New York'ta gözden kaçan bir mekan: Chelsea Market

(USASABAH)
Esra Yerebakan / NEW YORK
Bugün, başlığımdan da anlayabileceğiniz gibi New York'un en turistlik bölgelerinin biraz dışında kalan ancak son derece görülesi bir yere Chelsea'ye gidiyoruz. Tabi oraya kadar gitmişken adını bulunduğu bu bölgeden alan Chealsea Market'a da uğramadan geçmeyeceğiz.
New York denince ilk akla gelen, Empire State binası, Central Park, Braynt Park, Lady Liberty, Times Square, Rockefeller binası… vb yerleri daha sonraki yazılarımda detaylı gezeceğimiz vaadini de vererek bugün ki turumuza başlamak istiyorum.
Öncelikle Chealsea'den biraz bahsetmek gerekir. Chelsea, Manhattan'ın West Village denilen bölgesinde yer alan daha ziyade yaşam alanlarının konuşlandığı son derece temiz sokaklara sahip, kiraların oldukça yüksek sayılabileceği bir yer. Sokaklarında yabancı göçmenlerden çok gerçek Amerikalıları bolca görebilirsiniz. Ancak gezerken fark ettiğim bir ince ayrıntıyı da yazmadan geçemeyeceğim ki o da, eşcinsellerin bolca bulunduğu bir semt oluşu.
En çok sevdiğim sokağı ise tartışmasız Bleecker st. Bleecker st.'de dolaşırken kendimi İstanbul'un en sevdiğim yerlerinden biri olan Nişantaşı'nda hissettim. Bu cadde üzerinde, çok sayıda ünlü markanın başı çektiği sağlı sollu butikler, şirin cafe ve restoranlar görebilirsiniz. Bu cadde, daha ziyade az katlı ve benzerlerini Amerikan filmlerinde görmeye alışık olduğumuz, hani yangın merdivenlerinin binaların ön cephelerine konduğu türden apartmanlarla dolu. Bleecker st.'in sonuna kadar yürüdüğünüzde bağlanacağınız, "Meat Packing District" olarak adlandırılan bölge de ise Manhattan'ın en ünlü gece kulüplerinin olduğunu göreceksiniz.

Bu güzel sokaklarda sakin bir yürüyüşün ardından, yolumuz 9. Avenue üzerinde 15 ve 16. Street'in tam ortasında kalan Chelsea Merket'e düştü. Chelsea Market, dışarıdan bakıldığında içindeki cümbüşün asla fark edilemeyeceği bolca restoran pastane, market ve özel ürünlerin satıldığı butik mağazaların bir arada olduğu kapalı mekân bir çarşı olarak tanımlanabilir.

İçeriye girdiğimde ilk dikkatimi çeken turistlerin çok az sayıda olduğuydu. Burada dolaşırken, ellerinde profesyonel fotoğraf makineleriyle, yıllar önce bir kurabiye fabrikasıyken şimdi yaklaşık 30 dükkânı bünyesinde barındıran ve bunu yaparken tarihi dokusuna sadık kalmış, son derece vefalı bu mekânı fotoğraflayan Amerikalı gençlere çok sık rastladım. (İç ses: "Bu işi öğrenmek için gereken sabrı acilen bulmalı ve koca mercekli o makinelerden bir tane de ben edinmeliyim." Amin.)

Gelelim Chelsea Market'i gezerken en keyif aldığım mekânlara… İçeri girer girmez fark edeceğiniz bir mekândan bahsetmek istiyorum. Eleni's New York… Burası son derece renkli ve özel konseptlere uygun şekilde hazırlanıp paketlenmiş onlarca çeşit kurabiye, cupcake ve şekerlemeleri bulabileceğiniz bir yer. Fiyatlarınsa orta seviyelerde olduğunu söyleyebilirim. Karışık kurabiyelerden oluşan ortalama büyüklükte bir hediye paketi 40-50 dolar, tekli kurabiyeler ise 10-15 dolar civarında satılıyor.

Es geçmemeniz gereken bir diğer dükkân ise One Lucky Duck… One Luck Duck, her çeşit (blueberry, çilek, kayısı, şeftali…vb) meyveden yapılmış organik sirke, onlarca çeşit doğal tuz, zeytinyağı ve organik peynir çeşitlerini özel ambalaj ve şık hediyelik paketlerle satışa sunan butik bir gıda mağazası. Fiyatlar çok ucuz olmamakla birlikte ortalama seviyelerde diyebilirim.

One Lucky Duck'ın hemen bitişiğinde yer alan Jacques Torres Chocolates'da çikolataya doyabilir ya da buradan özel günlerinizde sevdiklerinize hediye etmek için üzerinde mesaj içerikli notların yazdığı çikolatalardan alabilirsiniz. Şunu söylemeden geçemeyeceğim, içeri girdiğinizde taze çikolata kokusunu çok net bir biçimde hissedebiliyorsunuz ancak çok daha çeşitli tipte çikolata bulmayı hayal etmeyin ürün yelpazeleri oldukça sınırlı.

Gelelim yine severek gezdiğim, İtalyan mutfağının temel malzemelerinin başı çektiği yani İtalyan markalı bolca makarna ve makarna sosunu bulabileceğiniz Buon Italia'e… İtalyan mutfağı sevenler ve bu mutfağı iyi tanıyanların çok keyif alacağı bir yer burası. Ben konunun uzmanı değilim elbette ama makarnaların pişmemiş hallerinin bile şekilleri itibariyle iştah açıcı olduğunu söyleyebilirim.

Sıra geldi en sevdiğim yere… Chelsea Market Basket… İçerisi bir şenlik yeri gibi. Burası, genel konsepti hediye sepetleri hazırlamak üzerine kurulmuş çok renkli bir dükkân. Doğumlar, düğünler teşekkür ve tebrikler için hazır halde sepetler bulabileceğiniz gibi içindekileri sizin belirleyebileceğiniz boş sepetler ve kutular da mevcut. Fiyatlar ise ortalama seviyelerde olmakla birlikte tercihleriniz doğrultusun artıp eksilebilir.

Nut Box, iştah açma garantisi veren minyatür bir mısır çarşını andıran bir kuruyemişçi. İlk dikkatimi çeken fiyatların dışarıdaki marketlere göre son derece uygun olmasıydı. Burada özel olarak paketlenmiş her çeşit şekerleme, fındık, fıstık ve ceviz gibi bolca atıştırmalık bulabilirsiniz. Yaklaşan Halloween'in (Cadılar Bayramı ) etkisiyle şekerleme çeşitleri ön sıralardaki yerlerini almıştı. Amerika'da insanların hızla kilo alması ve obez genç nüfusunun önlenmez yükselişi sonrasında Amerikan hükümeti önlemler almaya başladı. Zaman zaman yasaklarla aldıkları bu önlemlerin arasında kalorisi yüksek atıştırmalıklara alternatif ürünler geliştirmek gibi akıllıca çözümlere de yöneliyorlar. Son zamanlarda raflarda sıkça görmeye başladığım tatlandırılmış sebze kuruları (bamya, bezelye…vb) bunlardan bir kaçı. Nut Box da ürün yelpazesine, sağlıklı koşullarda kurutulmuş son derece faydalı bu atıştırmalıkları eklemiş.

Chelsea Market'te birçok restoran da mevcut. Ancak itiraf etmeliyim ki hiç birinin temizliğinden yüzde yüz emin olamadım, dolayısıyla burada restoranları detaylı olarak incelememeyi tercih ettim. Yapının eskiliğinden kaynaklandığını düşündüğüm ancak çok net hissettiğim bir hijyen eksikliği hissine kapıldığımı söylemeliyim. Buraya tok gitmenizi tavsiye ederim.
Tüm dükkân ve mağazalar bunlarla sınırlı değil elbette yer darlığından detaylı ele alamadığım, daha birçok mekânın olduğunu söylemeliyim. Mesela, ben oradayken kapanmış olan ve aklımın içeride kaldığı Bowery Kitchen bunlardan biri. Prosefyonel mutfak malzemeleri satan ve bu alanda aradığınız her şeyi bulabileceğiniz güzel bir mağaza. Bir de Fat Witch Bakery var. Burası da lezzetli pastane ürünlerinin satıldığı son derece temiz bir yer. Nine Street Espresso ise, alanında iddialı bir kahve dükkanı, öyle ki sadece iki çeşit kahve satıyorlar ve en iyisi oldukları iddiasındalar. Siparişinizi verirken sadece bardak ölçünüzü söylemeniz kafi. Şık ve temiz bir yer olduğunu da söylemeden geçemeyeceğim.
Bu keyifli geziyi bitirip eve dönüş yoluna girmiştik ki kısa bir süre sonra yemyeşil çimleriyle vedalaşıp bir buz pateni pistine dönüşecek olan Braynt Park'da bir kahve molası verdik. Bu da bizden bir anı karesi olsun…

Bugünlük de benden bu kadar. Bir sonraki yazımda New York'un tatlı duraklarında bir tur atacağız. Sizi de bekleriz efendim…
@basharfiie
eybakan@gmail.com

.