Türk Amerikan toplumunda protokol krizi

(USASABAH)
10 Kasım Atatürk'ü anma törenleri dolayısıyla Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) tarafından düzenlenen programın duyurusunda New York Başkonsolosu Mehmet Samsar'ın isminin davetliler ve konuşmacılar listesinde bulunmaması krize yol açtı.
Türk toplumu üyelerinin bir kısmı yaşanan krizden federasyonu sorumlu tutarken, Türk toplumunun ABD'deki temsilcileri konumundaki STK yöneticilerinin en ufak bir krizde kutuplaşmaları ve birbirini suçlayıcı tavırları Amerika'da yaşayan Türkleri üzdü.
TADF bünyesindeki bir dernek olan İÜMEZ-USA'nın başkanı Cahit Oktay'ın programın Sunucusu olması dolayısıyla bazı kesimler tarafından sorumlu olarak gösterilmesi üzerine İstanbul Üniversitesi Mezunları Derneği ABD başkanlığından konuyla ilgili bir açıklama geldi.
"Saygıdeğer Türk Toplumu,
10 Kasım 2011 tarihinde New York Türkevi'nde gerçekleşen Atatürk'ü Anma Programında yaşanan liste krizi ile ilgili İstanbul Üniversitesi Mezunları Amerika Şubesi Başkanı olarak bazı konuları size açıklamam gerekiyor.
Söz konusu programın düzenleyicisi, zannedildiği gibi İÜMEZ-USA değil TADF'dir. Yine afişte sunucu olarak belirtildiğim bölümün altındaki TADF danışmanı bir önceki dönem için geçerli olup bu dönem için söz konusu değildir. Derneğimiz bu programa sadece Yüce Atatürk'ün aziz hatırasının canlandırılacağı bir gece olması hasebi ile destek vermiştir. Bundan sonra da verecektir. Yanlışları ile beraber çok başarılı geçen bir gecenin ardından, emeği geçen herkese teşekkür etmek yerine şahsımla doğrudan ilgisi olmadığı halde, programın içeriğini gölgede bırakır şekilde tahrik edici yazılar yazmak ne Atatürk sevgisi ile ne de birlik beraberlik duygusu ile açıklanabilir.
Programın sunucusu olarak akış listesi benim elime programdan yarım saat önce geçmiş olup bana verilen listede Başkonsolosumuz Mehmet Samsar'ın isminin yer almasından dolayı, şahsım ve derneğim adına bu programa katılmakta bir sakınca görmediğimi belirtmek isterim. Ayrıca program öncesinde Sayın Büyükelçim ve Başkonsolosum'un da salonda hazır bulunmalarından dolayı bir sakınca görmemem üzerine programı gerçekleştirdik. Söz konusu anma programında Sayın Büyükelçimiz ve Başkonsolosumuz da birer konuşma yapmışlar ve programın sonuna kadar nezaketen salonda bulunmuşlardır.
Benim elimdeki listenin dışında eski bir tanıtım broşürünün basılıp dağıtıldığından ve bu broşürde Başkonsolosumuzun isminin yer almadığından ise program sonrasında haberdar oldum.
Akabinde durumu sayın başkonsolosuma arz edip, haberim olmadan vukuu bulan bu yanlıştan dolayı kendilerinden özür dilemiş ve iyi niyetimin esas alınması konusundaki dileğim anlayışla kendileri tarafından kabul edilmiştir.
İşin bu kısmında sorumluluk programın gerçek sahibi ve takipçisi olan TADF yetkililerinde aranmalıdır. Kurumlar arasındaki sorun her ne olursa olsun, Türkevi'nde yapıldığı sürece her program Başkonsolosluğumuzun himayesinde gerçekleşmiş demektir. Türkiye Cumhuriyeti'nin New York'taki en büyük temsilcisi Başkonsolosumuz Sayın Mehmet Samsar olduğuna göre, böyle bir gecede isimlerinin her ne gerekçe olursa olsun ilgili liste broşür veya e-mail duyurularında olmaması büyük bir kasıt veya yanlıştır.
Bu hadiseyi fırsat bilen bazı aklı evvel şahsiyetler ise bu durumu şahsımın, ailemin ve derneğimin adını karalamak ve resmi zevat ile aramı açmak adına bir fırsat bilmiş ve kulaktan dolma bilgiler ile meselenin daha da büyümesine sebebiyet verme art niyetinde bulunmuşlardır. Yine TADF'ye bağlı bir dernek olan SNETECA ile ilintili bir internet sayfasında şahsım ve ailem adına yapılan saldırıyı şiddetle kınıyor, bu konuda da söz konusu derneği ve TADF yetkililerini konuya açıklık getirmeleri adına göreve çağırıyorum.
İMEZUSA Türk Amerikan Toplumunun her kesiminin takdirini kazanmış bir dernektir. Ve bugüne kadar yaptığı faaliyetler ile anılmıştır. Ne var ki dernek başkanlığını saltanata çevirmek isteyenlerin, bunu başaramayınca "bu ciğer pis" diye ortalığı velveleye vermekten geri durmayacak kadar acziyetle hareket etmeleri izahtan vareste bir durumdur.
Cahit Oktay
İMEZUSA Başkanı