Pazartesi 08.04.2013 00:00
Son Güncelleme: Pazartesi 08.04.2013 22:18

New York köprüleri: Özgürlük ve yenilik

Köprüler, yüzyıllardır birçok şiirde, hikâyede ya da cümle içinde hem kavuşmaları hem de ayrılıkları anlatmada kullanılmış, bir beton yığınından çok daha fazlasıdır. İki ayağını bastığı toprakları birleştirirken birinden diğerine onda olmayanı taşımıştır hep. Bir ayağı “ada”ya basıyorsa adadakiler için özgürlük, ana karadakiler için yeniliktir.

Esra Yerebakan / NEW YORK
Köprüler, yüzyıllardır birçok şiirde, hikâyede ya da cümle içinde hem kavuşmaları hem de ayrılıkları anlatmada kullanılmış, bir beton yığınından çok daha fazlasıdır. İki ayağını bastığı toprakları birleştirirken birinden diğerine onda olmayanı taşımıştır hep. Bir ayağı "ada"ya basıyorsa adadakiler için özgürlük, ana karadakiler için yeniliktir.

Devletler tarihinde köprüler, yabancı ülkelere karşı giyilmiş en süslü kıyafetler gibidir. Sahip oldukları dehaları ve teknolojide geldikleri son noktayı "düşman"larına ima etmede kullanılan en kolay yollardan biri, dönemin en modern ve ulaşılmaz teknikleriyle köprüler inşa etmek olmuştur.
Yaşadığınız ya da gezdiğiniz yeri en iyi anlamanın yollarından biri de oradan nasıl "kaçılacağını" iyi biliyor olmaktan geçer. Daha pozitif düşünecek olursak olduğumuz yere kuşbakışı bakıyor olmak daha güvende hissetmeye yardımcı olur da diyebiliriz.
Manhattan, New York Eyaletinin 5 ana bölgesinden biridir. Etrafını çevreleyen Brooklyn, Bronx, Staten Island ve Queens'e ulaşımı kolaylaştırmak için birçok köprü ve tünele ev sahipliği yapar. Bu yazımda sadece bir ayağı Manhattan'da bulunan 10 köprü ve 4 tünelden bahsetmek istiyorum.
Bu sebeple Brooklyn'den Staten Island'a yol veren Verrazano Köprüsü, Queens ve Bronx'u birbirine bağlayan Bronx-Whitestone Köprüsü+Throgs Neck Köprüsü ve Bronx'dan ve Brooklyn'e geçmeyi kolaylaştıran Robert F. Kennedy Köprüsü'nden detaylı bahsetmeyeceğim.
Brooklyn Bridge (Brooklyn Köprüsü)
İlk önce tüm New York turistlerinin görmeyi merakla beklediği son derece şık bir köprü olan Brooklyn Köprüsü'nden başlamak istiyorum. Diğer köprülerden ayrı olarak özel bir başlık altında incelenmeyi hak eden Brooklyn Köprüsü'nün her iki ayağında bulunan ve iki yakadan da oldukça güzel bir manzara izleyebileceğiniz birkaç mekândan da ilerleyen yazılarımda bahsedicem.
Brooklyn Köprüsü, inşa edildiği dönemde dünyanın 8. harikası olarak kabul görmüş son derece güzel bir asma köprüdür. New York'un adeta simgelerinden biri olmayı başaran Brooklyn Köprüsü'nün -bir kısmının rivayet olduğu düşünülse de- romantik duruşuna yakışan, içinde aşkı ve azmi barındıran güzel bir hikayesi var.
Brooklyn ve Manhattan'ı birbirine bağlaması için bir köprü inşa edilmesine karar verildiğinde, dünyanın en büyük kablo üretim firmasının sahibi John A. Roebling uzun zamandır hayalini kuruduğu bu proje için hemen çalışmaya başlamış ve yaklaşık 5 yıl emek verdiği köprü projesini kabul ettirmeyi başarmış. Adeta aşkla bağlandığı bu köprünün nereye kurulacağına karar verme aşamasına gelinip tespit çalışmalarına başlandığında, keşfe gittiği bölgelerden birinde talihsiz bir kaza geçirmiş ve tabiri caizse ilk kazma vurulamadan hayatını kaybetmiş.
Oğlu Washington Roebling, babasından miras kalan bu rüyayı gerçekleştirmek için her türlü çabayı göstermiş ve köprü projesine baş mühendis olarak atanmayı başarmış. 1870 yılına gelindiğinde köprü çalışmaları başlamış. Brooklyn Bridge'in "trajik" hikayesi kaldığı yerden devam etmiş ve Washington Roebling su altı odalarında yürüttüğü çalışma esnasında vurgun yiyerek yatalak hale gelmiş. Temelinde aşkla bağlanılan bu projenin devamını sağlamak, John'un gelini Washington'un eşi Emily'e kalmış. Emily eşi ve inşaat alanı arasında adeta bir aracı vazifesi görerek eşinin projeyi yönetmesini sağlamış. Toplam 13 yıl süren köprü inşaatının son 10 yılı bu şekilde ilerlemiş ve 1883 yılına gelindiğinde köprü şaşalı bir törenle açılmış. Brooklyn Köprüsü, dönemin en geniş asma köprüsü olma unvanını taşırken, kuleleri de birkaç yıl için New York'un en yüksek yapısı olmuş.
15 milyon dolar gibi ciddi bir bütçeyle ortaya çıkan bu güzel köprü, döneminde yeni sayılabilecek teknikler kullanılarak inşa edildiğinden, kısa bir süre sonra dedikodulara yenik düşmüş ve sağlamlığı konusunda endişe duyulan bir köprü halini almış. Yapım çalışmaları boyunca toplamda 27 kişinin ölümüne sebep olması da köprü hakkında "uğursuz" olduğu dedikodusunun yayılmasına sebep olmuş.
O dönemde her anlamda popüler olan bu köprüde birçok intihar girişimi gerçekleşmiş ve bazıları ne yazık ki "başarılı" olmuş. Brooklyn Bridge hakkındaki dedikodular ayyuka çıkmaya başladığında, köprü birkaç saat için trafiğe kapatılmış ve üzerinden adeta bir fil sürüsü geçirilerek halka güven aşılanmaya çalışılmış. İçinde bulunduğumuz dönem şartlarında oldukça "komik" görünen bu hareket amacına ulaşmış ve köprü sağlamlığı hakkındaki olumsuz dedikodular giderek azalmaya başlamış.

Yürüyerek Brooklyn'den Manhattan'a ya da tersi istikamete geçebileceğiniz bir yaya ve bisiklet yolu da barındıran Brooklyn Bridge bence New York'un en güzel manzaralarından birini oluşturuyor. Özellikle fotoğrafçılar tarafından oldukça ilgi görüyor. New York gezinizde muhakkak vakit ayırıp bu şahane yapıyı görmelisiniz. Manhattan'dan 4,5 ve 6 numaraları trenleri kullanarak City Hall durağında indiğinizde bu harika köprüye kolayca ulaşabilirsiniz.
New Jersey-Manhattan
Bir ayağı, New Jersey Eyaleti'nin Manhattan'a komşu semtlerinden bir olan Fort Lee'de bulunan George Washington Köprüsü iki bölge arasındaki trafiği sağlayan tek köprüdür. George Washington Köprüsü dışında Lincoln ve Holland Tünelleri de iki eyalet arasında araç geçişini sağlar.
George Washington Köprüsü, 1927 yılında Othmar Ammann'ın tasarımına uygun olarak inşa edilmeye başlanmış ve 1931 yılında hizmete açılmış bir asma köprüdür. İlk yıllarında sadece 6 şeritle hizmet veren bu köprüye 1946 yılında bir kat daha eklenerek şerit sayısı 14'e çıkartılmış.
George Washington Köprüsü, inşa edildiği yerin ne kadar doğru seçilmiş olduğunu ispatlarcasına, dünyanın en yoğun trafiğine sahip köprüleri arasında yer alır. Her yıl ortalama 106 milyon aracın üzerinden geçtiğini düşünürsek özellikle iş çıkış saatlerinde sahip olduğu "çıldırtan" trafiğin, olağan bir sonuç olduğunu da fark edebiliriz.
1.100 metre uzunluğa sahip bu köprüde Hudson Nehrini arabasız geçmek isteyenler için yürüyüş ve bisiklet yolu da ayrılmış. İlk yıllarında adı, Hudson Nehri Köprüsü iken George Washington onuruna değiştirilmiş ve George Washington ismini almıştır.

Brooklyn-Manhattan
Hikayesinin orijinalliği ve popülaritesi sebebiyle tek başına ayrı bir başlık altında incelemeyi tercih ettiğim Brooklyn Köprüsü iki yaka arasında en yoğun kullanılan köprüdür. Brooklyn Köprüsü dışında Manhattan ve Brooklyn'i birleştiren, Manhattan Köprüsü, Williamsburg Köprüsü ve Brooklyn Battary Tünel vardır.
Williamsburg Köprüsü
1903 yılında inşası tamamlanan bu köprü, kendisinden önce dünyanın en uzun köprüsü olma unvanını elinde tutan Brooklyn Köprüsü'nü 2.227 metreye ulaşan uzunluğu ile geçerek -döneminde-bu unvanın yeni sahibi olmayı başarmış bir yapı. Williamsburg Köprüsü, dönemin en iyi mühendislerinden olan Leffert Buck ve Henry Hornbostel tarfından tasarlanmıştır.
Üzerine döşenen metro hattı sayesinde iki yaka arasında metro geçişini de sağlayarak döneminde oldukça yüksek bir meblağ sayılan 25 milyon doların da hakkını vererek iki yaka arasındaki trafiği sağlamayı başarmıştır.
Manhattan Köprüsü
Leon Moisseiff tarafından tasarlanan Manhattan Köprüsü, 1909 yılında hizmete açılmış ve döneminin en ileri teknolojisi ile inşa edilmiş iki katlı asma köprüdür. Manhattan Köprüsü, 7 araç şeridi, bisiklet ve yaya şeritlerinin dışında oldukça yoğun kullanılan metro raylarıyla iki yaka arasındaki trafiği düzenler. Birçok turist tarafından da tercih edilen yaya şeridi köprünün 2001 yılında geçirdiği restorasyon çalışmaları esnasında eklenmiştir.

Queens-Manhattan
Queens ve Manhattan'ı, Queensboro Köprüsü ve Queens Midtown Tüneli birbirine bağlar. Queensboro Köprüsü, Manhattan ayağının 59-60. Caddeler arasında bulunmasından dolayı 59.cadde Köprüsü olarak da anılır.
1909 yılında yapımı tamamlanan bu köprü Manhattan Adalarından biri olan Roosvelt Adası'nın üzerinden geçerek Queens'e varan iki katlı bir köprüdür.
Quensboro Köprüsü, Williamsburg Köprüsü'nü de tasarlayan Leffert Buck ve Henry Hornbostel'in eseridir. Bu iki ortak, köprünün üzerinden geçtiği Roosvelt Adası'na da ayaklar ekleyerek hem köprünün görselliğini güzelleştirmiş hem de sağlamlığını arttırmışlar. Köprü ayaklarını tasarlamada kullandıkları teknik ve malzemeler dönemin mühendisleri tarafından da oldukça övgü almış.
Her iki katın toplamında yaklaşık 10 araç şeridi, yaya ve bisiklet yolu bulunan Queensboro Köprüsü özellikle gece ışıklandırıldığında New York'a kattığı manzara sebebiyle Manhattan'ın en güzel köprülerinden biridir.

Bronx- Manhattan
Bronx ve Manhattan'ı birbirine bağlayan toplamda 5 köprü vardır. Henry Hudson Köprüsü, Broadway Köprüsü, University HTS Köprüsü, Hamilton Köprüsü ve Washington Köprüsü.
Henry Hudson Köprüsü, David Steinman tarafından 1911 yılında tasarlanmaya başlanmış ve 1936 yılında hizmete açılmış bir köprüdür. Ancak hikayesi çok daha eskilere dayanır. Köprünün adına ilham kaynağı olan Henry Hudson 1906 yılında Half Moon adlı gemisiyle şimdilerde köprünün bulunduğu noktaya demir atmış ve buraya bir köprü inşa edilmesi gerektiğini söylemiş. Ancak her iki yakanın sakinleri gerekli yol çalışmaları için bölgede bulunan ormanların zarar göreceği gerekçesiyle bu karara karşı çıkmışlar.
1911 yılında civardaki ormanlara zarar vermen yolların geçmesini sağlayan bir proje geliştirilmiş ve böylece Henry Hudson Köprüsü Manhattan Bronx arasındaki trafiğe destek olması ümidiyle inşa edilmiş. Açılışından 2 yıl sonra 1938'de bir kat daha eklenerek bugünkü halini almış.
Broadway Köprüsü, Harlem Nehrinin üzerinden geçerek Bronx ve Manhatta'ı birbirine bağlar. Broadway Köprüsü diğer köprüler gibi bir asma köprü değildir ve "boğazın" oldukça daraldığı bir noktada 1962 yılında inşa edilmiştir.
University Heights Köprüsü de tıpkı Broadway Köprüsü gibi Harlem Nehrinin üzerinden geçer. Köprü ilk olarak 1906 yılında inşa edilmiş ancak talihsiz bir olayın ardından sular altında kalarak kullanım dışı bırakılmış. Ancak 1908 yılına gelindiğinde yeniden trafiğe açılmıştır. University HTS Köprüsü bir asma köprü değildir ve tıpkı Broadway Köprüsünde olduğu gibi "boğazın oldukça daraldığı bir başka noktada bulunur. 1989-1992 yıları arasında tadilat görmüş ve eksikleri giderilmiştir.
Washington Köprüsü de Broadway ve University HTS Köprüsü gibi bir asma köprü değildir ve Harlem Nehri üzerinde yer alır. Diğer iki köprüye oranla biraz daha büyüktür ve 724 metre uzunluğa sahiptir. İlk olarak 1888 yılında sadece yayaların geçişine izin veren köprüde gerekli çalışmaların yapılmasının ardından 1889 yılında araç trafiğinde de açılmıştır.
Hamilton Köprüsü de tıpkı Harlem Nehri üzerinde bulunan diğer köprüler gibi bir asma köprü değildir. 1963 yılında yapımı tamamlanmış ve 8 şeridiyle trafiğe açılmıştır. Oldukça alçak inşa edilen bu köprü toplamda 724 metre uzunluğa sahiptir.

Bu hafta çok sevdiğim Manhattan'a kuşbakışı bakarak adayı süsleyen değerli "kolyelerini" sizlere de göstermeye çalıştım. Önümüzdeki hafta Manhattan'ın butik çikolatacılarından birine giderek hayal gücünüzü zorlayacak aromalara sahip çikolatalardan bahsedeceğim. Merak edenlerle aynı adreste buluşmak üzere...
(USASABAH)

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.