Çarşamba 01.08.2012 00:00
Son Güncelleme: Çarşamba 01.08.2012 11:54

ABD'den terör raporu

ABD Dışişleri Bakanlığı'nın açıkladığı 2011 yılı Terör Raporu'nda, Kuzey Irak ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan PKK'lıların toplam sayısının 4 bin ile 5 bin arasında olduğu belirtildi.

(USASABAH)
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın açıkladığı 2011 yılı Terör Raporu'nda, Kuzey Irak ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan PKK'lıların toplam sayısının 4 bin ile 5 bin arasında olduğu belirtildi.

Raporda dünyadaki terör olaylarıyla ilgili genel bilgiler de verildi.
Terör saldırılarında yüzde 12 düşüş
Ulusal Kontra terör Merkezi tarafından hazırlanan raporda 2011 yılında 70 ülkede 10 binden fazla saldırı olduğu ve 12 bin 500 kişinin bu olaylarda yaşamını yitirdiği belirtildi. Bu rakamlar terör saldırılarında 2011'de bir önceki yıla göre yüzde 12'lik düşüş olduğunu gösteriyor.
Rapora göre en fazla saldırının gerçekleştirildiği bölgeler Güney Asya ve Yakın Doğu olarak ortaya koyuldu. Saldırıların kurbanları ağırlıklı olarak Müslüman. Bu bölgelerdeki terör saldırılarının yüzde 85'i Afganistan, Irak ve Pakistan'da gerçekleşiyor. Bu üç ülkedeki terör saldırıları dünya çapındaki saldırıların yüzde 64'ü.
Irak ve Afganistan saldırılarında düşüş oldu
Afganistan'da yaşanan terör saldırılarında bir önceki yola göre yüzde 14, Irak'ta ise yüzde 16 düşüş yaşandı.
Afrika'da ise 2011 yılında 978 saldırı gerçekleşti, bu bir önceki yola göre yüzde 11.5'lik bir artış demek.
PKK saldırıları sürüyor
Terör örgütü PKK'nın eylemlerinde ülke geneline uzanmaya devam ettiği kaydedilen raporda, örgütün, kırsalda Türk askerlerini pusuya düşürme, asker ve polis rotası olarak bilinen yollara IED döşeme ve kırsal alanlarda güvenlik güçleri ve sivilleri hedef alan bombalar atma gibi karakteristik taktik, teknik ve prosedürleri kullandığı belirtildi.
Kastamonu'da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konvoyuna yapılan saldırının hatırlatıldığı raporda, ayrıca geçen yıl temmuz ayında Silvan, ağustosta Çukurca, eylülde Ankara ve Batman, ekimde de Hakkari'deki PKK saldırılarının ayrıntılarına yer verildi.
Raporda, Türkiye'deki terör yasalarının, terörizmi, ''Türk vatandaşlarına ve Türk devletine saldırılar'' olarak tanımlamasının, uluslararası çapta terörle mücadele çabalarını aksattığı, operasyonel ve yasal işbirliğine yönelik kaygılar yarattığı ifade edilerek, TBMM'deki Terör Finansmanın Önlenmesi Hakkında kanun tasarısının bu tanımlamayı da ele aldığı ama Mali Eylem Görev Gücü'ne (Financial Action Task Force-FATF) göre, bu tasarının bu konuda yetersiz kaldığı belirtildi.
Uzun tutukluluk süreleri eleştirildi
Öte yandan, Türkiye'de, ''terörle mücadele yasalarını uygulayan Türk yetkililerin, yüzlerce siyasi eylemciyi, gazeteci, ordu yetkilileri ve diğerlerini, terör kanunları altındaki suçlardan bir yıldan fazla süredir tutuklu tuttuğu' yönünde eleştiriler yapıldığı belirtildi.
Şu anki duruşma öncesi tutukluluk düzenlemelerinin, terörizm ve diğer konulardaki şüphelilerin duruşmalarını beklerken, 5 yıla kadar hapiste tutulmasına imkan verdiği ifade edilen raporda, siyasi liderlerin mevcut Terörle Mücadele Kanunu'nda reforma gidilmesine yönelik açıkça konuşmaya başladığı ama 2011 yılı sonuna kadar bu konuda spesifik bir taslağın hazırlanmadığı kaydedildi.
Ayrıca, Türkiye'nin Terör Finansmanın Önlenmesi Hakkında kanun tasarısını henüz geçirmediği hatırlatılan raporda, geçen yılın ekim ayında Türkiye'ye ilişkin gözlemini yeniden değerlendiren FATF'ın, Türkiye'nin hala kara para aklama ve terörizmin finansmanı konusunda zayıflıklarının bulunduğunu açıkladığı anımsatıldı.
Terörle mücadele...
Raporun bölgesel ve uluslararası işbirliğiyle ilgili bölümünde, Terörle Mücadele Küresel Forumu'nun kurucu üyesi olan ve ABD ile birlikte forumun eşbaşkanlığını yürüten Türkiye'nin, nisanda İstanbul'da foruma ev sahipliği yapması da dahil, forum için geniş çaplı sekreterlik desteği sağladığı belirtildi.
Raporun, radikalizm ve şiddet aşırılığının önlenmesiyle ilgili bölümde de bu konularla mücadelede Emniyet ve Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yürüten iki önemli programın bulunduğu belirtilerek, bunların ayrıntılarına yer verildi.
Türk Hükümeti'nin, ''demokratik açılım''a yönelik niyetini tekrarladığı bildirilen raporda, Türkiye'nin ''Kürt dilinin yayınlarda, eğitimde ve devlet kurumlarında kullanılmasını engelleyen kanunların liberalleştirilmesi, şiddet içermeyen suçlarda terörle mücadele kanunlarının uygulanmasının azaltılması ve saldırılara karışmamış PKK üyelerinin sivil topluma tekrar dönebilmesi için yasal teşviklerin yapılması'' gibi yöntemlerle PKK'ya desteği kurutacak somut adımlar atmayı tasarladığı kaydedildi.
Bu hedeflere ek olarak, Türk yetkililerin terörle mücadele çabalarındaki öncelikli sorumluluğun Türk ordusundan, sivil güvenlik güçlerine (polis) kaydırılmasına yönelik planı açıkladığı bildirildi.
Raporun Irak ile ilgili bölümünde de Irak, Türkiye ve ABD'nin, bölgede terör örgütü PKK ile devam eden mücadele çabalarının bir parçası olarak üçlü güvenlik diyaloğunu sürdürdüğü belirtildi.
Raporun PKK bölümü
Raporun, ''Yabancı Terörist Örgütler'' bölümündeki PKK/Kongra-Gel bölümünde de ''PKK'nın Türkiye'nin güneydoğusunda bağımsız bir Kürt devleti kurmayı arzuladığı ancak son yıllarda daha çok Kürt kültürel ve dilsel hakları teminat altına alan Türk devleti içinde bir özerklikten bahsettiği'' belirtildi.
Hapisteki Abdullah Öcalan'ın hala örgütün ''sembolik lideri'' olmayı sürdürdüğü ifade edilen raporda, PKK'lıların toplam sayısının 4 bin ile 5 bin arasında olduğu, bunların 3 bin ile 3 bin 500'ünün kuzey Irak'ta bulunduğu kaydedildi.
Raporda, 2006, 2007 ve 2008 yıllarında PKK şiddetinin yüzlerce Türk'ün hayatına mal olduğu, örgütün faaliyetinin 2011 yılında da aktif kalmaya devam ettiği ve yaklaşık 61 saldırı düzenlediği belirtilerek, bu saldırılar sonucunda da en az 88 kişinin hayatını kaybettiği ve 216 kişinin yaralandığı
hatırlatıldı.
PKK'nın öncelikle Türkiye, Irak ve Avrupa'da faaliyet gösterdiğine işaret edilen raporda, geçmişte PKK'nın Suriye, Irak ve İran'dan barınma olanakları ve yardım aldığı ancak 1999'dan itibaren İran'ın sınırlı da olsa PKK'ya karşı Türkiye ile işbirliği yaptığına değinildi.
Raporda, PKK'nın, Avrupa'daki Kürt diasporasından ve oradaki kriminal faaliyetlerinden önemli mali destek almaya devam ettiği de ifade edildi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.