Salı 26.02.2013 00:00
Son Güncelleme: Çarşamba 27.02.2013 22:10

Yeni Çin liderinden beklenmedik Rusya ziyareti

Çin Komünist Partisi'nin uluslararası ilişkiler odaklı resmi gazetesi Global Times'da yayınlanan bir haberde Xi Jinping'nin devlet başkanı sıfatıyla ilk ziyaretini Rusya'ya gerçekleştirebileceği bildirildi.

Abdülkadir Alkan* / ŞANGHAY
Çin Komünist Partisi'nin uluslararası ilişkiler odaklı resmi gazetesi Global Times'da yayınlanan bir haberde Xi Jinping'nin devlet başkanı sıfatıyla ilk ziyaretini Rusya'ya gerçekleştirebileceği bildirildi.

Geçen hafta Çin Dışişleri Bakanı Yang Jiechi ile görüşen Putin, Xi'nin yakında gerçekleşecek Rusya ziyaretini heyecanla beklediklerini söyledi.
Ziyaret neden önemli?
Bundan 10 yıl önce Çin Devlet Başkanı Hu Jintao da ilk resmi ziyaretini Rusya'ya düzenlemişti. Ancak bazı Çinli akademisyenler, Xi'nin Rusya ziyaretinin stratejik boyutunun daha farklı olacağını düşünüyor. Pekin Renmin Üniversitesi'nden Prof. Jin'e göre; Xi, Devlet Başkanı sıfatıyla önce Rusya'yı ziyaret ederek Amerika karşısında Çin – Rusya ittifakını daha da güçlendirmeyi amaçlıyor. Zira, hem Çin hem de Rusya, ABD'nin özellikle Asya'daki nüfuzundan rahatsız ve ABD'nin Asya politikalarına son derece temkinli yaklaşıyorlar. ABD'nin Çin'in çevresindeki Güney Kore, Japonya, Tayland, Vietnam, Myanmar, Singapur ve Hindistan gibi ülkelerle ve özellikle de de facto devlet Tayvan'la yakın ilişkileri var. Çin, ABD'nin bölgedeki Çin nüfuzunu azaltmayı amaçlayan Asya "pivot" stratejisinden rahatsızlık duyuyor.
Uluslararası arenada Çin – Rusya ittifakı
Son yıllarda Çin ve Rusya, uluslararası siyasi arenada ABD ve AB'nin oluşturduğu tek kutuplu düzenin karşısında ortak tavır alarak yeni kutup ve yeni dengeler oluşturmayı amaçlıyorlar. İki yıldır devam eden Suriye meselesinde Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde Esed yönetimine karşı uygulanması gündeme gelen müeyyideleri veto ettiler. Bunun dışında Afganistan'ın geleceği, Kuzey Afrika ve Arap Baharı, İran'ın nükleer programı ve Kuzey Kore'nin nükleer testi gibi meselelerde hep senkronize politikalar yürüttüler. Açıkça görülüyor ki, aslında Rusya ve Çin, ABD'ye sadece Asya'da değil küresel arenada da karşı denge oluşturmak istiyor.
Çin'in yeni nüfuz cepheleri
ABD, Rusya ve Çin'in soğuk savaş sonrasında Asya'da başlayan nüfuz mücadelesi günümüzde halen devam etmektedir. Çin Komünist Partisi yönetimi, ABD'nin özellikle Çin'in çevresindeki ülkelerle iyi ilişkiler kurarak Çin'i kuşatarak sindirmeye çalıştığını düşünüyor. Son yıllarda, Çin, Asya dışında özellikle Afrika ve hatta Latin Amerika ve Avrupa ülkeleriyle kurduğu yakın ilişkiler ve katıldığı uluslararası organizasyonlarla bu nüfuz mücadelesinde kendine yeni cepheler oluşturma gayreti içerisine girdi.
BRICS Zirvesi
Çin resmi haber ajansları, Xi'nin Rusya ziyareti sonrasında, Mart ayının sonunda Durban'da düzenlenecek BRICS Zirvesi'ne katılacağını duyurdu. Ekonomileri hızlı gelişen ülkeler Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nin oluşturduğu BRICS, yaklaşık 3 milyarlık nüfusla neredeyse dünyanın yarısını temsil ediyor. Toplamda 18 trilyon doların üzerinde gayri safi milli hasılayla dünya ekonomisinin dörtte birini oluşturan BRICS ülkeleri siyasi ve ekonomik işbirlikleriyle uluslararası arenada ABD'nin karşısında gelecekte kutup oluşturabilecek potansiyele sahip bir organizasyon olarak görülüyor.
Erken açıklanan Rusya ziyareti
Kasım 2012'den beri Çin Komünist Partisi'nin yeni lideri olan Xi Jinping, 5 Mart 2013'te başlayacak Çin Ulusal Halk Kongresi'nde de devlet başkanlığı görevini Hu Jintao'dan resmen devralacak. Çin'de teamüller gereği devlet liderinin dış ülke ziyaretleri iki hafta önceden açıklanır. Ancak bu sefer Rusya ziyaretiyle ilgili detaylar bir ay önceden resmi gazetede açıklandı. Üstelik bu açıklama Xi'nin devlet başkanlığı henüz resmiyet kazanmamışken yapıldı. Peki bu ziyaret neden teamüllere aykırı bir şekilde önceden açıklandı?
Gerilen Çin – Japon ilişkileri
2012 Eylül ayında Japonya hükümeti Çin'in de kendi karasuları içinde olduğunu iddia ettiği tartışmalı Diaoyu/Senkaku Adaları'nı kamulaştırdı. Bunun üzerine Xi Jinping ABD Savunma Bakanı Leon Panetta ile Pekin'de yaptığı görüşmede Japonya'nın adaları kamulaştırmasını "absürt komedi" olarak nitelendirdi. Ardından Çin – Japonya ilişkilerinde yeniden sıkıntılı dönemler başladı. Enerji kaynakları ve askeri yönden stratejik öneme haiz adalar yüzünden özellikle son dönemde yaşanan krizler, taraflar arasında gerginliğin iyice tırmanmasına yol açtı.
Japonya'nın ABD kozu
ABD ve Japonya arasında 1960'ta imzalanan Karşılıklı İşbirliği ve Güvenlik Anlaşması gereği ABD, Japonya idaresindeki topraklara yapılacak bir saldırıda Japonya'nın yanında yer almakla yükümlüdür. 29 Kasım 2012'de ABD Senato'sunda oy çokluğuyla kabul edilen bir yasayla ABD, Senkaku adalarında hukuken Japonya'nın idaresini tanıdığını açıkladı. Böylelikle, Çin'in muhtemel askeri bir saldırı yapma ihtimalinin önü alınmış oldu. 18 Ocak 2013'te Japon meslektaşı Fumio Kishida ile yaptıkları ortak basın açıklamasında ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, ABD'nin Japonya'nın tartışmalı adalarla ilgili idari haklarının olası bir ihlalinin karşısında olduğunu beyan etti ve Japonya Başbakanı Shinzō Abe'yi Şubat ayının üçüncü haftasında Obama'yla görüşmek üzere ABD'ye davet ettiklerini açıkladı. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, bu açıklamaları "doğruyu yanlıştan ayırt edemeyen ve realiteden bihaber" sözleriyle değerlendirdi.
İHA savaşları
Japonya Savunma Bakanlığı Mayıs 2012 NATO Chicago Zirvesi'nde imzalanan anlaşma gereği ABD'den alınacak RQ-4 Global Hawk modeli İHA'ların (insansız hava aracı), 2015'ten itibaren tartışmalı Senkaku Adaları'nın gözetiminde kullanılacağını açıklamıştı. Global Hawk'ların adet maliyeti 35 milyon dolar. Bunun üzerine Çin de İHA ar-ge çalışmalarına hız kazandırmıştı. Sonrasında Çin, Kasım 2012'de adet maliyeti 1 milyon dolar olan Wing Loong modeli insansız hava aracını tanıttı. Bazı askeri analistler, Doğu Çin Denizi'nin yakında İHA çatışmalarına sahne olabileceğini düşünüyor.
ABD'nin Çin – Japonya denge politikası
İşte tüm bu gelişmeler ışığında, hemen Abe'nin ABD'yi ziyareti öncesinde Çin, Xi'nin Rusya ziyaretini dünya kamuoyuyla paylaştı. Açıklamanın sıra dışı zamanlaması, akıllara Rusya'yla yakınlaşma mesajının Japonya ve ABD'ye yapılan bir gönderme olabileceği ihtimalini getiriyor. Nitekim, bu ziyaret Çin'de Abe'nin istediği desteği alamadığı ve Obama yönetiminin Çin – Japonya dengelerini gözetmede başarılı bir sınav verdiği şeklinde yorumlandı.
ABD – Çin arasında sanal savaş
ABD'de New York Times gibi büyük şirketlere ve organizasyonlara internet güvenliği hizmeti veren bir şirket olan Mandiant, geçen hafta Çin Ordusu'nun 61398 numaralı birliğinin, ABD'de devlet birimleri, organizasyonlar ve şirketlerin ağ sistemlerine 100'ün üzerinde siber saldırı düzenlediğini ve sanal ağ üzerinden gizli belgeleri ele geçirdiğini iddia etti. Bunun üzerine, Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hong Lei(Hon Ley), Amerika'nın Çin'e en çok siber saldırı düzenleyen ülkelerin başında geldiğini söyledi.
Güven problemi
Özellikle geçtiğimiz iki yıldır karşılıklı güven problemi yaşanan ABD – Çin ilişkilerinde; iki taraf da birbirini suçluyor. Obama yönetimi, Çin'in Güney ve Doğu Çin denizlerindeki kıta sahanlığı problemlerinde dayatmacı davrandığını düşünüyor. Çin Komünist Partisi yönetimi ABD'nin bu sınır anlaşmazlıklarında Çin karşısında taraf almasından dolayı ciddi rahatsızlık duyuyor. Gerilimler eğer iddia edildiği gibi Çin-ABD arasında liderler düzeyinde düzenlenecek karşılıklı ziyaretlerin ertelenmesine yol açarsa, bu ABD - Çin ilişkilerinde ciddi sorunların başlangıcı olabilir.
Kerry, ibreyi Avrupa'ya çevirdi

11 Eylül'den sonra dış politika eksenini "terörle mücadele" olarak belirleyen ABD'de, Obama yönetimiyle birlikte önemli bir eksen kayması yaşandı. Önce Afganistan ve Irak'tan çekilme kararı alındı. Sonra Hillary Rodham Clinton Foreign Policy'de yayınlanan makalesinde ABD'nin yeni dış politika ekseninin Ortadoğu'dan Asya Pasifik ülkelerine kaydırılacağını açıklamıştı. Clinton geleneklerin dışına çıkarak ilk dış ülke ziyaretlerini Çin'i de kapsayacak şekilde Doğu Asya ülkelerine düzenlemişti. Ancak Clinton'ın halefi yeni Dışişleri Bakanı John Kerry ibreyi yeniden Avrupa ve Ortadoğu'ya çevirdi. Bu hafta düzenleyeceği ilk dış ülke ziyaretleri ise İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar olarak açıklandı. Bu ziyaret planı ABD'nin, Avrupa'nın desteğini alarak yeniden Ortadoğu'daki meselelerde daha aktif rol alabileceği şeklinde yorumlanıyor. Nitekim, Beyaz Saray sözcüsü Jay Carney de geçen hafta düzenlenen basın toplantısında Obama'nın ilk ziyaretlerini İsrail, Batı Şeria ve Ürdün'e gerçekleştireceğini doğrulamıştı.


*Doğu Çin Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Hukuk (ECUPL)


@ChinAnalyst

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.