Salı 08.02.2011 00:00
Son Güncelleme: Salı 08.02.2011 15:53

Türk ve Ermeni dostluğu ABD'de yeşerdi

World Learning adında Amerikalı sivil toplum örgütünün, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın desteğiyle düzenlediği proje kapsamında, 12'şer Türk ve Ermeni lise öğrencisi, önce Türkiye, ardından da ABD'de basketbol eğitimi aldı.

(USASABAH ve Ajanslar)
Fotoğraflar: World Learning/ Flickr
World Learning adında Amerikalı sivil toplum örgütünün, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın desteğiyle düzenlediği proje kapsamında, 12'şer Türk ve Ermeni lise öğrencisi, önce Türkiye, ardından da ABD'de basketbol eğitimi aldı.

Eddie Jordan, Gheorghe Muresan gibi dünyaca ünlü antrenörlerden ders alan, NBA maçlarını canlı izleme fırsatı bulan öğrenciler, sadece basketbol kariyerleri açısından "rüya" gibi bir eğitimi almakla kalmayıp, kendi ülke ve halkları arasındaki buzların kırılması için de küçük ama önemli bir adım attılar.
İki ülke ilişkileri nedeniyle, başta birbirlerinden çekinen öğrenciler, daha sonra aynı odayı paylaşıp, birlikte gezerek, birlikte basketbol oynayıp, maç izleyerek ve iki kültür arasındaki benzerlikleri keşfederek, aslında ''düşman değil dost olmaları gerekliliğini'' öğrendiler.


"Düşman olduğumuzu sanıyorduk, dost olduk"

Gezi boyunca birbirlerinden hiç ayrılmayan öğrenciler, NBA maçını izlemeye geldikleri Verizon Center'da AA muhabirinin sorularını yanıtladılar.
Ermeni grubun antrenörü Anna Tadevosyan, program için bir yıldır hazırlandıklarını belirterek, ilk başta, Türkiye-Ermenistan'dan öğrencileri biraraya getirdiklerinde dostluklar kurulması, diyalog oluşturulması gibi noktalarda birçok zorluk yaşayacaklarını düşündüğünü söyledi.
Programın ilk ayağı için Türkiye'ye gittiklerinde, çocukların ilk iki gün birbirleriyle çok fazla diyaloğa girmediğini belirten Tadevosyan, bunda iki ülke arasındaki siyasi gerilimler, önyargılar ve öğrencilerin ''birbirlerini düşman sanmalarının'' etkili olduğunu dile getirdi. ''Fakat iki gün sonra birbirlerini tanıdıkça birçok ortak nokta buldular'' diyen Tadevosyan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Önceki tüm düşünceler yok oldu. Birlikte antrenman yapmaya başladılar, takım ruhu oluşturup birlikte oynadılar, beraber yemek yiyerek, Dünya Basketbol Şampiyonası maçlarını birlikte izlediler ve birbirlerini çok sevdiler. Türkiye programı benim için çok heyecan verici bir dönemdi.''


"Birbirimize çok benziyoruz"

İki ülkenin kültürü, müziği, enstrüman ve dansları arasında birçok benzerlik olduğunu ifade eden Tadevosyan, şunları kaydetti:
''Mesela, kültürlerarası gece düzenlediğimizde, Ermenistan'dan biz bir şeyler getirdik, Türk öğrenciler de bir şeyler getirdi. Bir baktık bazı yiyecekler aynı. Anladık ki birbirimize çok benziyoruz, hatta aynıyız. Benzer şeylerden hoşlanıyoruz, sadece dillerimiz farklı. Bundan dolayı, düşman olamayacağımızı, dost olmamız gerektiğini anladık.
Ben çocukken, herkes bana Türkiye'nin düşmanımız olduğunu söylüyordu ama Türkiye'ye geldiğimizde düşman olmadığımızı, birbirimizi sevdiğimizi, sadece dost olduğumuzu anladık. Ermeniler olarak, tarihi asla unutamayız, hep hatırlarız ama ileriye bakmalıyız ve Türkler'le dostluk kurmak için elimizden geleni yapmalıyız.''

"İki taraf da birbirine hediye olarak pastırma getirmiş"
Ekibin Türk antrenörü Fırat Özdalyan da grup olarak tanışmalarından önce, ekibindeki hiçbir Türk öğrencinin, Ermeni öğrencilere karşı önyargısının bulunmadığını, ama karşı tarafın tepki gösterebileceğini düşündüklerini
söyledi.
''Türkiye'deki Ören kampında kesinlikle öyle bir durum sözkonusu olmadı, hepsi bize sıcakkanlı davrandı'' diyen Özdalyan, ''Önce, dil nedeniyle biraz konuşma problemi yaşandı. Fakat saha içi antrenmanlara geçince, ilk bir iki günden sonra, basketbolun da yardımıyla, o sorunu da aştılar ve kısa bir sürede gerçekten sıcak bir ortam oluştu'' dedi.
Özdalyan, bu tür spor etkinliklerinin iki ülke arasındaki siyasi problemlerin aşılmasına yardımcı olacağına inandığını ifade ederek, Türkiye'deki kampta düzenlenen kültür gecesinde iki tarafın benzerliklerini daha iyi gördüklerini anlattı. Özdalyan, ''Biz, efe kıyafeti, folklor kıyafeti, pastırma, kuruyemiş getirdik. Ermeni arkadaşlar da bize kuruyemiş, pastırma getirmiş. Hatta espri konusu oldu, 'Bunlar Türk malı, siz bizim bakkaldan mı aldınız?' diye espriler yaptık'' diye konuştu.
Özdalyan, programın da kariyerleri açısından kendisi ve öğrencilere önemli katkılar sağladığını söyledi.
Programın Washington bölümü organizatörü Nida Ahmet de bu programın, iki ülke arasındaki tarihi noktalar dolayısıyla Türkiye ile Ermenistan'daki öğrencileri kapsamasını amaçladıklarını söyledi. Programın iki ülke arasında dostlukların kurulması için iyi bir fırsat sunduğunu ifade eden Ahmet, programa katılan Türk ve Ermeni öğrencilerin çok iyi kaynaşıp, anlaştığını gözlemlediğini kaydetti.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.