Denver'da Oktoberfest coşkusu!

(USASABAH)
Suzan Batmankaya / DENVER
Amerika'nın göbeğinde Avrupai bir şehirdeyiz.
Colorado'nun en büyük şehri ve aynı zamanda en büyüğü: "Denver"
Hızlı ve yorgun olan Amerikan tarzından bir eser yok sokaklarında.
Geniş sokaklar, yaşadığı dönemi yansıtan heykeller, yürürken gözlerinizin içine bakıyor sanki ve sizi alıp götürüyor sokak şarkıcıları başka bir kentin hikayesine...
Downtown'ın göbeğine kurulmuş oturma alanlarında, beyin jimnastiği yapmak isteyenler için bir satranç tahtası çarpıyor gözümüze.
İki orta yaşlı adam gözlerini birbirlerine dikmiş bakıyorlar, hayata benzeyen şah mat oyununun içinde...
Ve bir piyano sesi çınlıyor kulaklarınızda, özgün bir şarkıcı dokunuyor piyanonun tuşlarına. Sesi takip edenler arasında duruyorum. Piyanonun büyüsüne kapılıyorum. Bir alkış kopuyor sokakta. Coşkunun yayılışına tanık oluyoruz o anda. Sanatın olduğu en özgür yerdeyiz. Sokaklarda…
Yükselen müzik sesleri, alkışlar ve geniş sokaklar arasında yürümek ne kadar hoş. Kendinizi yürürken, romantik bir film karesi içinde hissedebilirsiniz.
Colorado'nun başkenti Denver'da "Oktoberfest" için hazırlık başlamış erken saatlerde. Beyaz Amerikalıların hâkim olduğu bir kesimdeyiz.
Bu festival yılda bir gerçekleşen ve Downtown'ın en işlek sokaklarını kapatan , coşkulu bol müzikli ve bol yemeli içmeli bir festival. Festival kültürüne tanık olmak için birebir. Sanat, paylaşım ve coşku bir arada…
Festivalin iyi organize edilmiş olması, kalabalığa rağmen izdiham yaşamamızdan anlaşılmakta. İçeri girişte her şey kontrol altında ve bu kontrol tam bir sakinlik içerisinde gerçekleşmekte.
En işlek sokakların sadece festival için kapatıldığı bu günde belli ki işletmeciler de çok mutlu. Son ana kadar bilet almak isteyenler için girişte her zaman bir görevli beklemekte.
Biletimizi gösterip içeri girdik bile. Sokaklara döşenen, belediyenin tahsis etmiş olduğu oturma gruplarında oturuyor birçok insan.
Festival artık başladı. Bunu yankılanan gitarın sesinden de iyi hissedebilirsiniz.
"Oktoberfest" en uzun soluklu ve en eski festivallerden biri olarak bilinmekte ve yaklaşan her yeni yılda katılımcı sayısı hızla artmakta. Festival bu yıl çeşitli eyaletlerden gelen katılımcılara ve uluslararası çapta ziyaretçi akınına uğradı.
Festivalin kökeni Almanya' ya dayansa da zaman içerisinde Amerikan kültürüyle yoğrulmuş hale gelmiş.
Festivaller sokakları, festivaller sanatı ve kültürleri tanıtan bir araçtır ya, işte bu amacı çok yerinde kullananlardan biri "Denver".
Şehrin insanı çeken temiz, refah bir yapısı var.
Saatler ilerledikçe kalabalık artıyor. Özellikle aileler göze çarpıyor. Sokak satıcıları iş başında. Nakite kesinlikle ihtiyaç var. Dışarıda satılan ve belediyeden izinli hiç bir sokak satıcısı kredi kartı kabul etmiyor. Yol üzerinde olan işletmeler haricinde hiç bir yerde geçerli değil kredi kartınız.
Organizasyon ve etkinlik rehberini girişten temin edebilir, sanatçı ve gruplar hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Özellikle blues ve caz sevenlere hitap eden gruplar var ve festivalin genelinde house müzik hâkim. Akustik düzen rahatsız edemeyecek kadar iyi işliyor. İki sokak arasında farklı çalan konserde sesler birbirine karışmıyor. Kulaklarınız çınlamadan keşfe çıkıyorsunuz .
İşletmelerdeki fiyat politikası değişmemiş. Biletinizle girip içerdeki etkinliklere katılabilir ya da beğendiğiniz bir restoranda yemeğinizi yiyip, olan biteni izleyebilirsiniz. Festivalin gece yarısı 1' de son bulması gerekiyor ve her şey bir o kadar sistemli işliyor. Gece yarısına doğru parça parça çıkışa yönlendiriliyor insanlar. Karmaşa yok, tüm seslerin arasında bir sessizlik hakim.

Yolunuz Colorado' ya düşerse bu Avrupai , özgün ve sıcak şehri görmeden yola devam etmeyin. Ve festival zamanını kaçırmak istemem derseniz "23 Eylül ve 1 Ekim" tarihleri arasında Denver'da olmalısınız.