Pazartesi 29.11.2010 00:00
Son Güncelleme: Pazartesi 29.11.2010 14:35

"Bu bir Wall Street hükümetidir"

Wall Street büyük bir dünya hırsı ile servet biriktirirken milyonlarca insanın yoksullaşmasına, işsiz evsiz kalmasına sebebiyet verir.

(USASABAH)
Arif Kızılay / New York

Lincoln Plaza Sineması. New York un en güzel mahalline kurulmuş, muhtemelen şehrin en güzel sineması. Daha çok ülke sinema örneklerinden filimler sunuluyor seyirciye. Çevre daha ziyade yaşını başını almış yaşlı insanların ikamet ettiği bir çevre. Sinema hemen hemen bu insanlara hizmet veriyor. Genç seyirci kitlesi de var şüphesiz bu sinemanın ama bu oran yaşlı kesimle kıyaslanınca epey düşük kalıyor. Burada sıklıkla kurgu sineması tadında belgesel filimler gösteriliyor.
"INSIDE JOB" başlığı ile gösterilen filim bunlardan biri. Film dünya iktisadi krize, milyonlarca insanın işsiz, evsiz kalmasına sebebiyet veren Wall Street'te dönen dolapları anlatıyor. Buna göre finans sistemi, politik sistemin de yardımıyla, yıllar içinde güçlenir, kendi başına buyruk olur. Politik sistemi bozar, çürütür. Wall Street büyük bir dünya hırsı ile servet biriktirirken milyonlarca insanın yoksullaşmasına, işsiz evsiz kalmasına sebebiyet verir. Bu çöküşe sebebiyet verenler nasılsa her defasında yeniden göreve getirilir. "Bu bir Wall Street hükümetidir".
İktisat bilimi bu aldatmacaya fikri dayanaklar sağlar. İsim yapmış bazı üniversitelerin önde gelen iktisatçıları politik karar merkezlerini ikna ederek finans sistemini kendi çıkarları için yönlendirir. Filmin Yönetmeni Charles Ferguson, bu krizi önceden gören ve buna dair uyarı niteliğinde bir kitap kaleme alan yazar Charles Morris' e bu durumda İktisat 'bilimi' "ne oluyor" diye sorar. Yazar ne diyebilirim anlamında iki yana açar ellerini ve yüksek sesle güler, ekonomi disiplinin sorunun bir parçası olduğunu söyler. Bu çöküşün fikri dayanaklarını sağlamış olan iktisatçılar konuşamazlar bile, konuşurlar ama her kelime bir utancın resmi olur. Toplumun yüzde doksanı maddi anlamda zemin kaybedip yoksullaşırken, yüzde 1'e karşılık gelen bir azınlık servet biriktirir. Yatlar, uçaklar, helikopterler, malikâneler, gökdelenlere çıkan özel asansörler, yazlıklar, kışlıklar, fuhuş ve uyuşturucu sektörü.

Kısa da olsa demokrasi meselesi sorgulanan diğer bir mesele: Herkesin eşit bir şekilde sisteme dahil olma imkanı yoktur. Finans sistemi her defasında politik sistemi kendi istekleri doğrultusunda yönlendirmeye devam eder. Hiç biri itiraf erdemini gösteremiyor. Bu bana son nefesinde itiraf ettirilemeyen rahibin hikâyesini anlatan "Goya's Ghosts" filmini hatırlattı. Hayatında menfur kötülükler yapmış olan bir rahipten ölüm anında günah çıkarması istenir. İnanıldığına göre günah çıkarırsa kurtulacaktır. Ama bu, ağzından köpükler çıkan rahibe nasip olmaz. Neden itiraf edemezler?
Çünkü, muhtemelen, bunu hak etmemişlerdir. Bir etik kavrayışı ifade eden bu erdeme erişebilecek yaradılışları yoktur. Filimden çıkanların yüz ifadelerini gözlemliyorum. Korku ile gülümsüyorlar.
Kapı eşiğinden çıkan bir hanıma 'nasıl' diye soruyorum. 'Ürkütücü' diye cevaplıyor. Bir diğer hanım 'wow' diye bir feryat koparıyor. Hızını alamayıp bana dönüyor. 'Seyrettin mi diye soruyor'. 'Bir kaç kez diye cevaplıyorum'. İbretle gülümsüyorlar. Gülelim mi, ağlayalım mı hali. Asıl depresyonun gelmekte olduğunu söyleyen bir başkası geleceğe dair hiç bir umudu olmadığını söylüyor. "Sen ülkene gidebilirsin ben nereye gideceğim". O kadar kötü mü diye yineliyorum. "O kadar kötü" diye cevaplıyor. 'Biz bunları bilmiyorduk' diyor bir başkası. "Alice'in Harikalar Diyarında gibiyim diyor bir başka yaşlı kadın. Nasıl bir sistem içinde yaşadığına uyanıyor bu şehrin insanı. "Sen çalış ben yiyeyim, ben tok olduktan sonra başkası açlıktan ölse bana ne".

İyi araştırılmış, sıkı hazırlanmış bir belgesel, Rakamlarla, grafiklerle geniş analizler yapılıyor. Yapanlar takdir ve alkış topluyor. Her gösterim sonrası filmin alkışlandığına şahit oldum. Filmin sebep olduğu zihni dönüşümü, uyanışı görünce kamuoyu oluşturmak böyle bir şey olmalı diye düşünüyorsunuz. Geniş bir insan kitlesini etkileyeceğe benziyor.
Bu toplumu bir şeyler sarsabilir mi bilemiyorum ama, bu filmin önemli bir uyanışa sebep olabileceğini en azından içinde yaşadıkları sistemin nereye gidebileceğini ve kendi çaresizliklerini görebileceklerini tahmin ediyorum. Bu da bir parça vicdan ve uyanıklık demek.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.