Pazartesi 02.01.2012 00:00
Son Güncelleme: Pazartesi 02.01.2012 11:55

Ön seçimler nasıl yapılıyor?

2012 ABD Başkanlık seçimlerinde, partilerin aday gösterme süreçleri karışık fakat demokratik bir şekilde yürütülüyor.

(A.A)
2012 ABD Başkanlık seçimlerinde, partilerin aday gösterme süreçleri karışık fakat demokratik bir şekilde yürütülüyor.

Eyaletler, ön seçimlerde ya parti seçmenlerinin sandığa gidip oy verdiği ''ön seçim'' yöntemini ya da kilise, okul gibi yerlerde toplanıp, kimi seçeceklerini tartışarak karar verdikleri ''parti toplantıları'' yöntemini benimsiyor. Aslında bu seçimler doğrudan başkan adayını seçmeye değil, eyalet delegelerinin Genel Kurul oylamasında hangi adaya oy vereceğini belirlemeye yönelik olarak yapılıyor. Ama eyalet delegeleri de seçmenlerin tercihlerine ''sadık'' kaldığından aslında genelde daha Genel Kurul yapılmadan partilerin başkan adayları belli oluyor.
ABD, yeni yılda yeni seçim dönemine giriyor. Ülke bu yıl, 2008 yılının ardından tekrar ABD Başkanı'nı seçmek için sandık başına gidecek. Ancak ülkede, bu süreç, uzun seçim aşamaları ve karmaşık seçim sistemi nedeniyle tüm yıla yayılıyor.
Demokratların adayı belli
İşte bu bağlamda, başkanlık seçimlerinin ilk aşaması olan ''başkanlık ön seçimleri'' için geri sayım başladı. Ancak bu aşama, bu seçimler daha çok Cumhuriyetçileri ilgilendirecek. Çünkü Demokratların 2012 Başkan adayı, şu anki ABD Başkanı Obama olacak. O nedenle parti herhangi bir ön seçim sürecine girmeyecek.
Cumhuriyetçilerin bu yarışı ise aslında televizyon tartışmaları, seçim kampanyaları ve reklamlarla geçen yılın sonlarına doğru başlamış olsa da resmi olarak yarın Iowa'da ilk sonuçların ortaya çıkmasıyla başlayacak. ABD'deki biraz karmaşık olan başkanlık ön seçim sistemi ise şöyle işleyecek:
''Ön seçim'' veya ''parti toplantıları'' yöntemi
ABD'de, hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat parti, resmi olarak Başkan adaylarını Genel Kurul'daki seçimle açıklıyor. Ancak bu sürece gelene kadar ülkede, eyalet sistemine sahip olması nedeniyle ilginç seçim sistemleri uygulanıyor.
ABD'de, Cumhuriyetçi ve Demokrat Parti'de başkanlık ön seçimlerinde eyaletler, kendi parti iç tüzüklerine göre iki yöntemden birini benimseyebiliyor. Bunlardan birincisi, hemen herkesin bildiği sandık başına giderek oy verme işlemi şeklindeki klasik ''ön seçim'' iken, ikincisi ''parti toplantısı'' olarak bilinen geleneksel bir seçim yöntemi.
Eğer eyalet ''parti toplantıları'' yöntemiyle ön seçime gidecekse, örneğin Cumhuriyetçi Parti'nin seçimlerinde, partiye kayıtlı üyeler, eyalet çapında kilise, okul, kütüphane, parti binası ve hatta özel evler gibi çeşitli yerlerde toplantılar düzenliyor. Bu toplantılara katılan parti üyeleri kendi aralarında kimi aday olarak görmek istedikleri üzerinde tartışıyor ve gruplara ayrılıyorlar. Gruplar, diğer gruplardakileri kendilerine katılmaya ikna etmeye çalışıyor. Daha sonra, yapılan oylamada en fazla grup çoğunluğunu elde eden aday o seçim bölgesini kazanıyor. Nihayet eyalet çapında bu şekilde belirlenen tüm sonuçlar toplanıp sayılarak sonuç belirleniyor.
''Ön seçim'' yönteminde ise klasik seçim yöntemiyle parti üyeleri gidip oy kullanıyor.
Seçmen yetkiyi delegeye veriyor, delege seçmene göre oy kullanıyor
''Ön seçim'' veya ''parti toplantıları'' yöntemiyle yapılan seçimlerin ardından, partilerin başkan adayının belirlenmesinde ikinci bir aşama daha bulunuyor: Genel Kurul.
Genel Kurul'da da eyaletlerin delegeleri oylarını kullanıyor ve çıkan sonuçlara göre partinin başkan adayı belli oluyor.
Peki, ön seçim ve Genel Kurul oylamaları nasıl birbiriyle aynı sonuçları veriyor?
Aslında, ABD'de partilerin Genel Kurul oylamaları bir yönden sembolik nitelik taşıyor. Çünkü her eyaletin parti tüzüğüne göre belirlenen delegeler, kendi eyaletlerindeki ön seçimlerde çıkan oylama sonuçlarına göre genel kurulda oy kullanıyor.
Burada da iki usül bulunuyor: Eyaletlere göre farklılık gösteren bu usülde ya delegelerin tamamı, eyaletlerindeki ön seçimde ilk sırada çıkan adaya oylarının tamamını veriyor ya da delegelerin oyları, seçim sonuçlarına göre orantısal olarak bölünüyor.
Yani aslında ön seçimlerde, parti seçmenleri başkan adaylarını doğrudan seçmiyor, kendi rengini gösteriyor ve bu renge göre de eyaletlerin delegeleri, Genel Kurul'a gidip, eyaletten çıkan sonucu yansıtacak oy kullanıyor. Böylece başkan adayı seçiminde ön seçimler birici aşamayı, Genel Kurul ikinci aşamayı oluşturuyor.
Süper delege farkı
Genel Kurul'da da iki tip delege bulunuyor. Eyaletlerden gelip ve kendi eyaletlerindeki seçimi yansıtan delegelere ''taahhütlü delegeler'' denilirken, bir de genellikle şu an veya önceki seçilmiş ofis görevlisi veya parti liderlerinden oluşan ''taahhütlü olmayan'' ve genelde ''süper delege'' olarak bilinen bir grup delege daha bulunuyor. Bunlar ise Genel Kurul'da diğerlerinin aksine kendi isteklerine göre oy kullanıyor.
Dolasıyla sonuçta tüm bu aşamaların sonunda Genel Kurul'dan zaferle çıkan kişi, o partinin başkan adayı oluyor.
Sistemin kusurları da var
Bunun yanında, ABD'de başkanlık ön seçimleri, ülkedeki tüm eyaletlerde aynı anda yapılmıyor, yaklaşık 6 aya yayılıyor. Bu noktada, ilk seçimler genel olarak Ocak ayında Iowa ve New Hampshire ile başlıyor.
Ön seçimlerin uzun zamana yayılması, seçim sonuçları ve adayların durumlarında değişkenlik yaratabiliyor. Dolayısıyla bazı seçim dönemlerinde, bir adayın eyaletlerde yarışı açık farkla önde götürmesiyle daha ön seçimlerin başlangıcında veya yarısında kimin partinin başkan adayları olacağı açıkça ortaya çıkarken, bazı çekişmeli geçen seçim dönemlerinde bu, son dakikaya kadar belli olamıyor.
Örneğin, Demokratların ön seçim sisteminde delegelerin oyları, eyaletteki seçim sonuçlarını orantısal olarak yansıttığından, 2008 yılındaki Hillary Clinton ile Barack Obama arasındaki yarış son dakikaya kadar devam etmişti.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.