Pazartesi 21.11.2011 00:00
Son Güncelleme: Pazartesi 21.11.2011 16:17

All-American Muslim: "ABD'yi Müslüman tarzı hayatla tanıştıran şov"

"All-American Muslim- Amerikalı Müslümanlar" adlı program, ABD'deki Müslümanların günlük hayatını yansıtırken, "Müslüman Amerikalılar da içimizden birileri" mesajını veriyor.

(SABAH)
Şule Güner
"All-American Muslim- Amerikalı Müslümanlar" adlı program, ABD'deki Müslümanların günlük hayatını yansıtırken, "Müslüman Amerikalılar da içimizden birileri" mesajını veriyor.

Barack Obama'nın ABD Başkanı olması, sanıyorum ülkedeki Afrikalı-Amerikalılara karşı bakış açısını değiştirdi. Ama 11 Eylül saldırılarıyla birlikte terör örgütü lideri Usame Bin Ladin'in yarattığı olumsuz etki nasıl silinecek? ABD'deki TLC adlı TV kanalında yayınlanmaya başlayan All-American Muslim (Amerikalı Müslümanlar) adlı TV programının amacı, tam olarak bu soruya cevap vermek.
Şovda modern hayatın bir parçası olan Müslüman kadınların, polis memuru veya Amerikan futbol antrenörü olan ve hatta Müslüman kadınla evlendiği için din değiştiren erkeklerin günlük yaşamı anlatılıyor. All-American Muslim'ın Amerikalıların büyük ilgiyle izlediği diğer şovlardan farkı yok. Aile içi tartışmalar, alışverişlere çıkmalar, büyük aile yemekleri, eğlenceli partiler... 13 Kasım günü ABD'de gösterime giren ve 5 ailenin hayatını anlatan şov, Ortadoğulu göçmen nüfusunun yoğun olduğu Michigan eyaletinin Dearborn kentinde yaşayan Müslüman ailelerin, Amerikalı ailelerle çok benzeşen modern hayatlarını gözler önüne seriyor.
Biraz Ortadoğu, biraz ABD
Şovun diğerlerinden farkı, karakterlerin izleyiciyi ekrana bağlamak için bazı numaralara başvurmasının gerekmemesi. Kadınların nargile kafe sohbetlerinden dansözlü-sazlı sözlü Lübnan düğününe, camide ibadetten ailelerin buluştuğu mangal partilerine, karakterlerin yaşamındaki kültürel karışım Amerikalılar için yeterince ilginç. Hıristiyan Jeff'e âşık olup evlenen dövmeli ve piercingli Shadia, takım oyuncularının çoğu kendisi gibi Müslüman olduğu için antrenmanları ramazan ayında geceye alan futbol koçu Fuat, çocuk sahibi olmak için tedavi gören Semra ve Ali, gece kulübü işletmek isteyen mini etekli işkadını Nina var. Şovu izleyenler, bu "gerçek" karakterlerin Bin Ladin'in yarattığı imajdan farklı olduğunun farkında.
Çoğu ABD'de ikinci nesil Arap-Amerikalıların birinci neslin göç hikayesini geride bırakarak Amerikan toplumuyla uyum sağlama çalışmaları görülüyor. İşte bu yüzden tüm karakterler, çoğu kez dışlanmış hissetmelerine rağmen kendilerini "Amerikalı" olarak tanımlıyor. Ama en önemlisi, şovun Amerikalıların Müslümanlarla aynı toplumda yaşamak konusunda neler hissettiğini bir kez daha sorgulatması...
Karakterler oldukça renkli

Süheyla ve Shadia Amen kardeşler:
Süheyla başörtüsü takıyor ve beş rekat namaz kılıyor. Giysileri son derece modern. Kızkardeşi Shadia ise piercing ve dövmeli. İslam dinini seçen Jeff ile geçtiğimiz günlerde evlendi.
Bilal Amen: Süheyla ve Shadia'nın kızkardeşlerine karışmayı seven ve hip-hop seven erkek kardeşi.
Nadir ve Neval Aoude: Yeni evli çiftin ilk bebekleri dünyaya geldi.
Fuat ve Zeynep Zaban: Fuat Fordson Lises Amerikan futbol takımı koçu.

Mike ve Angela Jafaar:
Mike polis şef yardımcısı. Eşi Angela ise otomobil üreten bir şirkette çalışıyor. Kariyerleriyle ve dört çocuklarıyla meşgul modern bir çift. Mike, bir gün kendisini Müslüman karşıtı gösteride güvenliği sağlamakla sorumlu buluyor.

Sevgilisi için Müslüman oluyor


Şovda yaşananlardan biraz bahsetmek gerekirse... Ablası Süheyla gibi başını örtmeyen, ABD'de ikinci nesil Lübnanlı Shadia Amen kendisini ifade etmekte zorlanıyor. Ailenin asi kızı, çalıştığı barda tanıştığı Jeff McDermott ile evlenmek isteyince işler karışıyor. Sevdiği kadın için Müslüman olmayı seçen Jeff'in yeni hayatına ilişkin sözleri kameralara şöyle yansıyor: "Biz kilisede vaftiz edilmek zorundayız. Müslüman olmak ne kadar kolaymış." Yeni evli olan Neval Aoude ise başörtülü bir kadının da kendisine saç ve vücut bakımı yaptırdığını anlatmaya çalışıyor:" Ben de her kadın gibi saçlarımı yaptırıyorum. Sadece siz görmüyorsunuz."
Şovun en radikal karakteriyse iş kadını Nina Bazzy. Saçlarını sarıya boyayan, mini eteği ve topuklu ayakkabılarıyla kendinden emin yürüyen ve hayali Dearborn'da bir gece kulübü açmak olan Nina, dinini giysileriyle ifade etmediğini söylüyor. Yakın çevresi tarafından eleştirilen Nina yabancılarınsa, "Sen Müslümansın, yapamazsın" iğnelemeleriyle daha çok motive olarak yolunda daha kararlı ilerlediğini söylüyor.


X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.