Pazartesi 02.04.2012 00:00
Son Güncelleme: Pazartesi 02.04.2012 09:45

Suriye'de zulme dur demeliyiz

Suriye Halkının Dostları İkinci Konferansı'nda Esad'ın verdiği sözlerin hiçbirini tutmadığını belirten Erdoğan, Suriye rejimi işbirliği yapmazsa BM Güvenlik Konseyi'nin müdahalede bulunmasını istedi.

(SABAH)
Mesut Er

Suriye Halkının Dostları İkinci Konferansı'nda Esed'in verdiği sözlerin hiçbirini tutmadığını belirten Erdoğan, Suriye rejimi işbirliği yapmazsa BM Güvenlik Konseyi'nin müdahalede bulunmasını istedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye rejiminin gerekli işbirliğinde bulunmaması durumunda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin katliama dur demesinin kaçınılmaz bir zorunluluk olacağını belirterek, "Masum insanları katleden, şehirleri topa tutan acımasız şiddet kullanan bir rejime bugüne kadar yeter dur diyemeyen bir Güvenlik Konseyi'nin uluslararası barış ve güvenliği korumaktan aciz olduğu açıktır" dedi. Erdoğan, İstanbul'da yapılan Suriye Halkının Dostları Grubu'nun ikinci konferansında şunları söyledi:
'YALNIZ DEĞİLSİNİZ'
-Suriye'nin şehirlerinde en modern silahlar ve en acımasız saldırılar karşısında olağanüstü mücadele veren Suriyeli kahramanları selamlıyorum. Suriye'de özgürlük mücadelesi veren kardeşlerimize asla yalnız olmadıklarını asla kendi kaderlerine terk edilmeyeceklerini İstanbul'dan bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
-Türkiye olarak bölgemizdeki hiçbir ülkenin içişlerine müdahale gibi bir niyetimiz yoktur. Tam tersine bölgenin barış ve istikrarını en güçlü şekilde savunuyoruz.
-Suriye'de, Annan'a verilen söz şu ana kadar yerine getirilmemiştir. Hala rejim ölüm kusmaya devam etmektedir. Bugüne kadar verdiği sözlerin hiçbirini bu rejim zaten tutmamıştır. Suriye'de halkın meşru taleplerinin derhal karşılanmasını istiyoruz. Sandık, Suriye halkının önüne getirilmelidir ve uluslararası camianın kontrolü ve güvencesi altında da burada demokratik seçim gerçekleşmelidir. Umuyorum ki, Suriye halkı bunu başaracaktır. İnanıyorum ki, Suriye halkı, kendi kaderini tayin hakkını elde edecek, kendi rotasını kendisi çizecektir. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki, masum canlara kastedenler de, er ya da geç mutlaka ama mutlaka cezalarını çekecektir.
-Suriye'deki rahatsızlıkları bildiğimiz için, Suriye'nin Mısır ve Libya'nın yaşadığı acı hadiseleri yaşamaması için Esed'e bir an önce adım atması gerektiğini defaatle ifade ettik. Suriye yönetimi tarafından bu yönde bize verilen sözler maalesef tutulmadı. Suriye, bize verdiği sözleri tutmadığı gibi, halkının meşru taleplerini de, geçmişte olduğu gibi şiddet, baskı, zulüm ve sindirme yoluna giderek yok etmeye çalıştı. Yakın tarihte, Baba Esed'in çok ağır zulmünü yaşamış, çok ağır bedeller ödemiş Suriye halkı, maalesef bu kez de oğul Esed'in zulmüne ve toplu infazlarına maruz kaldı.
-Suriye'de bir yılı aşkın süredir devam eden olaylarda, Birleşmiş Milletler rakamlarına göre 9 binin üzerinde (ki ben bu rakamın çok çok daha ileride olduğunu şu anda görüyorum) insan şu anda hayatını kaybetti, 100 binlerce insan yerinden edildi, bunların 10 binlercesi komşu ülkelere sığındı. Türkiye'ye sığınan Suriye vatandaşlarının sayısı dün itibari ile 20 bine yaklaştı. Kuşatma altında bulunan yerleşim yerlerinde gıda, ilaç, yakıt gibi en temel ihtiyaç maddelerinin sıkıntısı had safhaya ulaştı.
-Ülkesini terk etmek zorunda kalanlar, geride olanlara göre bugün daha avantajlı durumdalar. Zira, ağır silahlarla, tanklarla, toplarla, hava saldırılarıyla yürütülen operasyonlarda, Şam, Halep, Humus, Hama, Dera, İdlib gibi kentlerde çok büyük acılar yaşandığını öğreniyoruz. Suriye yönetiminin, insani yardımlara ve basın mensuplarına kapattığı ülkede yaşanan acının boyutlarını dahi tam olarak bilemiyoruz. Hedef gözetmeyen silahlar, maalesef gazetecileri de vuruyor basın mensuplarını da katlediyor. Suriye'deki 2 Türk gazetecinin akıbeti hakkında bilgi almakta zorlanıyoruz.
'ZAMAN KAZANACAK'
-Birleşmiş Milletler (BM) ve Arap Ligi kararları, krizin aşılması için izlenmesi gereken yol haritasını çok net biçimde ortaya koymuştur. Elbette, BM ve Arap Ligi'nin Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın girişimlerinin sonuç vermesini canı gönülden arzu ediyoruz. Ancak, gerek bize, gerek uluslararası topluma sözler veren ama bu sözleri sadece zaman kazanmak için kullanan Suriye yönetiminin, Kofi Annan'ın girişimini de bir zaman kazanma aracı olarak kullanması muhtemeldir.
-BM Güvenlik Konseyi'nin 21 Mart tarihli açıklaması ile desteklenen bu misyonun Suriye Rejimi tarafından manipüle edilmesine asla mahal verilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Bu misyonun, Suriye Halkının Dostları Grubu'nun çabalarıyla uyumlu hale getirilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Zalim ile kurbanı aynı kefeye koyan her girişim, şiddete zaman kazandıracaktır. Etkin bir gözlem mekanizmasıyla izlenmeyen, belirli bir siyasi geçiş takvimine bağlanmayan her girişim, Suriye yönetimini şiddet yönünde teşvik edecektir.
-Suriye rejimi tarafından gerekli işbirliğinde bulunulmadığı takdirde BM Güvenlik Konseyi'nin üzerine düşen sorumluluğu üstlenmesi ve Suriye'deki katliama 'dur' demesi kaçınılmaz bir zorunluluk halini alacaktır. Güvenlik Konseyi, eğer bu tarihi sorumluluğu üstlenmekten bir kez daha kaçınırsa, uluslararası toplumun elinde, Suriye halkının meşru müdafaa hakkının desteklenmesinden başka hiçbir seçenek de kalmayacaktır.
-Masum insanları katleden, şehirleri topa tutan, acımasız şiddet kullanan bir rejime, bugüne kadar 'yeter, 'dur' diyemeyen bir Güvenlik Konseyi'nin, uluslararası barış ve güvenliği korumaktan aciz olduğu açıktır. Biz, Suriye'de yaşanan zulüm karşısında uluslararası toplumun ahlaki bir sorumluluğu olduğuna inanıyoruz.
-Ne yazık ki uluslararası toplum, Kuzey Afrika'daki hadiseler karşısında iyi ve başarılı bir sınav vermemiştir. Yine ne yazık ki, o hadiseler esnasında, petrole ilişkin tartışmalar, katledilen canların önüne geçmiştir. Bugün, Suriye'de yaşanan olaylar karşısında da aynı vurdumduymazlığın sergilenmesine müsaade edemeyiz, etmemeliyiz.
-İşte biz, bugün İstanbul'da, ahlaki bir sorumluluğun gereği olarak, insani ve vicdani değerlerin bir gereği olarak bir aradayız. Her türlü çıkar kaygısını elimizin tersiyle itiyor, biz bugün burada canları kurtarmanın yollarını arıyoruz.
-Bugün, buradan, Suriye yönetimine karşı vereceğimiz mesaj, net ve kesin olmalıdır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.