Perşembe 17.05.2012 00:00
Son Güncelleme: Perşembe 17.05.2012 17:19

"Persona nan grata" görevden neden alındı?

Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Murat Özçelik olayı aydınlanıyor.

(USASABAH)
Koray Mert / ANKARA KULİS
Sonunda oldu... Bir süredir yapılan "istifa edecek mi etmeyecek mi" tartışmalarına son noktayı Dışişleri Bakanlığınca yapılan bir atama kararı koydu.

Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Murat Özçelik, görevinden alınarak Dışişleri Bakanlığı'na danışman olarak atandı. Resmi Gazete'de atama olarak geçiyor. Ancak Türkçesi şu: Müsteşar görevden alınarak "kızağa çekildi". Böylece hükümet Özçelik'in istifasını kabul etmemiş, ancak onu görevden almış oldu. Peki, hükümetle bir bürokratın arası neden açıldı? Özçelik'i istifaya götüren ve görevden alınmasına sonuçlanan süreç nasıl başladı?
Biraz yaşananların perde arkasına göz atalım.
Bağdat Büyükelçiliği'nden Müsteşarlığa
Özçelik'i istifaya götüren yolun köşe taşlarını terörle mücadele konusunda yaşanan fikir ayrılıkları ve Özçelik'in çalışma tarzı döşedi denirse yanlış olmaz. Türkiye'ye gelmeden önce Bağdat Büyükelçiliği yapan Özçelik bir diplomat. Üstelik bir önceki görevi gereği terör, terörle mücadele, Irak ve Kuzey Irak alanlarında fazlasıyla uzmanlaşmış bir diplomat. Bu yüzden terörle mücadele alanında yoğunlaşması için kurulan Kamu Güvenliği Müsteşarlığına atandığında, atama oldukça destek toplamıştı.
Özçelik'in çalışma tarzıyla ilgili ilk işaretler Bağdat'taki görevi sırasında ortaya çıkmaya başladı. Proaktifti. Kuzey Irak'la ilişkilerin güçlendirilmesi, terörle mücadelede ABD, Irak ve Türkiye üçlü mekanizmasının çalışması gibi konularda inisiyatif aldı. Hükümet de kendisine güvendiği için Irak'ta atılacak adımlarla ilgili elçiye açık çek verdi. Irak, Özçelik'in kafasındakileri hayata geçirebileceği bir yaşam alanıydı.
İstenmeyen adam ilan edildi
Ancak Özçelik'in çalışmaları Bağdat hükümetinin dikkatini çekti. Kuzey Irak'la ve Irak siyaset yelpazesinin farklı kesimleriyle, özellikle Irak seçimleri döneminde kurduğu ilişkiler rahatsızlık yarattı. Maliki yönetimiyle Ankara'nın yaşadığı gerilimin temelleri Özçelik'in çalışmaları sırasında atıldı. Çok kimse bilmez, ancak Özçelik Türkiye'ye "Persona nan grata" yani istenmeyen adam ilan edildiği için dönmek zorunda kaldı.
Özçelik Türkiye'ye döndüğünde Terörle mücadelede politikaların şekilleneceği, analiz çalışmalarının yapılacağı, Kuzey Irak'la ilişkilerin gergef gibi işlenmesi gerektiği kariyerine uygun bir göreve başladı. Ancak Özçelik bunu yaparken ırak'ta sahip olduğu serbestliğin bir benzerini istedi. Adımlarını buna göre attı. Bu yüzden bağlı olduğu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ile pürüz yaşamaya başladı. Ankara'da konuştuğunuz yetkili isimler bu pürüzü doğruluyor. "Herkes aynı şeyi düşünmek zorunda değil, elbette farklı yaklaşımlar olabilir" deniyor. Ancak bir şerh düşülüyor: "Bir bürokrat siyasilerden farklı düşünebilir. Ancak onun görevi kendi düşündüğünü uygulamak değil, verilen talimatları yerine getirmektir."
Asıl pürüz gazetelere yapılan açıklama
Özçelik ile Atalay arasında bir fikir uyuşmazlığı olduğunu biliyoruz. Konuyla ilgili çeşitli dedikodular yapılıyor. Özçelik'in bakandan habersiz Diyarbakır'a bir ziyaret gerçekleştirmek istediğinden tutun da terörle mücadele stratejisindeki detayların şekillenmesinde yaklaşım farkına kadar bir dizi gerekçe pürüzün arkasındaki neden olarak öne sürülüyor. Ancak bunların hepsi dedikodu. Açıkça bildiğimiz sorun geçtiğimiz ay gazetelere çıkan bir haber olarak görünüyor. Diğer bir deyişle görevden almanın asıl nedeni Özçelik'in bazı gazetelere isim vermeden hükümetin "terörle mücadele yeni stratejisi"ni açıklamış olması olarak öne çıkıyor.
"Kravatlı vesayet" tartışması
Geçtiğimiz ay tartışma yaratan bu haberle ilgili ayrıntılara geriye dönük olarak bakabilirsiniz. Ben daha çok "içeride" yarattığı tartışmaları aktarmak istiyorum. Bir bürokratın "hükümet adınaymış" gibi "terör stratejisiyle" ilgili açıklama yapması, açıkça hükümete bir dayatma olarak algılandı. "İsmini vermeyen yetkili" açıklamalarının eski Türkiye'ye ait olduğu söylendi. "Açıklama yapılması gerekiyorsa bunu yapacak olan siyasilerdir" dendi. "Kravatlı vesayet" yorumları yapıldı. Hükümet çevrelerinde "müsteşar görevden alınmalıdır" diye açıkça konuşuldu.
Elbette bu tartışmalar Özçelik'in de kulağına gitti. Daha önce yaşadığı pürüzlere "hükümetin kodlarını okuyamamak" şeklindeki teknik hatası da eklenince istifa kararı aldı ve istifa mektubunu verdi. Ancak kabul edilmedi. Çünkü "kriz" görüntüsü verilmek istenmiyordu. Bunun yerine Özçelik izne ayrıldı. Özçelik'le ilgili tartışmalar dendikten sonra Resmi yazışmaları yapıldı ve Dışişleri bakanlığına Müşavir olarak atandı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.