Perşembe 15.03.2012 00:00
Son Güncelleme: Perşembe 15.03.2012 13:24

Bir savaş muhabirinin son günleri

Geçen ay Anthony Şadid'le birlikte zifiri karanlıkta Türkiye ile Suriye arasındaki dikenli telleri geçerken, hava rutubetli ve soğuktu.

Tyler Hicks
Geçen ay Anthony Şadid'le birlikte zifiri karanlıkta Türkiye ile Suriye arasındaki dikenli telleri geçerken, hava rutubetli ve soğuktu.

Amacımız, önümüzdeki seyrek ağaçlı tepenin arkasında cereyan eden Arap Baharı'nın en kanlı çatışmasını yakından takip etmekti. Kaçakçılar bizi bekliyordu. Yanlarında getirdikleri atların bizler için değil, Beşar Esad'ın ordusuna karşı savaşan Özgür Suriye Ordusu'na silah ve cephane taşımak için kullanılacağını o zaman öğrendik. Genelde firar eden askerlerden oluşan Özgür Suriye Ordusu üyelerini fotoğraflamak, onlarla konuşmak ve onları anlamak istiyorduk.
Irak'tan Libya'ya kadar Arap Dünyası'nı sarsan gelişmeleri tutkulu bir şekilde The New York Times için takip etmiş olan Anthony, gazetecilerin şimdiye kadar en az 7 bin kişinin öldüğü Suriye'ye gitmesinin çok önemli olduğuna inanıyordu. Atların taşıdığı cephane, aldığımız riskin birer kanıtıydı. Ancak çok geçmeden asıl tehlikenin atların kendisi olduğunu anladık. Anthony'nin atlara alerjisi vardı. İlk gece korkunç bir astım krizi geçirdi. Bir hafta sonra, atlar bizi Suriye'den çıkarırken bir kriz daha geçirdi. İkinci kriz sırasında, kendisini Türkiye'de bekleyen karısı ve 2 yaşındaki oğluna ulaşamadan, 43 yaşında hayatını kaybetti. Anthony'nin aksine Arapça bilmiyorum.
Ben savaş bölgesinden görüntüler yakalamaya çalışan bir fotoğrafçıyım. Ama Anthony'i hem bir muhabir hem de bir görgü tanığı olarak heyecanlandıran bir haftalık süre boyunca, Suriye'deki atmosferin nasıl olduğunu size anlatmak için elimden geleni yapacağım. Geri dönüp haberi yazmak için öyle sabırsızlanıyordu ki…
Habere Ulaşılması
İsyancıların merkezlerinden biri olan İdlib vilayetindeki tüm yerleşim yerlerinin giriş ve çıkışlarını tanklar tutuyordu. İsyancıların güvenli bulduğu küçük, korunmasız bir yolda ilerlerken Anthony, "Bu, iğne deliğinden iplik geçirmeye benziyor" dedi. Yolculuğumuz bizi Suriye'de bize rehberlik edecek bir grup adama götürdü.
Bu insanlar kendilerine eylemci diyorlar ve devrimin sivil kanadını oluşturuyorlar. Neredeyse hepsi hapse girmiş ve işkenceye maruz kalmış. Ailelerini aylardır görmüyorlar ve bir güvenlik önlemi olarak kaldıkları yerleri sürekli değiştiriyorlar. Anthony'nin yanlarında olmasının önemini anladıkları belliydi.
Yabancı gazeteciler olanları Suriye dışına aktarmak ve onlara yardım ulaştırabilecek diğer ülkelere duyurmak açısından büyük önem taşıyor. Anthony, Arapçası sayesinde çevirmene ihtiyaç duymadan insanlarla doğrudan iletişim kurabiliyordu. Karşılaştığımız silahlı isyancıların çoğu ordudan kısa süre önce firar etmişti. Açık sözlülükleri beni şaşırtmıştı. Nadiren içlerinden biri yüzünü kapıyor ya da fotoğrafını çekmememi istiyordu. Ordudan kendi insanlarını öldürmeyi reddettikleri için firar ettiklerini söylediler.
Savaşın İçinde
Ülkenin kuzeybatısındaki Sarakib'de isyancıların bir üssüne vardığımızda, çok sayıda direnişçinin büyük bir aceleyle silahları toplamaya başladığını gördük. Anthony, "Çatışmaya gidiyorlar" dedi. Esad güçleri, İdlib şehrine takviye için bir grup tank yollayacaktı. Direnişçilerin elindeki silahlar çatışma için yetersizdi. Anthony'e tanklardan birini el yapımı bir bombayla vurmaya çalışacaklarını söylediler. En etkili silahları olan bu bombayı çoktan yola döşemişlerdi. Etkisiz hale getirdikleri konvoyu AK-47'leriyle vurmayı planlıyorlardı. Direnişçiler otoyolun yakınlarındaki dar bir sokakta gizlenip beklemeye başladı. Sivillerden oluşan küçük bir grup evlerinden çıktı.
Vücut dillerinden direnişçileri burada görmeye alışık olmadıkları belliydi ama bunu daha güvenli bir yere gitmek için bir işaret olarak algıladılar. Direnişçiler bombayı patlatana kadar iki tank geçti. Hedefini tutturamayan büyük patlama, diğerlerine silahlarına davranmaları için verilmiş bir ipucuydu. Bir süre sonra ateşkes çağrısı yapıldı. Anthony'e tanklardan birinin silahını başka yere doğrulttuğu ve bir destek göstergesi olarak bir askerin tankın içinden elini çıkararak zafer işareti yaptığı söylendi. Tankın isyana katılacağı umudu bir anda tekrar başlayan ateşle son buldu.
Bağlantı Kuruldu
O gece üsse geri döndüğümde, Anthony'nin yüzünde kocaman bir tebessümle, şarkı söyleyen ve geleneksel müzikler çalan direnişçilerle dolu bir odada buldum. Bir muhabir olarak onu en çok kurduğu bu bağlantılar mutlu ediyordu. Sıcaklığı ve zekâsı, onu Arap Dünyası'nın takip eden en önemli muhabir yapan özelliklerinden biriydi. Kollarını açıp neşeli bir şekilde, "Tyler, şuna baksana!" dedi. Şarkı söyleyenlerin, mücadelelerine tanıklık ettiğimiz için bize teşekkür etmek amacıyla doğaçlama yaptıklarını söyledi. Ne öğrenmiştik?
Özgür Suriye Ordusu Libya'daki isyancılardan çok daha örgütlü. Ordudan ayrılanların sayısı git gide arttığı için, isyancıların arasındaki yetenekli ve eğitimli asker ve subay sayısı çoğalıyor. Ancak henüz etkili bir karşı saldırıya geçebilecek askeri donanıma sahip değiller. Asıl güçlü oldukları yerler yerleşim merkezleri. Suriye Ordusu, kasaba ve şehirlere girmeye çekiniyor. Bu yüzden dışarıdan gelişi güzel bombalamayı tercih ediyor. Bu etkili bir yöntem olsa da, rejime yöneltilen kınamaları artırıyor. Bu kasabalarda hayat devam ediyor. Dükkânların çoğu açık. Ancak hastaneler ve dispanserler güç bela hizmet veriyor. Elektrik sürekli kesiliyor ve ciddi bir yakıt açığı var. Siviller gelişmelere karşı karmaşık duygular besliyor. Çoğu devrimi desteklediklerini söylüyor. Ancak direnişçiler yüzünden Esad güçlerinin buralara gelebileceğinden korkuyorlar. Herkes Humus'ta neler olduğunu biliyor.
Eve Dönüş
Anthony Türkiye'ye gitmek için can atıyordu. Ama önümüzde en az iki tane engel vardı. Bunlardan biri, Türkiye sınırından önce gelen tepeye ulaşmaktı. Suriye'ye gelirken seçtiğimiz kestirme yol, Esad hükümetine bağlı Şebbiha milisleri buraya bir kontrol noktası kurduğu için artık güvenli değildi. Arabamızı kullananların çok iyi bilmediği yan yollardan gitmek zorundaydık. 11 ay önce Libya'daki bir kontrol noktasında yakalanmamızı hatırlatan Anthony, "Bu kontrol noktası korkumu atlatabileceğimi sanmıyorum" dedi.
Libya'daki kontrol noktasında silahlı bir çatışma patlak vermiş, 21 yaşındaki şoförümüzün ölmesine neden olmuştu. Ayrıca olay sonucunda biz dâhil dört The New York Times muhabiri Albay Muammer Kaddafi'ye bağlı güçler tarafından bir hafta boyunca esir tutulmuştu. Tepeye ulaştığımızda ikinci engel baş gösterdi: İki kaçakçı bizi yine atlarıyla bekliyordu. Anthony antihistaminlerini ve astım spreylerini hazırlamıştı. Havayı filtrelemek için yüzünü bir kefiyeyle örtmüştü. Genç adamlara ata binmeyeceğini, onları arkadan takip edeceğini söyledi. Anthony'e "Önden yürüyelim mi?" diye sordum. Anthony, "Hayır, bize yol göstermeleri gerekiyor" diye cevap verdi.
Fakat daha sonra Anthony'nin zor nefes aldığını fark ettim. Yaklaşık bir buçuk kilometre sonra mola vermek istedi. Çok daha zor olan Suriye'ye giriş maceramızı düşünerek, Anthony'nin bunu da atlatacağımı düşündüm. Bir elimi beline doladım, diğeriyle dirseğini tuttum ve bu şekilde yürümeye devam ettik. Kısa süre sonra Anthony durdu, iri bir kaya parçasına yaslandı ve ardından yere düştü. Ona adıyla seslendim ama çoktan bilincini yitirmişti ve nefes almıyordu. Yarım saat boyunca ona suni teneffüs yaptım. Bir yandan da kaçakçılara doktor bulmaları için yalvarıyordum. Sonunda küçük bir kamyonet bulduk ve ölümünü hâlâ kabullenemediğim Anthony'i kamyonetin arkasına taşıdık. Ben de onunla birlikte arkaya bindim. Bir kasabaya ulaştık ve buradaki sağlık merkezindeki doktor, çok üzgün olduğunu söyleyerek Anthony'nin hayatını kaybettiğini teyit etti.
Tepeye geri döndüğümüzde Anthony, iniş yolculuğumuz için atlardan birine bağladık. Şok içinde Türkiye sınırına kadar onun önünde yürüdüm. Ölmeden birkaç saat önce bazı aktivistler onunla videolu bir röportaj yapmak istedi. Bunlar ona ait son görüntüler oldu. Röportajı yapan kişi, "Rejimin düşmesini bekliyor musun?" diye sordu. Anthony ise, "Bence düşecek. Ama zaman alacak" diye yanıt verdi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.