Pazartesi 13.08.2012 00:00
Son Güncelleme: Pazartesi 13.08.2012 10:39

Teknoloji sektörü için bir ders

Otuz yıl önceki genel görüş belliydi. Japon otomobil imalatçılarının kendi ülkeleri dışında pek araba üretecekleri yoktu. Ne de olsa Japonya'da tedarik zincirleri oturmuştu, maliyetler sıkıca denetleniyordu ve kalitede eşsiz bir şöhret yakalanmıştı...

Otuz yıl önceki genel görüş belliydi. Japon otomobil imalatçılarının kendi ülkeleri dışında pek araba üretecekleri yoktu. Ne de olsa Japonya'da tedarik zincirleri oturmuştu, maliyetler sıkıca denetleniyordu ve kalitede eşsiz bir şöhret yakalanmıştı.
Nissan'ın 1983'te Tennessee fabrikasını açtığı sırada eyaletin valisi olan Cumhuriyetçi Lamar Alexander, "Japonya dışında iş yapmanın çok acemisiydiler. Bu konuda konuşmaktan bile çekiniyor ve ne diyeceklerini bilemiyorlardı" diyor. Bugünse Nissan'ın Tennessee'de iki fabrikası ve yüz kadar tedarikçisi var.


Şimdi aynı bakış açısına Amerika'daki teknoloji endüstrisinde de rastlıyoruz. Apple, Dell ve Hewlett-Packard gibi uzakdoğu'daki büyük fabrikalara bağımlı olan şirketler yıllardır birçok imalat tipinin Amerika'da fazla maliyetli ve verimsiz olacağını savunuyor. Ancak denizaşırı ülkelerde bolca eğitimli orta düzey mühendis, düşük ücretli işçi ve hazır tedarikçi bulabileceklerini dile getiriyorlar. Oysa Japon otomobil üreticilerinin son 30 yıldır ABD'ye olan göçleri, ihtimal dışı görünen dönüşümlerin bile nasıl gerçekleşebileceği konusunda somut bir örnek oluşturuyor. Amerikan otomobil şirketleri bugün düşüşte olsa bile ABD halen dünyadaki en büyük araba imalatçısı ve işverenlerinden biri olmayı sürdürüyor. ABD'de üretilen araçların yüzde 40'ı Japon ve diğer yabancı şirketlere ait. Bu kuruluşlar doğrudan 95 bin kişi istihdam ederken tedarikçilerde binlerce insan daha çalışıyor. ABD bunu başarmak için Japonya'ya hem kamuoyu hem de Kongre baskısı uyguladı, ithal Japon otomobillerine "gönüllü" kotalar koydurttu ve Japon üreticileri Amerika'da fabrika kurmaya özendirmek için vergi muafiyetleri ve benzeri teşvikler getirdi. Teknoloji kuruluşlarını ABD'ye taşınmaya zorlamaksa başka güçlükleri beraberinde getirecek.
Birincisi, teknoloji devleri yabancı değil, Amerikalı ve o yüzden siyasilerde de, kamuoyunda da onlarla ilgili bir fikir birliği yok. Fakat bazı ekonomistler onları getirmenin yine de mümkün olduğunu ve uğraşmaya değeceğini belirtiyor. 1980'lerde Japonya'yla masaya otururken Reagan yönetimine destek olan ticaret yetkilisi Clyde V. Prestowitz Jr., "Burada mal satmak isteyen şirketlerin burada kurulmasını istemek konusunda ABD'nin uzun bir tarihi var; çünkü bu başka sektörleri de hareketlendiriyor" diyor. Hükümet teknoloji ürünlerinin, örneğin, başka endüstrileri besleyebilen monitörlerin veya gelişmiş yarı iletkenlerin yerel üretimini de teşvik edebilir. Prestowitz'in sözleriyle, "Oysa bu işlerin uzakdoğu'ya gitmesine göz yumuyoruz. Sonra onları tedarik zincirleri ve Ar-Ge takip ediyor, derken her şeyi oraya taşımak daha mantıklı gelmeye başlıyor. Yani Apple veya Kongre, iPhone'un önemli kısımlarını Amerika'da yapmak istese bu o kadar da zor olmaz".
Ana Hedef İş Yaratmak
Bir ülke var ki, son dönemlerde teknoloji üretimini kendine çekmeyi başardı. O ülke, sübvansiyonlar ve yüksek ithalat tarifeleriyle geçen yıl Foxconn'u ikna eden Brezilya. Onlarca teknoloji şirketi için uzakdoğu'da akıllı cep telefonu ve bilgisayar imal eden Foxconn, São Paulo kentinin kuzeyindeki bir fabrika'da iPhone gibi cihazlar üretmeye başladı. Fabrikasında bugün bin işçi çalışıyor ve birçok istihdam potansiyeli daha var. Fakat Brezilya gibi kalkınmakta olan bir ülkenin ticaret politikalarını uygulamak ABD için zor olabilir.
Teknoloji ithalatını zorla kısıtlamak hem uluslararası ticaret anlaşmalarının ihlaline, hem de ticari misillemelere yol açabilir. Birçok ekonomist, mevcut küresel dünyada korumacılığın kötü bir politika olduğunu savunuyor. İyi oldukları alanlara odaklanmak ülkelere daha çok fayda getirmekte. Üstelik ticari engeller fiyatları yükseltirken, yeniliği kamçılayan piyasa güçlerini körelterek ülkelerin rekabet gücünü zedeliyor. Ekonomistlere göre ABD, robot ların yapabileceği düşük ücretli elektronik cihaz montajının peşine düşmemeli. Onun yerine yüksek ücretli işlere odaklanmalı.
Dow Chemical şirketinin başkanı ve Advanced Manufacturing Partnership'in (Beyaz Saray'ın bir araya getirdiği, yerel üretimi teşvik etmenin yollarını araştıran bir yönetici ve akademisyen topluluğu) eşbaşkanı Andrew N. Liveris, "Sınırlarımızı kapatmak 20'nci yüzyıla ait bir düşünce, uzun vadede bu ancak ekonomiyi zayıflatır" diyor. İşsizliğin yükseldiği ABD'de istihdam yaratma sorunu şu anda tüm şiddetiyle devam eden Obama'yla Mitt Romney arasındaki başkanlık yarışını da etkiliyor ve iki taraf, dış kaynak kullanan uluslararası Amerikan şirketleri üstünden birbirine saldırıyor. Öte yandan Amerikan otomobil imalatındaki canlanış, bir sektörün nasıl on binlerce iş yaratabileceğine iyi bir örnek oluşturuyor.
Nissan, 16 Nisan 1983'ten beri ABD'de 7 milyonu aşkın araç üretti. Bugün Amerika'daki çalışan sayısı 15 bin. Yılda yarım milyondan fazla araba, kamyonet ve cip üreten firmanın Smyrna'daki fabrikasında altı model üretiliyor ve yakında buna tam elektrikli Leaf modeli de eklenecek. Bu arada Honda, Toyota, Hyundai, BMW, Mercedes- Benz ve Volkswagen gibi başka üreticiler de Amerika'ya yerleşti. Üstelik bu fabrikaların bazıları dünyanın en iyilerinden. Örneğin Decherd, Tennessee'deki Nissan tesisi Japonya'ya motor ihraç ediyor. Chicago Merkez Bankası'ndan kıdemli ekonomist Thomas Klier, "Burada hafif araç üreten 14 şirket var, bu müthiş bir sayı. Dünyada bununla kıyaslanabilecek başka büyük bir pazar yok" diyor.

Nissan'ın Başlangıcı

Başlarda Nissan, kalite kaygısıyla Amerikalı tedarikçilerden gelen parçalara güvenmemiş. Parçaların çoğu ya Japonya'dan gönderilmiş ya da yakın yerlerde faaliyet gösteren Japon firmalarınca üretilmiş. İlk yıllarında Smyrna fabrikasının gelişimine nezaret eden Nissan yöneticisi Hidetoshi Imazu, "ABD'den alacağımız parçalarla arabaları istediğimiz şekilde yapamayacağımızı düşünüyorduk" diyor. Derken Amerikalı üreticiler yavaş yavaş tedarik ihalelerine girmeye başlamış. Bugün Tokyo merkezli Calsonic Kansei için çalışan 2 bin 600 kadar Amerikalı Tennessee'de gösterge paneli, egzoz sistemi gibi parçalar üretiyor.
Nissan'ın ilk zamanlarında duyulan kaygıların bir benzeri Amerikalıların denizaşırı işçilerle rekabet edip edemeyeceği tartışmasında da görülüyor. Teknoloji sektöründe Uzakdoğulu işçiler daha hırslı, verimliliği hedefleyen zor çalışma programlarına katlanmaya daha istekli olarak görülüyor. Yöneticiler ABD'de bu tip işlere burun kıvrılacağını düşünüyor ve yatırım kararlarını bu inanca göre alıyor. Otomobil sektöründeyse Amerikalıların Japon işçilerle boy ölçüşemeyeceği inancı kalmadı. Nissan bu yıl yeni spor arazi aracı Infiniti'yi nerede üreteceğini belirlemek için dâhili bir yarış düzenledi. Yarışın sürpriz kazananı Smyrna'daki fabrika oldu. Tennessee'de otomobil ve yedek parça üretiminde 60 binden fazla iş var. 1983'te ulusal ortalamanın çok üstünde olan işsizlik oranı artık daha düşük (bu Haziran'da ülke genelindeki yüzde 8.2'ye karşılık yüzde 8.1).
Avenida Steve Jobs
Brezilya'da, São Paulo'dan arabayla bir saat uzaklıktaki Jundiaí kentinde bir yolun adı geçenlerde Avenida Steve Jobs, yani Steve Jobs Caddesi olarak değiştirildi. Burada Apple iPhone ve iPad'lerin üretildiği bir fabrika var. Brezilya tesisin burada kurulması için vaktiyle ABD'nin Nissan gibi otomobil üreticilerini ikna etmekte kullandığı yöntemleri kullandı. Yani ithalatı cezalandıran önlemler ve mali teşviklerin bir karışımıyla Apple ve Foxconn'u cezbetti.
Brezilya büyük bir Pazar. Çin ve ABD'den sonra bilgisayarda dünyanın üçüncü büyüğü. Yerel üretimi desteklemek için uzun süredir de ithal teknoloji ürünlerine tarife uyguluyor. Bu tarifeler akıllı cep telefonu ve dizüstü bilgisayarların fiyatını çoğu zaman yükseltiyor ve ithal parça kullanan yerli üreticileri dezavantajlı duruma düşürüyor. Fakat Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff, Nisan 2012'de Uzakdoğu'ya gittiğinde cebinde bir teklif vardı. Hükümet Foxconn'a vergi muafiyeti, sübvansiyonlu kredi, gümrüklerde imtiyaz ve ithal parçaların tarifelerinde indirim sağlayacaktı. Yeter ki Dell, Sony ve Hewlett-Packard için zaten elektronik cihaz ürettiği Brezilya'da Apple ürünlerini de monte etmeye başlasın. Birkaç ay sonra yeni Brezilyalı mühendisler eğitim için Çin'e uçmaya başlamışlardı bile. Yıl sonunda da Foxconn Jundiaí'de iPhone imalatına geçti. Şimdi aynı tesiste iPad'ler de üretiliyor. Gerçi Apple ürünleri Brezilya'da hâlâ pahalı. Örneğin ABD'de 499 dolara satılan son iPad burada 760 dolar civarında. Fakat uzmanların aktardığına göre, cihazlar burada üretildiği ve ithal parçaların tarifeleri daha düşük olduğu için Foxconn'la Apple kârın daha büyük bir bölümünü ceplerine indiriyor, böylece Çin dışında imalat yapmanın artan maliyetini telafi edebiliyor.
Focxonn, Brezilya'da daha fazla istihdam yaratmayı ve ülkenin teknoloji sektöründeki hedeflerini ilerletmesine yardım etmeyi umduğunu belirtiyor. Brezilya'ysa iPhone ve iPad'leri monte eden Foxconn'un bir teknoloji patlamasına yol açacağını umuyor. Nitekim Rousseff, Foxconn'un ülkede 12 milyar dolarlık daha yatırım yapabileceğini dile getirdi. Ayrıca ülkede elektronik alanında bir tedarik zinciri geliştikçe başka üreticilerin de fabrika kurmaları bekleniyor. Hükümet tüketici elektroniğinin daha gelişmiş ürünler için bir atlama tahtası olmasını da umuyor. Monitör, yarı iletken ve benzer parçaları hedef alarak Brezilya'nın bu ürünlerdeki ticaret açığını kapatabileceğini ve sağlam bir yerli endüstri kurabileceğini aktaran Bilim ve Teknoloji Bakanlığı'nın bilgi teknolojisi müsteşarı Virgilio Almeida, "Ülkenin sanayi politikasında bunlar en önde yer alıyor ve Büyük Brezilya Planı'nın bir parçası olarak değerlendiriliyor" diyor.
Amerika'daki Uçurum
ABD'deyse eski üst düzey Beyaz Saray yetkilileri, Obama'nın görev süresi boyunca düzenli olarak danışmanlarıyla toplanıp imalat sektörünü konuştuklarını belirtiyor. Fakat bu toplantılara aşina isimlere göre üretimi yurt içine getirmenin yolları üstünde fikir ayrılıkları var.
Beyaz Saray Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Gene B. Sperling Mart'ta, imalatı canlandıracak inisiyatifleri (ABD'de fabrika kurmaya getirilecek vergi muafiyetleri, altyapı yatırımları ve "haksız ticari uygulamalara" fırsat verilmemesi gibi) ortaya koymuştu. Ticaret Bakanlığı'ysa Mayıs'ta, adil piyasa değerinin altındaki Çin malı güneş panel lerine uygulanacak tarifeleri açıkladı. Fakat şu da bir gerçek ki Washington, bir zamanlar Japonya'ya yapıldığı üzere, Çin gibi ülkelerin korumacı önlemlerine misillemeyle karşılık vermeye genel olarak yanaşmıyor.
Bugün birçok tüketici akıllı cep telefonlarının nerede yapıldığını bilmiyor veya umursamıyor. En büyük yarı iletken üreticilerinden biri olan Analog Devices'ın kurucularından Raymon Stata'nın dediği gibi, "İnsanlar bir şeyi alırken onun nerede yapıldığına, bunun politik anlamına, ekonomiyi nasıl etkilediğine aldırmıyor".

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.