Giriş Tarihi: 14.6.2012 16:45 Son Güncelleme: 14.6.2012 16:49

ABD'den Türkçe'ye özel önem

Türkçe, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın "en kritik" gördüğü 13 dilden biri. Bakanlık, Amerikalıların Türkçe öğrenmesi için burslar verip Türkiye'ye öğrenciler gönderiyor.

(AA)
Türkçe, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın "en kritik" gördüğü 13 dilden biri. Bakanlık, Amerikalıların Türkçe öğrenmesi için burslar verip Türkiye'ye öğrenciler gönderiyor.

Bakanlığın 7 yıl önce başlattığı Kritik Diller Burs Programı (CLS) kapsamında, Amerikalı öğrencilere, Türkçe'nin yanı sıra Arapça, Azerice, Bengalce, Çince, Hinduca, Korece, Endonezce, Japonca, Farsça, Urduca, Rusça ve Pencap dillerini, o dillerin konuşulduğu ülkelerde öğrenmeleri için burslar veriliyor.
Bu yıl da, Türkçe öğrenmek için programa başvuran 439 öğrenciden 60'ı, 8 hafta Türkiye'de kalıp bir yandan Türkçeyi öğrenecek, bir yandan da Türk kültürü, tarihi ve gelenekleriyle tanışacak. Öğrenciler Ankara, İzmir ve Bursa'daki TÖMER enstitülerinde dil eğitimi alacak.
Konuyla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtlayan ABD Dışişleri Bakanlığı Akademik Programlardan Sorumlu Müsteşar Yardımcısı Meghann Curtis, "hem yönetim katmanları içerisinde hem de ülke geneline bakıldığında, Amerikalıların üst düzey yabancı dil becerisine sahip olmada iyi iş çıkarmadıklarını fark ettiklerini" belirterek, burs programının, yabancı diller üzerinde çalışan Amerikalıların sayısını ciddi biçimde artırmayı amaçladığını söyledi.
Curtis, "Bakanlık olarak amacımız, Amerikan halkıyla diğer ülke halkları arasında karşılıklı anlayışı artırmak. İki halkın birbirini anlamasının en iyi yolu da birbirlerinin dillerini öğrenmeleri. Tüm dünyanın İngilizce öğrenmesi yeterli değil, biz de başka ülkelerin dillerini öğrenmeliyiz" dedi.
13 dili "kritik dil" olarak adlandırırken, bunların konuşulduğu ülkelerin stratejik önemini baz aldıklarını kaydeden Curtis, bu ülkelerle ortak dili konuşabilmeyi kritik önemde gördüklerini ve ortak dilin de mutlaka İngilizce olmasının gerekmediğini dile getirdi.
"Amerikalıların Türkçe'ye ilgisi gayet yüksek"
Curtis, programa öğrenci seçekerken, kritik dilleri kariyerlerinde kullanabilecek olmalarına dikkat ettiklerini ifade ederek, programa bu yıl başvuran 5 bin 280 kişiden 631'inin seçildiğini söyledi.
Curtis, programın Türkçe ayağında da 439 başvurudan 60'ın kabul edildiğini aktararak, Amerikalıların Türkçe'ye ilgisinin gayet yüksek olduğunu kaydetti.
Curtis, programda Arapça ve Çince'nin en çok başvuru alan iki dil olduğunu bildirdi.
Program kapsamında öğrencilerin, yaz aylarında "kritik dil"i öğrenecekleri ülkede, 1 yıllık dil eğitimine eşdeğer düzeyde yoğunlaştırılmış 8 haftalık kurs aldıklarını belirten Curtis, "8 hafta boyunca adeta o dille yaşayıp nefes alıyorlar" dedi. Curtis, programda, öğrencilerin yerel toplumla tanışması, toplum projelerine katılması gibi kültürel faaliyetlerin de yer aldığını dile getirerek, "Umarız bu programdan mezun olan öğrencilerden bazıları, gelip burada Dışişleri Bakanlığı'nda çalışır ve sonra da Ankara'da, İstanbul'da görev yapabilir, yabancı bir dili akıcı biçimde konuşabilirler. Bu çok önemli" dedi.
Öğrencilerde Türkiye heyecanı
Türkçe'yi öğrenmek için Türkiye'ye gidecek öğrenciler, Washington'daki oryantasyon programında heyecanlarını gizleyemedi.
Türkiye'nin tarihi, bölgesel güç olması ve dünya sahnesindeki rolü nedeniyle Türkçe öğrenmek istediklerini belirten öğrenciler, Türkçe'yi "zor ama güzel bir dil" olarak tanımlıyor.
Indiana Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü 4. sınıf öğrencisi Keely Bakken (21), Türkçe'yi Türkiye'nin jeopolitik konumu nedeniyle giderek önemi artan bir dil olması nedeniyle öğrenmeyi seçtiğini söyledi.
"Türkiye bölgesel bir güç ve bizim için çok önemli bir ülke. İyi ilişkiler kurabilmek önemli. Halkı anlayabilmek için onların dilini konuşabilmeliyiz" diyen Bakken, 2,5 yıldır Türkçe öğrendiğini, geçen yıl da aynı programa katıldığını, ayrıca geçen yıl bir dönem Boğaziçi Üniversitesi'nde eğitim gördüğünü ve İstanbul'da toplam 7 ay kaldığını anlattı.
Bakken, bu kez Bursa'da bir Türk ailenin yanında kalacağını dile getirerek, "Ünlü İskender kebabını yiyeceğim için çok heyecanlıyım. Geçen yıl çok güzeldi, Ege halk dansını öğrendik, Pamukkale, Çanakkale, Efes'i ve Truva'yı ziyaret etmiştik. Bu yıl da böylesine güzel şeyler yaşayacağıma inanıyorum. Erkek arkadaşım da Türk, ondan çok şey öğreniyorum. Türk kültürünü çok seviyorum, halkı çok misafirperver. Herkes çok dost canlısı ve yardımsever" diye konuştu. Bakken, favori şehrinin ise İstanbul olduğunu belirterek, "Tarihi, moderni ve eskiyi birleştiren sanatı beni çok etkiledi" yorumunda bulundu.
Türk kökenli genç, atalarını tanımak istiyor
Princeton Üniversitesi'nde Türk tarihi üzerine doktora yapan David Weil de, hem kişisel ilgisi hem de mesleği nedeniyle Türkiye'ye ilgisi olduğunu belirterek, "Birincisi, birkaç yıl önce Washington'da Temsilciler Meclisi üyesinin danışmanı olarak çalışırken, ABD için Türkiye'nin bölgesi ve dünya için kritik önemini fark ettim. İkincisi de, kökenim Türk. Büyükbabam Türk ve İzmir'de doğdu. Ailemin tarihini öğrenmek istedim" dedi.
Daha önce 2 ay İstanbul'da kaldığını, 1 ay süreyle de Nemrut Dağı, Hasankeyf, Mardin, Hopa, Van Gölü gibi tarihi yerleri gezdiğini anlatan Weil, "Türk yemeklerine bayıldım. Çok büyük, ilginç bir ülke. Şimdi yeniden Türkiye'ye gideceğim için çok heyecanlıyım" diye konuştu.
Weil, bu programa ise ilk kez katıldığını, neden Türkçe öğrenmek istediğini soranlara ise "Kanımda var" cevabını verdiğini aktardı. Weil, "Çok düzenli bir dil, kuralların istisnaları yok. Bir öğrendiğiniz mi gerçekten öğreniyorsunuz. İngilizce'de ise kural yok gibi sanki. Ana dili İngilizce olanlar bile iyi konuşamıyorlar" dedi.
Türklerin de kültürlerinin öğrenilmesinden hoşlandığını ve bu nedenle kendisine çok yardım ettiklerini dile getiren Weil, Türklerin ve Amerikalıların girişimcilik ve ülkelerine bağlılık gibi konularda birbirlerine benzediğini söyledi.
Weil, "Ama Amerikan toplumu aileyle bile belirli yaştan sonra çok fazla görüşmüyor, Türkiye'de beni çok etkileyen şeylerden biri, insanların kendi memleketlerine ve ailelerine bağlılıklarıydı. Bu gerçekten Türkiye'den öğrendiğim ve Amerika'daki hayatımda da uygulamaya çalıştığım bir şey" dedi.
Ankara ilham verdi, Ortadoğu tarihini okumaya başladı
Columbia Üniversitesi'nde Ortadoğu tarihi eğitimi gören Christine Zurbach, yıllar önce lisede okurken benzer bir programla Ankara'yı ziyaret etmesinden sonra üniversitede Ortadoğu tarihi okumaya ve Türkçe öğrenmeye karar verdiğini söyledi.
ABD'deki kariyeri için Türkçe öğrenmesinin çok faydalı olacağını ifade eden Zurbach, "Malesef ABD'de az sayıda öğrenci Türkçe öğreniyor, o yüzden Türkçe bilenler için, benim için iş bulmada Türkçe'yi bilmem çok faydalı olacak" diye konuştu.
Zurbach, Bursa'da İskender kebap yemek istediğini belirterek, "8 hafta boyunca en çok sevdiğim mutfaklardan olan Türk mutfağının tadına varacağım" dedi.
Türkiye'de ayrıca, eski Yunancayı bildiği için Efes'i, İlyada'yı okuduğu için Çanakkale'yi ziyaret etmek istediğini dile getiren Zurbach, "Türkçe zor bir dil ama Atatürk'ten sonra alfabesi daha kolaylaşmış. Çünkü Osmanlıca öğrenmeye çalıştım, çok zor. En çok zor zorlandığım konu fiilleri öğrenmek. Ama çok seviyorum Türkçe'yi. İngilizce'ye göre de telaffuzu daha kolay" dedi.
Üniversitede tarih ve antropoloji okuduğunu, şimdi de geç Osmanlı tarihi ve erken Cumhuriyet dönemi üzerine yüksek lisans yaptığını belirten Wesley Chesteen de, Türkiye'nin ilk yurt dışı seyahati olacağını söyledi.
"Üniversite zamanında çok ders gördüm ama Osmanlı tarihi çok ilgimi çekti. Araştırmalarımda sadece İngilizce kaynaklara bağlı kalmamak için Türkçe öğrenmek istedim" diyen Chesteen, Türkiye'nin bölgesinin en önemli ülkelerinden biri olduğunu ve ABD'nin de Türkiye'yi müttefik olarak gördüğünü ifade ederek, Türkiye için "birbirinden farklı dünyalar arasındaki köprü" nitelemesini kullandı.
Chesteen, Türkiye'de İstanbul'un ötesindeki hayatları, köyleri, günlük yaşamı görmek istediğini ifade ederek, "Sadece Bursa'yı, İstanbul'u değil, Türkiye'nin tamamını kavrayabilmek isterim. Çok geniş bir tarihi ve çok farklı insanları var. Ama ben araştırmam nedeniyle 19'unci yüzyıl Türkiyesini, modern Türkiye'den çok daha iyi biliyorum sanırım" diye konuştu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.