Çarşamba 10.11.2010 00:00
Son Güncelleme: Çarşamba 10.11.2010 16:29

New York Times'ta "dâhi" Atatürk!

USASABAH, Türk medyasında bir ilke imza atarak Ulu Önder Atatürk'ün ölüm yıldönümünde New York Times arşivlerine girdi.


(USASABAH)
USASABAH, Türk medyasında bir ilke imza atarak Ulu Önder Atatürk'ün ölüm yıldönümünde New York Times arşivlerine girdi.

Tüm Dünya'nın saygı duyduğu ve vefatı nedeniyle sayısız ülkeden taziyelerin dile getirildiği Büyük Komutan'ın ölümü elbette ABD'nin en iyi gazetesi tarafından da geniş bir şekilde görüldü.
Gazete Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünü birinci sayfadan gördü.
"Atatürk 58 yaşında vefat etti; Türkler bugün yerine bir halef seçecekler" manşetiyle New York Times'ın 11 Kasım 1938 tarihli sayısında manşetten duyurulan haberde, alt başlıklarda "Ulusal Meclisin General İnönü'yü Başkan olarak seçmesi bekleniyor", "Ülke yaslı ", " Kurucunun ideali doğrultusunda vurgulanan birlik- Yeni döneme barışçıl geçiş" denildi. Haberle birlikte yayınlanan yorum yazısında Atatürk bir "dâhi" olarak anıldı.
Metnin Atatürk'ün yaşamını yitirdiğini haber veren bölümü şu şekilde haberleştirildi:
"Kemal Atatürk, Cumhurbaşkanı ve Modern Türkiye'nin yaratıcısı bugün 58 yaşında Dolmabahçe Sarayı'nda hayatını kaybetti. Savaşta aldığı 13 yaradan ve birkaç suikast girişiminden kurtulan Atatürk, siroza boyun eğdi.
Yeniden doğmuş ülkenin kahramanı Atatürk'ün silah arkadaşı General İsmet İnönü'nün Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yarın sabah Cumhurbaşkanı olarak seçilmesi bekleniyor.
Atatürk'ün ölümünü ilan eden rapor, 8 doktor tarafından imzalandı:
"Cumhurbaşkanı'nın genel durumundaki ağırlık, geçen gece basılan raporda da belirtildiği gibi, kötüye gitti. 10 Kasım 1938 saat 9:05'te, Büyük Lider'imiz derin bir komadayken son nefesini verdi." Vefatın 3 dakika ardından Cumhurbaşkanı'nın eski yaveri ve en yakın arkadaşlarından biri olan Salih Bozok başarısız bir şekilde tabancayla intihar etmeye çalıştı. Bozok ciddi bir şekilde yaralandı.
Başbakan yatağın başındaydı
Gece boyunca eski Başbakan ve şu an Londra Büyükelçisi olan Ali Fethi Okyar, Atatürk'ün kızı ve evlatlığı ünlü hava pilotu Sabiha Gökçen Hanım yatağın başucundaydılar. Cumhurbaşkanı'nın vefatına ilişkin ilk belirti saat 11:30'da hükümet binalarında bulunan bayrakların yarıya indirilmesiyle geldi. Daha sonra limanda bulunan gemilerin de bayrakları yarıya indirildi ve peyderpey bütün dükkanlar ve evler benzer bir yas haline bürünmeye başladı.
Daha sonra, her nedense, otoriteler hükümet binaları dışındaki yerlerden bayrakların indirilmesini istedi. Bütün eğlence yerleri kapatıldı ve bir daha ki emre kadar içki satışı durduruldu.


Hükümet açıklaması: "Türkiye büyük yaratıcısını kaybetti"

"Hükümetin sabah yaptığı açıklamada şöyle denildi: "Atatürk'ün vefatıyla beraber, Türkiye büyük yaratıcısını, bir ulus Büyük Şefini ve insanlık büyük bir çocuğunu yitirdi. Halkımıza büyük kayıplarından dolayı en derin taziyelerimizi sunuyoruz. Tek tesellimiz onun büyük eserine ve sevgili ülkemize yaptığımız hizmete bağlılığımızdır. Her şeyden önce onun ölümsüz eserinin Türkiye Cumhuriyeti olduğunu ilan ediyoruz. Büyük Türk Milleti hiç şüphe yok ki hükümetle birlik halinde düzeni koruyacaktır. "
Anayasaya uygun olarak Kamutay ( Türkiye Büyük Millet Meclisi) Başkanı Abdullah Haik Renda'nın Cumhurbaşkanlığına vekalet edeceği ve gecikmeden Meclisin yeni Cumhurbaşkanı'nı seçeceği sanılıyor. Birlikte sarsılmaz bir bütün oluşturan Hükümet, bütün görkemiyle muzaffer Türk Ordusu ve tüm halk Türkiye'nin en yüksek makamına kim seçilirse seçilsin onun çevresinde bir araya gelecekler ve makamın yüceliğini koruyacaklar. "Yasını tuttuğumuz Atatürk Türkiye halkının güvenine sahipti. Eserlerinin korunması onun tarafından Türk Milleti'ne vasiyet edilmiştir. Ölümsüz Türk Milleti onun eserlerini sonsuza dek yaşatacaktır. Türk gençliği, onun değerli mirası olan Türkiye Cumhuriyeti'ni her zaman koruyacak ve Atatürk'ün çizdiği yolda ilerleyecektir. Kemal Atatürk her zaman yaşayacaktır."

NEW YORK TIMES ATATÜRK'Ü DÂHİ OLARAK ANDI

Gazetenin 11 Kasım 1938 tarihli sayısında yorum olarak da "Atatürk" başlıklı, bir sayfa uzunluğunda ayrı bir yazı daha yayınlandı. Söz konusu makalede Büyük Önder "dahi" olarak anılırken, yaptığı devrimler ve diplomatik, askeri başarıları övüldü:
"Savaş sonrası dönemin en başarılı liderlerinden biri"

Asker ve Devlet Adamı olarak Kemal Atatürk ülkesinin tarihinde yüksek bir konum sahibi. O, hiç şüphe yok ki savaş sonrası dönemin en başarılı liderlerinden biri. O, eserlerinin kendi adına konuşmasını sağlayan mutlak güç sahibi bir lider, aynı zamanda yönettiği ülkeyi de yaratan kişi. Avrupa'nın hasta adamı kemiklerine kadar budandıktan sonra, Atatürk Osmanlı İmparatorluğu'ndan arta kalanları aldı ve onlardan kendine güvenen, saygı gören modern bir ülke ortaya çıkardı. Onun yönetiminin bir sonucu olarak bugünün Türkiye'si sadece daha sağlıklı olmadı, aynı zamanda Sultanların geniş hükümdarlığından çok daha güçlü ve istikrarlı oldu. "

"Etkileyici askeri ve diplomatik başarılar kazandı"
"Atatürk Versay sistemine güç kullanarak meydan okuyan ve savaş anlaşmalarını müzakere yoluyla değiştiren ilk kişiydi. Ulusal Ordu'nun liderliğini üstlenerek, Sevr Anlaşmasıyla Yunanistan'a verilen Anadolu'yu geri kazandı. Atatürk 1936 yılında Milletler Cemiyeti'ne başvurarak, daha sonra Montreux Konferansı'yla garantilenecek olan, silahsızlandırılmış boğazların güçlendirilmesi için rızalarını almayı arzu etti. Hiçbir tantana olmadan ya da dünyayı sallayan konuşmalar yapmadan, etkileyici askeri ve diplomatik zaferler kazandı. Kendisi Balkan Antantı ve Sadabad Paktı'nın hamiliğini üstlendi. Fransa'dan Hatay'ı aldı ve Büyük Britanya ve Almanya ile avantajlı ticari ve finansal anlaşmalar yaptı."
"Arkasında tam anlamıyla yeni bir Türkiye bıraktı"

"Bütün bunlara rağmen onun en büyük başarısı Türkiye'de gerçekleştirdiği dönüşümdü. Atatürk'ün ileri görüşlülüğü ve iradesiyle yönetilen, eşlik edilen devrimci reformların modern bir benzeri yoktur. Onun Arkasında bıraktığı; adetleri, ruhu, ekonomik modeli ve kültürel gelişmişliğiyle tam anlamıyla yeni bir Türkiye'dir. Eğer tek kişinin yönetimi meşru olarak görülebilseydi, bu durum Türkiye'nin tecrübe ettiği dönüşümde bulunan olağanüstü gücün örneğinde vuku bulunurdu. Gazi, Doğu imparatorluğunu arka planda ilerici bir devlete çevirirken, dış dünyayla barışçı bir politika izledi."
"Dâhi Atatürk"

"Fakat Atatürk'ün bir halefi yok. Hükümet şekli olarak, en insaniyetli mutlak liderlikler, despotizmin 2 temel zayıflığını taşıyorlar: Kontrol edilemiyorlar ve devamlılığa sahip değiller. Türk liderin ölümüyle beraber ilk defa zamanımızın şu sorusuyla karşı karşıya geliyoruz: Mutlak lider öldükten sonra ne olacak? Atatürk kendi meslektaşlarından daha uzun bir süre yönetimde kaldı. O daha sessiz bir şekilde ve halkının büyük onayıyla ülkeyi yönetti. Yarattığı ülkeye geçici olmayan bir Cumhuriyet şeklini verdi. Bununla birlikte belki de, onun ölümü Almanya, Rusya ve İtalya'da gerçekleşseydi bu kadar etkili olmazdı. Ama mutlak lider öldükten sonra ne olacağı sorusunun aniden ortaya çıkması, tek bir kişinin hayatına bağlanan tüm bir ülkenin ne kadar nazik bir durumda olduğunu ortaya koyuyor, özellikle de o adam bir dâhiyse."


X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.