Perşembe 16.12.2010 00:00
Son Güncelleme: Perşembe 16.12.2010 13:28

Kosmos New York'taydı!

3-12 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen 12. New York Türk Festivali için Amerika'da bulunan Sermet Yeşil ile bir röportaj yaptık. Reha Erdem'in yönetmenliğini üstlendiği Kozmos filminde başrol oynayan Yeşil, programında bize de zaman ayırdı.

(USASABAH)
Fotoğraf ve Röportaj: Enes Özdil / New York

3-12 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen 12. New York Türk Festivali için Amerika'da bulunan Sermet Yeşil ile bir röportaj yaptık. Reha Erdem'in senaryosunu yazdığı ve yönettiği Kosmos filminde başrol oynayan Yeşil, programında bize de zaman ayırdı.
***

New York'a daha önce gelmiş miydiniz? Nasıl buldunuz New York'u?
İlk defa geldim Amerika'ya. İlk defa okyanus aşırı yolculuk yaptım. Avrupa'ya gitmiştim ama Amerika'ya ilk defa fırsat oldu. Heyecanlıydım tabi uzun yol yaptık. Sonra bu jetlag denilen olaydan oldu. Amerika, New York ilginç bir yer. Mesela havaalanından otele gidene kadar sadece iki insan gördük. İki Hintli camiden çıkıyorlardı galiba, kafalarında sarık gibi şeylerle. Onlar dışında insan görmedik resmen, hep araba, kuru ağaç, araba, kuru ağaç sonra bina, bina, bina… Metropol böyle oluyormuş onu anladım. İlginç…
Filmin çekimleri ne kadar sürdü? Kars'ın iklimi çok serttir ve siz sürekli ince kıyafetlerle ve yakanız açık dolaşıyorsunuz filimde; hiç üşümediniz mi? Ve soğuğun dışında sizi en çok ne zorladı?
Çekimler kırk beş gün sürdü. Ben Eskişehir'de Şehir Tiyatroları'nda çalışıyorum. Bazen çekimlerin arasında Eskişehir'e gidip geri dönmem gerekti. Onun dışında bölgedeki hava koşulları, coğrafi koşullar çok zor. Kara değdiğinde elini iki dakikada falan kurulaman lazım; donuyor yoksa! Eğer ıslak değilseniz üşümüyorsunuz. Öyle enteresan bir soğuğu var. Evet, bir hayli ince üzerimdekiler. Ama kat kat giysiler var altında tabi. Ve şöyle de bir olay oldu, çekimlerin onuncu günüydü sanırım. Bir sahne için dereye girmem gerekiyor. Donmamam için içime balık adam kıyafeti giydirdiler. O kıyafetler gerçekten çok sıcak tutuyormuş. O günden sonra bir daha çıkartmadım o kıyafeti. Tabi olan o on güne oldu, boş yere üşüdük.
Yine o dere sahnesi, çocuğu dereden çıkarttığım sahne. Tabi o akan şey çocuk değil maket ve maket artık üçüncü denemede iyice ıslanmış, ağırlaşmıştı. Maketi üçüncü kaldırışımda sağ bacağımda hafif kasığıma doğru, bir yanma hissettim. O esnada önemsemedik. Aradan bir hafta geçti hala orada hafif bir ağrı var ama önemsemiyorum. Bir koşma sahnesi çekiyoruz. Düşmemek için bacaklarımı açtım ve orası birden yandı. Kas yırtılmış, farkında değiliz. Her gün bir yerlere koşuyorum sette, mutlaka koşuyorum. O uzun koşma planları her gün çekildi neredeyse. Bu sebeple bir süre sonra orası şişti patates büyüklüğünde bir şişlik oluştu orada. Acile gittik ve o zaman öğrendik kasın yırtıldığını. O epey zorlamıştı beni. Onun dışında elbet coğrafi zorluklar da oldu. Kar vardı, buz vardı ama sıcacık insanlar vardı gerçekten.

Peki bize o sıcacık insanlarla diyalogunuzdan bahseder misiniz biraz?
Halkla aramız çok çok iyiydi ilginç bir şekilde. Çünkü sürekli bağırarak etrafta dolaşan insanlarız biz. O uydu sahnesinde, uyduyu şehirden biraz uzakta bir yerde yaktık ama bütün şehir izliyormuş. Ertesi gün bütün şehir bizim uzaylı filmi çektiğimizi konuşuyordu. Ciddi ciddi teyzenin biri yanıma geldi "sen şimdi uzaydan mı geldin uzaylı mısın sen?" diye sordu. Bir keresinde de hani bir kuş çığlığı atıyorum ya, bu baldızlı olan sahnede. Final sahnesi artık. İste bu çığlığı atıp kızın elbisesini yırtacağım plan bu. Çığlığı attım, tam kızın üstüne çıkarken çığlığın cevabı geldi dışarıdan. Artık konuşuyorduk insanlarla bu şekilde. Kırk beş gün boyunca deli gibi bağıran çağıran bir adam ve bir kadın var. Sürekli bağırıyorlar birbirlerine bir binanın içine giriyorlar bağırıyorlar, bir orda, bir burada. Artık ezberlemişlerdi nerde beni görseler o çığlığı atıyorlardı.
O çığlığı özel olarak çalıştınız mı?
Tabi. Biz o sesi oniki ayrı gerçek kuş sesi arasından çıkarabileceğimiz dördünü seçip, sonra üzerlerine çalışarak bulduk. O dört sesi seçtikten sonra Levent'te şirketin bahçesinde denedik. Önce komşular çıktı tabi ne oluyor diye. Çığlık atan bir adam var! Sonra hiç unutmuyorum Ömer abinin (yapımcı) Dost adında bir köpeği var. Ben o sesi çıkarttığımda bana doğru havlayarak saldırmaya çalışmıştı. O an Reha abi (Reha Erdem) "tamam olmuş bu ses, baksana sana saldırmaya çalışıyor" demişti. Çığlığı, Dost'la beraber onayladık yani.
Filmde sürekli ve sadece şeker yiyorsunuz. Peki çekim boyunca ne kadar şeker yemeniz gerekti? Ve neden şeker, özel bir anlamı var mı?

Bazen çok yediğim oldu ama aman aman abartılacak bir şey değildi. Bir iki defa kendimi çok kötü hissettim o kadar. O da sadece o sahneleri çektiğimiz günlerdi. Midem artık kaldırmıyordu gerçekten bir yerden sonra. Çay içiyor ve yanında şeker yiyor. Ekmek de yiyebilirdi. Özel bir sebebi yok. Belki enerji veriyor diyebiliriz. Neden ekmek yemediğinin cevabı da olabilir şeker, bilemiyorum.

İklim sanki bu filmde yardımcı oyuncu gibi. Yönetmen bize Kars'ı bu şekilde göstermek için hileler, efektler kullandı mı?
Tabi birtakım hileler, efektler kullanması gerekti Reha Abi'nin. Çünkü biz filme Şubat'ta başladık ve kırkbeş gün sürdü çekimler ve Kars'ta da mart ayının başından itibaren kar çekilmeye başlarmış. Bu sebeple her gün daha uzak bir mesafeye gidip kamyonla kar getirmemiz gerekti. Ve gitgide bu iş daha tehlikeli bir hal almaya başladı ve orada özel efekt kullanmaya başladık. Bildiğim kadarıyla da iki ya da üç sahnede özel efekt var.
Peki rüzgar? Yönetmen rüzgarı da çok etkili bir şekilde kullanmış. Rüzgar efektlerini nasıl verdiniz?
Bir kaç sahnede fan kullandık yine. Kars Ermenistan sınırında dağların arasında bir ovaya kurulmuş bir şehir. Coğrafi yapısı ve iklimi gereği, yukarıdaki hâkim tepelerden çok sert rüzgârlar alıyorduk.

Kosmos karakterinde biraz şifacılık ve biraz da şamanlık var sanki…

Kosmos karakterinin kökeninde çok derin olmasa da Şamanistik öğeler var. Bunları karakteri oluştururken çalışmadık, bunları sadece varsaydık. Öyle bir yere sırtını dayamadığını, öyle bir yerden temellenmediğini, ama karakterin oradan da beslendiğini biliyorduk sadece. Sonuçta tasvip etmesek de kültürde varlar. Ve Türk halkı da sonuçta medet umuyor bu insanlardan. Reha abi de bir kurtarıcı olarak görmüyor ama çoğu zaman işe yaradığına da inanıyor.
Kosmos karakteri bazen kutsal kitapların diliyle konuşuyor. Bu sözler senaryo mu yoksa alıntı mı?
Kutsal kitaplardan alıntılar… Kur'an var, İncil var, Tevrat var ve bir de bildiğim kadarıyla Ahmet Bindal'in şiirlerinden var. Ama sadece Kosmos'un konuşmalarında var, diğerleri senaryo.


Reha Erdem bu rol için sizden ne istedi, ne bekledi?

Tüm çalışma boyunca Reha Abi'nin benden beklediği şey kargaşayı çözmemizdi. Rol içindeki fazla fazla bulunan histeriyi anlatmaya, aslında bu karmaşık karakteri insan yapmaya çalıştık biz. Tam olarak bunu istedi aslında benden. Çok kolay karikatür olabilirdi. Karikatürleştirmemeye çalıştık, belki de bu yüzden şeker yiyor. Normal her hangi biri gibi.

Reha Erdem'le nasıl çalıştınız? Nasıldır Reha Bey'in çalışma tarzı?

Reha Abi tiyatro kökenli oyuncularla çalışır genelde. Ama bu sette manken de var, halk da. O bir resim görüyor ve o resmin içinde onun istediği gibi durmanı istiyor, doğru durmanı istiyor; haklı olarak. Ama senden gelecek olan her şeye de açık. Böyle adım adım çalıştık karakteri. Öncesinde bir set çalışmamız olmadı. Sadece kuş sesi için bir hazırlığımız oldu işte. Hatta bir kere oku öyle gel senaryoyu dedi. Bir gece öncesinden ezberlemeye çalışıyordum.

Rolle ilişkiniz başından sonuna nasıl gelişti? İlk başta senaryoyu okuduğunuzda nasıl bir şey canlandı kafanızda, sonunda nasıl bir şey çıktı?

Bir kere okudum senaryoyu önce. Üç hafta evvelinden aldım senaryoyu elime. Reha Abi bir kere oku dedi bir kere okudum… Tamam iki kere okudum, yalan söylemeyeyim. Sonra çekimlere başladık. İlk gün uçar gibi ağaca tırmanan bir adam var. Tüm kalelerim düştü o anda. Uçar gibi ağaca tırmanan bir adam ne yapmaz ki diyor insan. Orda bıraktım ipleri. Sonunda evet birbirimize çok benzedik. Ben ondan çok şey öğrendim diyebilirim.


Filmde aşk ne yerde ne gökte arada bir yerde. Yer çekiminin olmadığı bir yerde duruyor. Bu konuşularak tartışılarak mı oluştu filmde yoksa filmin doğası gereği kendi kendine oluşan şeylerden biri mi?

Çok doğru zaten aşk ölüm-yaşam, yer ve gök arasında kalan bir şey. Reha Abi de ben de bu şekilde düşünüyoruz. Bunu sette uzun uzun konuştuk. Kosmos'un yerle pek bir ilişkisi yok ve yer çekimini kırabiliyor istediğinde. Belki de bu içindeki temiz aşk inancıdır kim bilir?

Ufukta Reha Bey'le var mı yeni bir proje?

Bu ikinci çalışmam Reha Abi'yle. Hatta "Beş Vakit" filminde de çalışacaktık ama benim tiyatro programım uygun olmadığı için gidemedim. Onun zaten böyle bir ekibi oluyor. Bu filmde evet benim için büyük rol oldu, bir önceki filmde daha küçük bir roldü. Eminim bundan sonraki filmde tek sahnelik bir rolüm olacak ama evet çalışacağımı biliyorum. Şu an bir projesi var mı bilmiyorum benimle. Zaten olsa da benim en son haberim olur. Son anda.

Eskişehir'de hangi oyunu oynuyorsunuz?

Eskişehir'de Şehir Tiyatroları'nda çalışıyorum. Şimdi benim de oynadıklarım Nazım Hikmet'in "Kuvayı Milliye" oyunu ve şu an prova sürecinde olup şubat ayında izleyiciyle buluşacak olan Mehmet Baydur'un "Kamyon" adlı oyunu var. Kamyon bizim için önemli bir oyun çünkü tiyatromuzun bir sanatçısı olan Mert Kırlak'ın yönettiği bir oyun.


X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.