Cumartesi 29.01.2011 00:00
Son Güncelleme: Cumartesi 29.01.2011 13:16

ABD'de Mısır yankısı

ABD'deki medya organları ve düşünce kuruluşlarına göre ABD, "güçlü müttefiki olan" Mısır yönetimi ile göstericilerin "meşru talepleri" arasında sıkışıp kaldı.

(A.A)
ABD'deki medya organları ve düşünce kuruluşlarına göre ABD, "güçlü müttefiki olan" Mısır yönetimi ile göstericilerin "meşru talepleri" arasında sıkışıp kaldı.
Mısır'daki hükümet karşıtı gösteriler tüm hızıyla sürerken, ABD'nin bu olaylar karşısında nasıl bir politika izleyeceği dikkatle takip edilen konuların başında geliyor.
Amerikan medyası, uluslararası haber ajansları ve düşünce kuruluşlarının yaptığı yorumlarda, Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in, ülkesinin İsrail ile barışmasını sağlaması, daha geniş boyutta Arap-İsrail barışına destek vermesi ve terörle mücadele gibi konularda katkılar sağlaması dolayısıyla ABD'nin önemli ortağı olduğu belirtiliyor. Bu nedenle şimdi ABD'nin, "güçlü müttefiki olan" Mübarek ile göstericilerin "meşru talepleri" arasında sıkışıp kaldığı yorumları yapılıyor.
Reuters ajansına göre, "Mübarek ile göstericiler arasında adeta bir cambaz ipinde yürüyen" ABD, "bir yandan 30 yıldır müttefiki olan Mübarek'i kaderine terk etmekten kaçınmaya çalışıyor, diğer yandan da göstericilerin demokratik ideallerine destek veriyor."
Washington Post gazetesinde çıkan başyazıda, ABD'nin Mübarek ile bağlarını ayırması gerektiği ve hala doğru tarafta olması için fırsatın bulunduğu görüşü savunuldu.
CNN kanalı da üst düzey bir yetkiliye dayanarak, ABD yönetiminin "doğrudan doğruya Mübarek'e fazla sert olmamak için çok dikkatli davrandığını" belirtiyor. Kanalda yapılan yorumlarda, yıllardır süren ortaklık ilişkisi ve maddi yardımları nedeniyle ABD'nin, Mısır olaylarıyla ilgili zor anlar yaşadığı ifadeleri kullanılıyor.
"Doğru taraf mısır'da değişim"
Mısır'daki olaylar ve ABD'nin buna yönelik tavrı, ABD'deki düşünce kuruluşları bünyesinde de yoğun şekilde tartışılıyor.
Merkezi Washington'da bulunan düşünce kuruluşu German Marshall Fund'ın uzmanı Ian Lesser, müttefiki olan Mısır yönetimi ile halkların özgürlük talepleri arasında sıkışan Washington'ın, Mısır'da stratejik çıkarlarının bulunduğunu ve bu ülkede bir kaos ortamı istemediğini söyledi.
ABD'nin, Müslüman Kardeşler'in iktidara geldiği Mısır'ı da görmek istemediğini belirten Lesser, ABD'nin, reform ve değişimin ve aslında "kazanan tarafın" yanında olmak istediğini kaydetti.
Lesser, günün sonunda ABD'nin "doğru tarafta" olmaya dikkat etmesi gerektiğini ve kendi düşüncesine göre, doğru tarafın da "Mısır'da değişim" olduğunu söyledi.
"ABD'nin tavrı olayların geleceğinde kilit önemde"
ABD'deki düşünce kuruluşu Carnegie Endowment for International Peace uzmanı Henri Barkey de, ABD'nin Mısır'daki olaylar nedeniyle "son derece zor durumda olduğu" görüşünde...
Barkey, "Bundan daha kötü durumda olamazdı. Bir yandan demokrasi yanlısı görünmek istiyor, ama öte yandan da Mübarek en önemli müttefiklerinden. Ben de şu an hükümette olsam ne yapardım diye düşünmüyor değilim" dedi.
Washington Enstitüsü uzmanı Soner Çağaptay da ABD'nin "halk hareketleri konusunda genellikle muhafazakar olduğunu ve genellikle ülkelere karşı tavrının o ülkelerdeki büyükelçiliklerden gelen bilgilere dayandığını" söyledi.
ABD hükümetinin, Kahire'deki büyükelçilikten gelen bilgiler nedeniyle gösterilerin bu kadar büyüyeceğini öngöremediğini ifade eden Çağaptay, "ABD hükümeti, bugün ilk kez şunu gördü: Mısır'daki gösteriler gerçekten kontrolden çıkacak ve ciddi bir halk hareketine dönüşecek" dedi.
Çağaptay, Mısır'daki olayların "ya Berlin Duvarı'nın yıkılmasının Doğu Avrupa'daki etkisini Arap dünyasında ortaya çıkarıp Arap ülkelerindeki diktatörlerin domino taşı gibi yıkılmasına yol açacağını ya da Çin'deki Tiananmen olayı gibi tankların sokaklara çıkıp yüzlerce insanın öldürülmesi pahasına hareketin şiddet ve kanla bastırılacağını" belirterek, bu iki seçenekten hangisinin ortaya çıkacağını biraz da ABD'nin tavrının belirleyeceğini kaydetti.
"Devrimlerde 'ABD Yapımı' etiketi olmamalı"
Brandeis Üniversitesine bağlı Crown Ortadoğu Çalışmaları Merkezi ve German Marshall Fund uzmanı Joshua Walker ise ABD'nin özellikle de Mısır gibi stratejik bir müttefikle ilişkilerinde çok dikkatli olması gerektiğini söyledi.
Walker, sözlerine şöyle devam etti:
"Amerikan ilkeleri, göstericilere derhal destek verilmesi ve daha fazla demokrasi çağrılarıyla dayanışma içinde olunmasını göstermesine karşın, bu devrimlere 'Amerika yapımı' etiketinin yapıştırılması, bizim ve sahadaki insanların istediklerine ters.
Adımlarımızı hafifçe atmalıyız ve kamuoyu önünde çok dikkatli konuşmalıyız. Özel olarak çok sayıda sohbetin yapılıyor olduğunu düşünüyorum, ancak ABD'nin, ortalık yatışana kadar, tüm taraflara itidal çağrısında bulunarak kamuoyu önünde yapabileceği her şeyi yaptığını düşünüyorum."
"ABD tutarsız"
ABD Başkanı Barack Obama'nın günlerdir beklenen açıklaması sonrasında ise, ABD'nin Mübarek'i biraz daha açıktan uyarsa da iki tarafa yönelik "dengeli hareket tarzı" sürdürmeye çalıştığı yorumları geldi. Ancak dünyada insan hakları, ifade özgürlüğü gibi konularda bazı ülkeleri kıyasıya eleştirmekten geri durmayan ABD'nin, konu Mısır olunca daha itidalli davranması gözlerden kaçmıyor.
Düşünce kuruluşu uzmanı Henri Barkey, "mevcut ortamın yarattığı zor durumun ABD yönetiminin açıklamalarına da yansımasını, Mısır yönetiminin ABD ile ortak konularda muazzam görüş birliği içinde" olmasına bağladı.
Barkey, "ABD maalesef bu konularda her zaman biraz tutarsız davranıyor. Demokrasi konusuna gelince, Tunus, Suudi Arabistan ve Mısır'ı, ABD Dışişlerinin her yıl yayımladığı raporlarda tenkit etmekten başka pek bir şey yapmıyor" dedi.
"ABD 'diktatör' teriminden kaçınıyor"
Öte yandan ABD'nin Mübarek için kullandığı ifadeler gözlerden kaçmadı. ABD, kendi ülkesinin halkına söz hakkı vermeyen tüm iktidarları "diktatörlüğe" doğru gittiği yönünde uyarırken, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Mısır yönetimi için bu sözü kullanamayacağını söyledi ve Mübarek'i halkın talepleri konusunda diyaloğa girmeye teşvik ettiklerini kaydetti.
Washington Post Gazetesi ise Biden'in sözlerini hatırlatarak, "Mısır'ın büyük çoğunluğunun diktatör olarak gördüğü Mübarek'in, yıllardır reddettiği reformları hayata geçireceği şöyle dursun, karşıtlarıyla ciddi diyaloğa gireceği varsayımına dahi inanmak çok zor" yorumunda bulundu.
CNN kanalında yapılan yorumlarda da ABD yönetiminin Mübarek için "diktatör" terimini kullanmaktan kaçındığı belirtildi.
Brookings Enstitüsü uzmanlarından Şadi Hamid de kaleme aldığı yazısında, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın birkaç gün önce kullandığı "Mısır hükümetinin istikrarlı" olduğuna yönelik sözlerine benzer sözlerin, 1977 yılında dönemin ABD Başkanı olan Jimmy Carter tarafından İslam devrimi öncesinde "Şii İran" için de kullandığını hatırlattı.
Washington Post Gazetesi de Clinton'ın bu sözlerine işaret ederek, ABD yönetiminin Mübarek hükümetinin "istikrarlı ve Mısır halkının ihtiyaçlarına cevap verdiğine yönelik inancının ne kadar gerçeklikten uzak olduğunu gösterdiği" yorumunda bulundu.
Reuters ajansı ise, Clinton'ın bu açıklamasından sonra Obama yönetiminin konuyla ilgili vurgularında kademeli değişikliğin olduğu, reform çağrılarını daha belirgin hale getirdiğini ifade etti.
"Mübarek'i şimdilik terk etmeyecek"
Analizlerde, ABD'nin bir yandan da, Mübarek'i en azından şimdilik "terk etmeyeceğini" ifade ediliyor.
Beyaz saray Sözcüsü Robert Gibbs, yapılmasına dakikalar kala ertelenen, ancak ilk planlanandan 1 saat sonra düzenlenebilen günlük basın toplantısında, ABD'nin her yıl Mısır'a yaptığı askeri yardım ile ekonomik yardımları "gelişmelere göre gözden geçireceklerini" söylemesine rağmen, Reuters'ın analizinde, Beyaz Saray'ın belirttiği "bu adımların hiçbirinin henüz ihtimal dahilinde görünmediği" ifadesini kullandı.
Analizde, "böylesine köklü bir müttefikle ilişkileri kesmenin, ABD'nin diğer müttefiklerine, 'Washington'a güvenilemeyeceği' şeklinde sinyaller gönderebileceği ve hatta onları Çin ve İran gibi ülkelerle daha yakın bağlar kurmaya iteceği ihtimalinden" söz edilirken, "Washington ne yaparsa yapsın, etkisinin sınırlı olabileceği görüşü" savunuldu.
CNN'de de ABD yönetiminin, Ortadoğu'da gelecek günlerde yeni gelişmelerin ne olacağına dair endişeleri bulunduğunu belirtildi.
ABD yönetiminin Mısır olaylarına tepkisinin kronolojisi
Amerikan yönetiminin Mısır'daki olaylara uzanan sürece ve Arap dünyasında reformlara dair son dönemdeki açıklamalarının ve Washington'daki gelişmelerin kronolojisi ise şöyle:
13 ocak: ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen Gelecek Forumu'nda yaptığı konuşmada, Arap liderlere reform çağrısında bulundu.
25 Ocak: Clinton, Mısır'daki gösterilere rağmen, bu ülkedeki hükümetin "sağlam" olduğunu söyledi ve ülkedeki tüm taraflara itidal çağrısı yaptı.
26 Ocak: Beyaz Saray sözcüsü Robert Gibbs, yüzlerce kişinin gözaltına alındığı haberlerinin gelmesinin ardından yaptığı açıklamada, Mübarek hükümetinin halkına karşı duyarlı olmasının önemli olduğunu belirtti ve Mısır'a gösteri yasağını kaldırılması çağrısında bulundu.
-Clinton da, Mısır hükümetinden, barışçıl gösterileri engellememesini istedi ve gelişmelerin Mısır hükümeti için, "ekonomik, politik ve toplumsal alanlarda" reformlar yapma fırsatı sunduğunu belirtti.
27 Ocak: Gibbs, gazetecilere yaptığı açıklamada ABD'nin, Mısır hükümetinin "istikrarlı" olduğunu düşündüğünü kaydetti.
-ABD Başkanı Barack Obama da, paylaşım sitesi Youtube'da halkın sorularını yanıtlarken, Mısır'daki sorunlar için şiddetin çözüm olmadığını söyledi.
28 Ocak: ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Philip Crowley, Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, Mısır yönetimine reform çağrısında bulunarak, Mısır yönetiminin temel insan haklarına uyması gerektiğini belirtti ve şiddetten kaçınılmasını ve iletişim kanallarının açık tutulmasını istedi.
-Obama, Mısır'daki gelişmeleri değerlendirmek üzere ulusal güvenlikle ilgili danışmanlarını topladı.
-Clinton, Mısır'daki olaylarla ilgili olarak, Kahire'ye halkın siyasi ve ekonomik reform taleplerini dikkate alması ve barışçıl gösterilere izin vermesi çağrısında bulundu.
-ABD Dışişleri Bakanlığı, vatandaşlarından bugün Mısır'a yönelik zorunlu olmayan seyahatlerini iptal etmeleri, Mısır'da olanlardan da bulundukları yerlerden ayrılmamaları uyarısında bulundu.
-Beyaz Saray sözcüsü Gibbs, Mısır halkının "meşru şikayetleri" bulunduğunu ve bu şikayetlerin Mısır hükümeti tarafından derhal ele alınması gerektiğini söyledi. Gibbs, ABD'nin Mısır'a yönelik yardım politikasını, ülkedeki gelişmelerin gelecek günlerde izleyeceği seyre dayanarak gözden geçireceğini de belirtti.
29 Ocak: ABD'yi ziyaret eden bir askeri heyete başkanlık eden Mısır Genelkurmay Başkanının, ziyaretini kısa keserek ülkesine dönmeye hazırlandığı bildirildi.
-Mısır'daki olaylarla ilgili olarak Beyaz Saray'da açıklama yapan Obama, Mübarek ile görüştüğünü ve onu halkı için daha fazla demokrasi ve daha fazla ekonomik fırsatların sağlanması doğrultusunda çalışma sözünü tutmaya çağırdığını söyledi. Obama, Mısırlı yetkililere, barışçıl protestoculara karşı şiddet kullanmaktan kaçınması çağrısında da bulundu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.