Etiyopyalı Kraliçe ve İsrail'in kısırlaştırma politikası

Alparslan Akkuş*

İsrail tarihinde ilk kez Etiyopya doğumlu siyahi bir kadın İsrail Güzeli seçildi. Hem de İsrail'in Etiyopyalı Yahudi kadınları zorla kısırlaştırdığını kabul etmesinden tam bir ay sonra.

Bir anda tezgâhtarlıktan kraliçeliğe yükselen Yityiş Titi Aynav, İsrail'de hor görülen Etiyopya toplumunun gururu oldu. 21 yaşındaki Titi'nin herhangi bir modellik tecrübesi yoktu. Aslında favori adaylar arasında da değildi. Ama jüriye, Martin Luther King'i model aldığını ve İsrail'de siyahlara karşı tutumu değiştirmeyi umduğunu söyledi. İsrail'in renklerini dünyaya göstermek istediğini de.

Anne ve babasını kaybettikten sonra 12 yaşında İsrail'e göç eden Titi, beş parasız ve kimsesiz, dilini dahi bilmediği bu toplumda sıfırdan bir hayat kurmaya çalıştı. Son 10 yılda gelen diğer 50 bin Etiyopyalı Yahudi göçmen gibi. Ancak hepsi Titi kadar şanslı değildi.

Etiyopyalı Yahudiler, İsrail'de hep toplumun en alt tabakasını oluşturdu. Her zaman ayrımcılık gördü. Markette para verdiklerinde kasiyer ellerini yıkadı. Kan bağışladıklarında doktor kanlarını çöpe attı. En korkuncu, Etiyopyalı kadınlar devlet eliyle sistematik bir kısırlaştırmaya maruz kaldı. Doğum oranı yüzde 50 düştü, kimse aldırmadı. 45 Etiyopyalı ailenin yaşadığı bir bölgede 4 yıl boyunca sadece bir tane Etiyopyalı çocuk doğunca, İsrailli bir kadın hakları kuruluşu sistematik kısırlaştırma politikasını ortaya çıkardı. İsrail'in, rızaları dışında sistematik bir şekilde Etiyopyalı kadınlara doğum kontrolü ilacı enjekte ettiği anlaşıldı. İsrail hükümeti senelerce yalanladığı bu insanlık dışı uygulamayı geçen ay resmen kabul etmek zorunda kaldı.

Peki, Etiyopyalı Kraliçe şirinliği, Etiyopyalı kadınlara karşı senelerdir uygulanan bu insanlık dışı kısırlaştırma politikasını örtbas edebilir mi?

* Sabah Gazetesi Dış Haberler ve Dış Yayınlar Müdürü

@alparslanakkus