Pazar 20.08.2017 00:00

26 yıl sonra ilk kelepçe hırsıza

26 yıl sonra ''Gece kartalları'' yeniden aramızda. Artık İstanbul sokakları saat 22.00'la 06.00 arası mahalleler onlara emanet. Gecede ortalama 12-15 bin adım atıyorlar. Saygılı, esprili, kararlı ve önyargısız görev yapıyorlar. Kimsenin yediğine içtiğine karışmıyorlar

BAĞCILAR'DA GECE MESAİSİ
Saat 21.45, Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü'nün yanındaki Devriye Ekipler Büro Amirliği'nde tatlı bir telaş yaşanıyor. Hafta başı göreve başlayan bekçiler günlük mesailerine hazırlanıyor. İçlerinden Rıdvan Arslan kıyafetini giydikten sonra baklava kutusuyla üst kata, polislerin de bulunduğu mutfağa giriyor. Masaya koyuyor kutuyu. Polisler, bekçiler birer dilim baklava alıyorlar. İşe tatlı eşliğinde başlıyorlar.
İstanbul'da birçok mahallede saat 22.00-06.00 arasında artık bekçilere emanet. Böylece 1991 yılında sokaklardan çekilen bekçiler 26 yıl sonra tekrar mahalleye geri döndüler. İlk planda 386 bekçi görev yapıyor ama ilerleyen günlerde sayı artacak.
Fotoğrafçı arkadaşım Murat Şengül ile bekçilerle bir gecelik mesai yapacağız. Başkomiser A.E'nin talimatları doğrultusunda Merkez Mahallesi ve Çınar Mahallesi'nde onlarla birlikte sabaha kadar devriye atacağız.
İlk olarak Merkez Mahallesi'ni turluyoruz, üç bekçi bir polis memuruyla. (Birkaç hafta bekçiler deneyimli polislerin gözetiminde görev yapacak.) Yola çıkar çıkmaz geçen hafta Bağcılar'da röportaj yaptığımız Türkiye şampiyonu kick boks'çı Emine Arslan ile karşılaşıyoruz.
Bekçilere "Hayırlı olsun" diyor. Arslan antrenmandan çıkmış evine gidiyor, kısa bir hoş sohbetten sonra "Sokaklar ve huzurumuz size emanet, Allah yardımcınız olsun arkadaşlar" deyip vedalaşıyor bizimle.
Bekçileri görenlerin tepkisi farklı. Gençler biraz şaşkın, hafızalarındaki tek bekçi Kemal Sunal'ın Bekçiler Kralı filmindeki Şaban Özgüneş. 40 yaş üstü yurttaşlar, mahallelerde bekçilerin dolaştığı günleri hatırlıyor.
Onlar ise eski dostlarını yeniden görmüş gibi sıcak bir gülümsemeyle selamlıyor bekçileri. "Hayırlı olsun" diyen yurttaşlar, çay ikram etmek isteyen esnaf, hatta pencereden el sallayan teyzeler...
Bekçiler, dinamik, heyecanlı, kararlı, yer yer esprililer. Mahallenin her noktasını sürekli kontrol ediyorlar. Ara sokaklar, parklar, okul avluları, otoparklar...
Şüpheli gördüklerine kimlik kontrolü ve üst araması yapıyorlar. Görev aldıkları mahalleleri karış karış öğrenmişler.
Bir kulakları da telsiz anonslarında.
Ortalama gece boyu 12-15 bin arasında adım atıyorlar (uygulama sağ olsun, ölçtük).
Sabaha kadar iki vakaya denk geldik. Hırsızlıktan ve hafif yaralamadan aranan iki kişiyi yakalayıp polislere teslim ettiler.
Birkaç gün önce de birkaç uyuşturucu vakası yakalamışlar. Yani ilk haftada Bağcılar'da farklarını gösterdiler.

VUKUAT 1
HIRSIZLIKTAN ŞİKAYET EDEN HIRSIZ ZANLISI

Merkez Mahallesi'nin ara sokaklarından iki kişi geliyor. Biri kısa diğeri uzun boylu. Saat 01.00'e yaklaşıyor. Bekçiler "Arkadaşlar merhaba, kimlik kontrolü yapabilir miyiz?" diye durduruyorlar kibarca. Kısa boylu olan "Başladınız demek göreve, hayırlı olsun arkadaşlar, kim düşünmüşse Allah razı olsun, şahane proje bekçilik" diyor. Diğeri de "Hayırlı olsun" diyerek arkadaşını onaylıyor. Kısa boylu olan "Artık şu hırsızlığın önüne geçilir. Berberim ben, bir kere dükkanım soyuldu. Abimin evini tam beş kere soydu namussuzlar. Hatta bir keresinde gündüz vakti, yengem yeğenimi okuldan almaya çıktığında girmişler" diyor. Diğeri "Takip etmişlerdir, namussuzlar" diyor. Bu sırada kimlik kontrolü uzuyor. Uzun boylu olan, polis arkadaşları olduğunu haftada bir defa buluştuklarını falan anlatıyor. Polis memuruna "İşiniz de çok zor" diyor. Sonra biraz zaman geçince "Arkadaşlar bir sıkıntı mı var?" diye soruyor. Bekçiler "Sıkıntı yok" diye cevap veriyor. Ama işin içinde bir tuhaflık var gerçekten. Çünkü daha önceki kimlik kontrollerinde daha hızlı sonuç alınıyordu. Bekçiler kibarca "Arkadaşlar merkeze kadar gidebilir miyiz, hakkınızda aranıyor kaydı var" diyorlar. Kaçmalarını önleyecek şekilde kollarına giriyorlar ve merkeze gidiyoruz. Merkezde, uzun boylu şahsın hırsızlıktan arandığını öğreniyoruz. Bekçiler kelepçe takıp polislere teslim ediyor aranan arkadaşı. Onlar da rapor için hastaneye götürüyor. Sonrasında karakolda tutanak tutulacak. Sabah da mahkemeye çıkarılacak. Kısa boylu olansa salıveriliyor. Ama aklımda bir soru: Hırsızlıktan şikayet edip insanın hırsızlıktan aranmasına ne denir? İşte Bağcılar gerçeği...

VUKUAT 2
PARKTA OTURAN GENÇ MEĞER ARANIYORMUŞ

Merkez Mahallesi'nde aranan bir şahsın yakalanması diğer mahallelerde devriye atan bekçileri de heyecanlandırmış. Gece sakin geçerken hareketleniyor. Birkaç saat sonra İnönü Mahallesi'nden haber geliyor. Parkta gece yarısından sonra bir şüpheliye kimlik kontrolü yapılınca 'hafif yaralama' ve 'hakaretten' araması olduğunu anlaşılmış. Bekçiler genci karakola getirdi. Daha 17 yaşında. Polisler bekçilere "İyi iş çıkardınız arkadaşlar bu gece" diyor. Bekçiler de aferin almanın haklı gururunu yaşıyorlar.


GECEDEN NOTLAR: 'AŞK ACISI BAĞIRINCA GEÇMİYOR'
İstanbul 24 saat yaşayan bir kent. Gece her türden insana rastlamak mümkün. Bağcılar'da saat 01.00'de çalıştığı işyerinden eve dönen 15 yaşında çocuk da var, saat 02.00'de köpeğini gezdiren gençler de. İlginç, saat 00.30'da bisikletine binen dokuz yaşında bir çocuğa rastladık "Eve gidiyorum" dedi!
Bekçiler önyargılı değil. Mahallede arama sırasında daha önce adi suçtan hapis yatan bir gence rastladık. İşe gidiyormuş. GBT'sine baktılar, üst araması yaptılar, temiz. Ona suçlu gözüyle bakmadan muhabbet ettiler. Arkadaş canlısı yaklaştılar.
Gece yarısı metronun Bağcılar istasyonunun köşesinde aşk acısı çeken bir genci, arkadaşı teselli ediyor. Teselliye içki de eşlik ediyor. Bekçiler "Seviyorum işte" sesini işitip gençlerin yanına gidiyor. Kimlik kontrolü, üst araması yapılıyor. Temizler, mahalleliler. Bekçiler ayık olanını "Daha sessiz teselli ederseniz arkadaşınızı seviniriz" diye uyarıp "Aşk acısı bağırınca geçmiyor" diye espri de yapıyorlar. Yediklerine içtiklerine karışmıyorlar.
Tramvayın Bağcılar'daki son durağı. Saat 00.30'da son tramvay geliyor. İçinden kadınlar, gençler, çocuklu aileler çıkıyor. Çoğu işten geliyor. Kadınların bazıları "Hayırlı olsun" dedikten sonra "Birkaç gündür sizin sayenizde daha güvende gidiyorum eve "diyor.
Saat 01.30... İki genç kola içiyor. Biri 18 yaşından küçük. Yanında kimliği yok. İsterseniz "TC kimlik numaramı söyleyeyim Ama mahallenin çocuklarıyız" diyor. Oturdukları apartmanı tarif ediyor. Bekçi sokağı soruyor. Heyecanlanıyor, cevap veremiyor genç. Arama, kontrol sonrası bekçi "Oturduğunuz sokağın adını öğrenin, bir de kimliğinizi yanınıza alın gençler" diyor.
Bağcılar'da mahalleli bekçilerin yaya devriye atmasından memnun. Birkaç esnaf "Polis araçla dolaşıyor. Polisi ara sokaklarda gören kendini hemen saklayabiliyor. Ama yaya devriyeden kaçamazlar" diye anlatıyorlar durumu. Bunun için bekçi projesinin tutacağını düşünüyorlar.
Saat 04.00'te, yüksek sesle müzik dinleyerek ara sokakta gezen bir araç görüyoruz. Bekçiler hemen durduruyor. Arabanın anahtarını alıyorlar. Sürücü ve araçtaki gençlerin üst araması ve kimlik kontrolü yapılıyor. Araba da aranıyor. Temizler. Zeytinburnu'nda oturuyorlarmış, arkadaşlarını ziyarete gelmişler. Giderken müzik sesini kıstılar.
Yağmur yağınca Yıldıztepe Mahallesi'ndeki evsizler, apartmanların girişine sığınmış. Bu mahallenin bekçilerinden Mesut Yaşar "Kontrol ettik evsizlerdi. Gidecek yerleri de yoktu. Açık bir yer olsa yemek ısmarlayacaktım. Çay ısmarladık, içleri ısındı. İlk haftadan dert babası olduk" diyor. Ama bu konuyu muhtarla konuşacağını söylüyor. Yani mahalledeki duruma çözüm de arıyor.

OTURDUKLARI SEMTTE GÖREV YAPIYORLAR
Yazar Bilge Karası "gece işçileri" der bekçilere. Eski bekçilerin halktaki karşılığını Hıncal Uluç yazdı: Bekçi baba. İstanbul İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan gece kartalları olarak nitelendirdi onları. Bağcılar'da "bekçi abi" "bekçi kardeş" diyenler ağırlıkta. Bakalım yeni nesil bekçilere halk tam olarak nasıl hitap edecek? Yakında öğreniriz.
Bekçilerin görev yerleri başvuru yaptıkları ilçelere göre ayarlanmış. Oturduğu ilçeden başvuru yapanlar kendi semtinde görevlendiriliyor. Mesela Bağcılar'daki bekçiler bu semtin çocukları.
Çoğu lise mezunu. Yaşları genelde 25-30 arasında. Hepsi de askerliğini yapmış. Bekçi eğitimleri de zorlu geçmiş. "Askerlikteki eğitimle kıyaslar mısınız" deyince "Askerlikte öğrendiğimizin 10 katını öğrendik" diyorlar.
Bekçiler "Polis abiler", polisler de "Bekçi kardeş" diyorlar. Yani aralarında abi-kardeş ilişkisi hemen kurulmuş.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.