Dış politikada yeni dönem!

(USASABAH ve Ajanslar)
ABD'nin saygın gazetelerinden New York Times (NYT), Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim sonuçlarının ardından yaptığı konuşmayla Türk dış politikasında yeni bir döneminin başladığı yorumunu yaptı.
Gazetenin İstanbul mahreçli haberinde, Başbakan Erdoğan'ın seçim zaferinin ardından yaptığı konuşmada, ''Bugün Türkiye kadar Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar, Avrupa kazanmıştır'' dediği ifade edilerek, Erdoğan'ın, Bağdat, Şam, Beyrut, Amman, Kahire, Tunus, Saraybosna, Üsküp, Bakü, Lefkoşa'da seçim haberlerini heyecanla izleyen halkları selamladığı, Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada daha etkili bir rol oynayacağını söylediği anımsatıldı.
Siyasi analistlerin Başbakan Erdoğan'ın zafer konuşmasını Türk dış politikasında yeni bir dönemin başlangıcı olarak gördükleri ve bu yeni yaklaşımın Ortadoğu'da geniş kapsamlı sonuçları olabileceğini vurguladıkları kaydedilen haberde, analistlere göre yeni dönemde ''Başbakan Erdoğan'ın gerekli gördüğü halde, bölgede ülkelerdeki hükümetleri baypas edeceği, demokratik ve ekonomik reformlara destek vererek bu ülkelerin vatandaşlarına ulaşacağı'' yorumu yapıldı.
Haberde, bu yaklaşımın yeni olduğu, ancak Ankara'nın stratejik hedefinin aynı kaldığı, bu hedefin de refaha erebilecek ve Türkiye'nin büyüyen ekonomisine fırsatlar sunabilecek bir bölgenin oluşmasına destek vermek olduğu bildirildi.
"Erdoğan ilk kez seçim konuşmasında dış politikadan bahsetti"
Haberde bu kapsamda analistlerin ''Erdoğan'ın seçim ardından yaptığı zafer konuşmasında ilk kez dış politikadan söz ettiği, dış politikadaki yeni vizyonu ortaya koyduğu, bu konuşmanın dış politikadaki yeni dönemin resmi başlangıcı olduğu, Türkiye'nin bundan böyle komşularının sorunlarıyla daha da fazla ilgileneceği, bu kapsamda yüksek düzey temaslar ve ekonomik bağlardan daha fazla halklarla daha yakın bağlara odaklanacağı, Türkiye'nin bölgede kendisini insan hakları ve demokrasi savunucusu olarak gördüğü'' gibi yorumlarda bulundukları kaydedildi.
Başbakan Başmüşaviri İbrahim Kalın'ın ifadelerine de yer verilen haberde, Kalın'ın, ''Şu anda Ortadoğu'da istikrarın anahtarı değişimdir. Türkiye bölgedeki ülkelerdeki demokrasiye geçiş sürecinin destekleyicisi olacaktır'' dediği ve Türkiye'nin bölgedeki ülkeler ve bu ülkelerdeki pek çok değişik grup için başarılı bir demokratikleşme ve ekonomik reform örneği olarak büyük ilgi çektiğini söylediği belirtildi.
Haberde, Türk dış politikasındaki yeni yaklaşımda önemli rol oynayacak bir unsurun Başbakan Erdoğan'ın Ortadoğu'da "Arap dünyası tarafından son derece popüler görülmesi'' olduğu, Türkiye'nin bir başka cazip yönünün de gitgide artan refah seviyesi olduğu vurgulandı. Haberde, siyasi analistlerin ''Türkiye'nin Ortadoğu ülkeleri vatandaşları üzerindeki etkisinin arttığını ve bölgedeki halkların AK Parti'yi model, Erdoğan'ı da lider olarak görmek istediklerini'' söyledikleri vurgulandı.

Stephen Kinzer: "Türkiye 21. yüzyılın en başarılı ülkelerinden biri olabilir"

International Herald Tribune gazetesinde dün Stephen Kinzer imzasıyla yayımlanan makalede, seçimin sonuçlarının Türkiye'nin "şaşılacak derecedeki yükselişinin göstergesi" olduğu yorumu yapıldı.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun ilk 80 yılında generallerin hakim olduğunu ve dünyada neredeyse hiçbir rol almadığını savunan Kinzer, bugün ise Türkiye'nin canlı bir demokrasi, Ortadoğu, Kafkaslar, Kuzey Afrika, Balkanlar ve ötesinde büyük bir güç olduğunu vurguladı.
Stephen Kinzer, Başbakan Erdoğan'ın doğal olarak bu zaferi kendi projelerini hayata geçirmede kullanacağını, ancak bunun tersini yapması gerektiğini savunarak, Erdoğan'ın ayrımcı söylemlerine hakim olması, otoriter tarzına çeki düzen vermesi, Türkiye'yi güçlendirecek projelere daha geniş destek arayışında olması ve dünyanın neredeyse en istikrarsız bölgesinde sükunetin sağlanmasına yardımcı olması gerektiği görüşünü dile getirdi.
Kinzer, ülkelerindeki olaylar yüzünden Türkiye'ye gelen Suriyelilerin Erdoğan'ın önündeki en acil sorun olduğunu da yazdı. Türkiye'nin sadece güvenli bir barınak değil, aynı zamanda pek çok Arap'ın gözünde bir model olduğunu belirten Kinzer, İslam gelenekten, ancak aynı zamanda demokrasi, serbest girişim, Avrupa ve ABD ile iyi ilişkilere bağlı bu modelin milyonlarca Tunuslu, Libyalı, Mısırlı, Yemenli, Suriyeli, Ürdünlü ve Filistinli'nin hayalini temsil ettiğini kaydetti.
Ortadoğu'da istikrar için çözüm bulunmasını Türkiye'nin en önemli görevi olarak nitelendiren Kinzer, Türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokmak isteyen Erdoğan'ın bunu ancak Ortadoğu'da barışın tesisi ve bölgenin iş dünyasına açılmasıyla sağlayabileceğini ifade etti.
Türkiye'yi bekleyen diğer sorunları Kıbrıs meselesi, Ermenistan konusu ve İsrail ile ilişkilerin yeniden tesisi şeklinde sıralayan Kinzer, dış politika meselelerinin Erdoğan'ın seçim sonrası gündeminin sadece bir parçası olduğunu, Başbakanın Türk demokrasisini derinleştirmesi gerektiğini yazdı.
Kinzer, Türkiye'nin gelecek birkaç yıldaki en büyük projesinin yeni anayasa olduğuna da değindi, ancak Erdoğan'ın anayasayı değiştirecek çoğunlukta sandalye kazanamadığı için ulusal uzlaşma ihtiyacına işaret etti. Stephen Kinzer, bunun da ancak anayasada ifade özgürlüğü konusunda güçlü teminatlar, kadın hakları, bağımsız yargı, tüm etnik ve dini gruplar için kültürel özgürlüğün yer almasıyla mümkün olabileceği görüşünü savundu.
Kinzer, Türkiye'nin 21. yüzyılın en başarılı ülkelerinden, İslam dünyasında demokrasiye model ve bölgesel barış için etkili bir güç olmaya hazır olduğunu vurguladı, ancak bu potansiyelin değerlendirilip değerlendirilmeyeceğinin Erdoğan'ın bu yeni dönemindeki politikalarına bağlı olduğunu kaydetti.