Adalet Bakanı topun ağzında!

(AA)
ABD Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hükümet Reformu Komitesi, ABD Adalet Bakanı Eric Holder'ın ''Kongre'ye itaatsizlikle'' suçlanmasını tavsiye etti.
Komite, Meksika sınırında silah kaçakçılığını takip altına almak için yürütülen, ancak başarısızlıkla sonuçlanan ''Hızlı ve Öfkeli'' operasyonuyla ilgili Komite'nin talep ettiği belgeleri paylaşmadığı gerekçesiyle bu tavsiye kararını verdi.
Komite'de yapılan oylamada, Holder'ın ''Kongre'ye itaatsizlikle'' suçlanması tavsiyesini içeren düzenleme, Komite'deki 17 Demokrat üyenin tamamının aleyhte oyuna karşı, 23 Cumhuriyetçi üyenin tamamının desteğiyle kabul edildi.
Obama belgeler için koruma kararı verdi
Karar, ABD Başkanı Barack Obama'nın aynı gün içinde, Komite'nin istediği belgelerin gizliliğinin korunması için özel yetkisini kullanmasının ardından alındı. Obama, bu yetkisini iktidarı döneminde ilk kez kullandı.
Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu elinde bulunduran Cumhuriyetçi Parti'nin liderleri, Komite'nin tavsiyesini gelecek hafta Meclis Genel Kurulu'nun gündemine almayı planladıklarını açıkladı. Temsilciler Meclisi'nin Cumhuriyetçi Başkanı John Boehner ve Cumhuriyetçi Çoğunluk lideri Eric Cantor, yaptıkları açıklamada, Bakan Holder'ın, Genel Kurul'da yapılması öngörülen oylamadan önce talep edilen belgeleri kendileriyle paylaşması halinde meselenin çözümü yolunda bir fırsatın doğacağını, aksi takdirde oylamanın yapılacağını belirttiler.
Meclis Genel Kurulu, Komite'nin tavsiyesini oylayıp kabul ederse ilk kez görevdeki bir Adalet Bakanı, Kongre tarafından ''Kongre'ye itaatsizlikle'' suçlanmış olacak. Teoride, ''Kongre'ye itaatsizlik'' suçlaması yöneltilen bir yetkili, para ya da hapis cezasına çarptırılabiliyor, ancak meselenin bu boyuta ulaşacağına pek ihtimal verilmiyor.
Cumhuriyetçi ve Demokratlardan karşılıklı suçlamalar
Konu, Demokrat Başkan Obama ile Temsilciler Meclisi'ndeki çoğunluk Cumhuriyetçiler arasında, Obama'nın başkanlığı döneminde sık sık yaşanan ihtilafların yeni bir halkası niteliğinde. Cumhuriyetçiler, yönetimin belgeleri paylaşmayı reddetmesinin, yüz kızartıcı detayları sakladığı anlamına geldiğini savunurken, Demokratlar ise belgelerin talep edilmesi üzerindeki ısrarı, Kasım ayında yapılacak Başkanlık seçimleri öncesinde Obama'yı zor durumda bırakmayı amaçlayan siyasi güdümlü bir girişim olarak görüyor.
Holder, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, ''Hızlı ve Öfkeli'' operasyonuyla ilgili Kongre soruşturmasında işbirliği yapmadığı iddialarının ''doğru olmadığını'' savundu.
Cumhuriyetçilerin girişimini ''siyasi tiyatro'' olarak niteleyen Holder, ''Komite Başkanı (Cumhuriyetçi) Darrell Issa, Kongre ile yürütme organı arasında kaçınılabilir bir sürtüşmeyi tahrik etme niyetiyle olağan dışı, daha önceden görülmemiş ve tümüyle gereksiz bir adım atma yönünde yetkisini kullanmayı seçti. Bu bölünme yaratıcı adım, bu ya da önceki operasyonlara neden olan sorunlara çözüm getirmemize yardım etmeyeceği gibi, güvenlik güçlerimizin emniyetini artırmak için de hiçbir katkı sağlamayacak'' dedi.
Adalet Bakanlığı yetkilileri de Komite'ye zaten 7 binin üzerinde belge gönderdiklerini belirtiyor.
Temsilciler Meclisi Başkanı Boehner, Obama'nın özel yetkisini kullanmasının, ''Hızlı ve Öfkeli'' operasyonuyla ilgili kararlarda sadece Adalet Bakanlığı değil,Beyaz Saray'ın da müdahil olmuş olabileceği şüphesini dile getirirken, Beyaz Saray ise bu sözlere sert yanıt verdi.
Beyaz Saray İletişim Direktörü Dan Pfeiffer, ''Kongre'deki Cumhuriyetçilerin, istihdam yaratmak ya da orta sınıfı güçlendirmek yerine, zamanlarını, seçim senesinde siyasi güdümlü bir girişime harcadığı'' açıklamasında bulundu.
''Hızlı ve Öfkeli'' operasyonu nedir?
''Hızlı ve Öfkeli'' operasyonu, ABD'de Alkol, Tütün, Ateşli Silahlar ve Patlayıcılar Bürosu tarafından, Meksikalı uyuşturucu kartellerinin silah alımlarını takip altına almak amacıyla Arizona eyaletinde başlatılmıştı.
Adalet Bakanı Holder'ın denetiminde yürütülen operasyon kapsamında, Meksika'daki kartellerin silahları nasıl temin ettiğini ve dağıttığını izlemek için kaçak şekilde temin edilen silahların Meksika'ya girişine göz yumulmuş, ancak operasyonun planlandığı gibi gitmemesi sonucu, 1000'in üzerinde silahın izi kaybedilmişti.

Meksikalı uyuşturucu kartellerinin eline geçen bu silahların ikisi, 2010 yılında Meksika sınırındaki devriye ajanı Brian Terry'nin öldürüldüğü yerde bulunmuştu.