Pazartesi 05.03.2012 00:00
Son Güncelleme: Çarşamba 07.03.2012 10:34

TASSA'da ortak kanaat: "Yüksek Öğretim reformu gerekli"

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu, ''Üniversite rektörleri 'kral' gibi. Kendi üniversitelerinde Başbakan'dan bile güçlüler, hiç kimse onlara birşey söyleyemiyor. Rektörler, otoritelerini demokratik yolla kullanmalı'' dedi.

(USASABAH ve Ajanslar)
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu, ''Üniversite rektörleri 'kral' gibi. Kendi üniversitelerinde Başbakan'dan bile güçlüler, hiç kimse onlara birşey söyleyemiyor. Rektörler, otoritelerini demokratik yolla kullanmalı'' dedi.

ABD'nin başkenti Washington'da Türk Amerikan Bilim İnsanları ve Akademisyenleri Derneği'nin (TASSA) 5'inci Yıllık Konferansı'nın ikinci günü, Türkiye'deki yüksek öğretim sistemi üzerindeki tartışmalara ayrıldı.
Konferansta, Özyeğin Üniversitesi Rektörü Erhan Erkut'un moderatörlüğünde, Sabancı Üniversitesi'nden Üstün Ergüder, TED Üniversitesi Rektörü Öktem Vardar, Bilkent Üniversitesi Rektörü Abdullah Atalar, Kadir Has Üniversitesi Rektörü Mustafa Aydın, Yaşar Üniversitesi Rektörü Murat Barkan, Ankara Üniversitesi Rektör Yardımcısı Nilgün Halloran, Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Yardımcısı Ali Güngör, Koç Üniversitesi Rektörü Ümran İnan, Maltepe Üniversitesi Rektörü Kemal Köymen, Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Ender Suvacı, Düzce Üniversitesi Rektörü Funda Sivrikaya Şerifoğlu ve İstanbul Teknik Üniversitesi Rektör Yardımcısı Derin Ural'ın katılımıyla bir panel düzenlendi.
Türkiye'deki yüksek öğretim sisteminin sorunlarının masaya yatırıldığı panelde rektörler, bu sorunlara ilişkin çözüm önerilerini dile getirdiler.
Paneli, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Kavranoğlu ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya da izledi.
Bakan Yardımcısı Kavranoğlu'ndan rektörlere eleştiri ve çağrı
Panelin ardından kısa bir söz alan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu ise rektörlere eleştiri ve çağrıda bulundu.
Kavranoğlu, ''Hepimiz, üniversitelerin Türk toplumundaki rolünün ne olması gerektiği üzerinde düşünmeliyiz. Malesef bugünkü tartışmada bunun hakkında çok şey duymadım. Dünkü katıldığım oturumda, üniversitelerin, araştırma kuruluşlarının, fakültelerin ve devletin rolü hakkında gerçekten düşünmemiz gerektiği noktasına parmak basmaya çalışmıştım. Tüm bu zorlukları, bu nokta temelinde tartışmalıyız. Dolayısıyla, herkesin öncelikle üniversitelerin rolünün ne olması gerektiğini tartışmasını rica ediyorum'' diye konuştu.
''Üniversitelerimiz neden var? Rolleri nedir? Önümüzdeki yıllar içerisindeki beklentilerimizin karşılanmasında ülkemize nasıl katkılar sunmalılar? Bizim rolümüz ne olmalı?'' şeklinde sorular soran Kavranoğlu, ''Hepimiz bu hususlar üzerine odaklanmalıyız. Hepimizin bu yönde düşüneceğini umuyorum ve eminim ki bu sayede iyi ve yeni bir üniversite düzenine sahip olacağız'' ifadesini kullandı.

Bunun yanında gözlemlediği bir başka husus olarak da, üniversite rektörlerinin adeta birer ''kral'' gibi olduğunu, kendi üniversiteleri içerisinde Başbakan'dan bile daha güçlü olduklarını belirten Kavranoğlu, ''Onlara hiçkimse birşey söyleyemiyor. Dolayısıyla, merkezcilikten, YÖK'ün 1982'den başlayarak askeri düzen uyguladığından şikayet ettiğimizde, rektörlerin kendisinin böyle davranmaması, otoritelerini demokratik bir yolla kullanmaları gerekir. Bunu da görmüyoruz'' dedi.
YÖK Başkanı Çetinsaya: "Kapsamlı yüksek öğretim reformuna ihtiyaç var"

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Türkiye'de kapsamlı yüksek öğretim reformuna ihtiyaç duyulduğu yönünde, tüm sosyal sektörler ve siyasi görüşler arasında fikir birliğinin bulunduğunu belirterek, ''Böylesine geniş çaplı bir mutabakattan yararlanmak suretiyle, ideolojik pozisyonlar yerine rasyonel tartışmaları temel alan yeni bir yol haritası üzerinde çalışmalıyız'' dedi.

''Yeni zorluklar olduğu kadar yeni fırsatlar da var''
Türkiye'deki yüksek öğretim sisteminin yeni zorluklarla oluğu kadar yeni fırsatlarla da yüz yüze olduğunu kaydeden Çetinsaya, ''Hepinizi, üniversitelerimizi daha güçlü kılacak ve daha rekabetçi hale getirecek yeni bir yol haritası çıkarmak için bu konular ve sorunlar üzerinde kafa yormaya davet ediyorum'' dedi.
İlk olarak, Türkiye'de yüksek öğretim sisteminin sahip olduğu yükselen fırsatlar üzerinde durmak istediğini belirten Çetinsaya, son yıllarda Türkiye'deki yüksek öğretim sisteminin çarpıcı büyüme kaydettiğini ve yeni üniversitelerin kurulması, yeni programların açılması ve öğrenci sayısındaki artış sayesinde yüksek öğretimde sağlanan büyümenin başarı olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Çetinsaya, bugün itibariyle Türkiye'de 103 devlet üniversitesi, 62 vakıf üniversitesinin bulunduğunu, şu anda yeni vakıf üniversiteleri için başvuruların da YÖK tarafından değerlendirilmekte olduğunu belirtti.
Yüksek öğretimdeki genişleme ve büyümenin, beklemedeki binlerce öğrenciye üniversite eğitimine daha kolay erişim sağlama imkan verdiğini anlatan Çetinsaya, ''yüksek öğretim ile sosyal hareketlilik, ekonomik kalkınma, teknolojik ve bilimsel ilerleme arasında pozitif bir ilişki olduğu gerçeği gözönüne alındığında, bunun doğru yönde atılmış önemli bir adım olduğuna inanıyorum'' diye konuştu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.