözlerine depolanıp olgunlaştırılan, tatlı bir maddedir." Arıların yararlandığı bitki kaynağına göre bal, salgı balı ve çiçek balı olmak üzere ikiye ayrılır. Balın kimyasal kompozisyonu bitki kaynağına bağlıdır ve bu nedenle nektar ve salgı ballarının içeriği birbirinden farklıdır. Bal arısının en önemli ürünü olan bal, çok eski yıllardan beri, değeri kesinlikle kabul edilen kıymetli bir besin maddesidir. İyi olgunlaştırılmış ve doğru üretilmiş balda bakteriler bir iki saatten fazla yaşayamazlar. Bal, bütün yiyeceklerin en safıdır. Balda yapılan hilenin ortaya çıkmaması imkânsızdır. Ancak gerçek ve sahte bal laboratuvar analizleri sonucu anlaşılabilir. Doğru yöntemlerle üretilmiş, iyi olgunlaştırılmış gerçek bal bozulmaz.

Türkiye'de hangi ballar üretiliyor?

Zengin floral kaynakları nedeniyle ülkemizde çok farklı balların üretimi gerçekleştirilebilmektedir. Bunlardan bazıları; kestane, narenciye, çam, kekik, ayçiçeği, pamuk, geven, çok çeşitli meyveler, akasya ve ıhlamur ballarıdır. Ancak burada şunu vurgulamak gerekir ki; ülkemiz dünya çam balı üretiminin merkezi konumundadır. Dünyada üretilen çam ballarının %92'lik kısmı ülkemizde üretilmektedir. Ülkemizin bal ihracatının en büyük kısmını da çam balı oluşturmaktadır.

Bal üretimiyle ilgili ulusal bir proje var mı?

Şu anda yürütülmekte olan "Türkiye'de Üretilen Çam Balının Fiziksel, Kimyasal ve Mineral Madde Profili" projemiz var. Bu proje 2015 yılında başladı, 2018 yılında sona erecek. Ayrıca önümüzdeki yıl başlaması planlanan ve Bakanlık nezdinde çalışmaların yapıldığı; Türkiye'de üretilen ticari öneme sahip monofloral (geven, ayçiçeği, narenciye, pamuk ve püren) balların kimliği üzerine ülkesel proje bulunmaktadır.

Türkiye'de ve dünyada bal pazarının belli başlı sorunları nedir?

Bal fiyatlarının düşük olması, 4-5 senedir üretim girdilerinde fiyat artışı olmasına rağmen balın satış fiyatının artmamasıdır. Bu durum pek çok ülkede karşılaşılan sorundur. Diğer bir konu ise ülkemizde arz ve talebe göre bir fiyat oluşamamasıdır. Bazı yıllarda çok düşük üretim olmasına rağmen fiyatlarda bir artış olmadığı görülmüştür.

Apiterapi hakkında bilgi verir misiniz? Apiterapide hangi arı ürünleri kullanılıyor? Önleyici ve tedavi edici özellikleri neler?

Apiterapi arı ve arı ürünlerinin bazı hastalıkların tedavisinde tamamlayıcı ve destekleyici olarak kullanılmasıdır. Son yıllarda arı ve arı ürünleri ile ilgili yapılan araştırma sonuçları apiterapiye olan ilgiyi artırmakta, toplumların dikkatini bu konu üzerine çekmektedir. Özellikle Uzakdoğu ülkelerinde başlayan ve dünyada hızla gelişen arı ürünleri ile tedavi yöntemleri hızla yaygınlaşmaktadır. Başta Japonya, Doğu Asya ülkeleri, Amerika, Kanada gibi ülkelerde apiterapi merkezleri kurulmuştur. Ülkemizde 27 Ekim2014 tarihinde yayımlanan "Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği" ile apiterapi yasal bir zemine kavuşmuştur. Apiterapide kullanılan arı ürünlerini; bal, bal mumu, polen, propolis, arı sütü ve arı zehri olarak sıralayabiliriz. Bal doğal bir enerji kaynağıdır. Kemiklerde kalsiyum fiksasyonunu ve iştahı artırmakta, vücuda enerji ve direnç kazandırmaktadır. Besin içeriğinin insan sağlığına etkisinin yanı sıra antimikrobiyal aktivite özelliği nedeniyle Hipokrat zamanından beri hastalıklarda tedavi edici bir araç olarak kullanıldığı bilinmektedir. Polen günlük protein, vitamin ve mineral madde gereksinimini karşılamak için insanlar tarafından doğrudan doğruya kullanılabilmektedir. Polende yüksek oranda B vitaminleri bulunmaktadır. Arı sütü yüksek hücre yenileyici özelliği nedeniyle bütün dokularda canlılık ve bunun sonucunda sağlık, enerji, bağışıklık ve dinçlik meydana getirir. Propolis ise sağlık için alınması gereken 22 besini bünyesinde taşıması nedeniyle son yıllarda mükemmel doğal ilaç olarak kabul edilmiş ve önem kazanmıştır. Propolisin çok eski çağlarda ilk kez Yunanlılar tarafından keşfedilerek doğal bir antibiyotik olarak kullanıldığı bilinmektedir. Arı zehri kan dolaşımını artırıcı, bakteri öldürücü, radyasyona karşı koruyucu, tansiyon düşürücü ve bağışıklık sistemini aktive edici etkilere sahiptir. Bu özellikleri nedeniyle üretimi ve tıpta kullanımı her geçen gün artmaktadır. Sonuç olarak; son yıllarda antibiyotiklerin ve diğer kimyasal ilaçların yan etkileri nedeniyle kullanımından uzaklaşılmaya başlanması insanları çeşitli hastalıklara karşı koruyan en iyi doğal savunma yöntemi olarak kabul edilen apiterapiyi daha da ön plana çıkarmakta ve tercih edilir hale getirmektedir. Ancak şu konunun altını çizmeliyiz ki; arı ürünleri tıbbın alternatifi değil destekçisi olarak görülmelidir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.