Perşembe 18.04.2013 00:00
Son Güncelleme: Perşembe 18.04.2013 20:53

Demir Leydi: St. Paul’s Katedrali'nden son uğurlama - 3

St Paul’s Katedrali’nin önünde heyecanlı bir kalabalık var. Bazısı ön sıralarda yerini alabilmek için geceden gelip beklemeye başlamış.

Pınar Kandemir / LONDRA
St Paul's Katedrali'nin önünde heyecanlı bir kalabalık var. Bazısı ön sıralarda yerini alabilmek için geceden gelip beklemeye başlamış
.
"Neden buradasınız?" sorusuna verilen cevaplar değişiyor. 20 yaşlarında genç bir delikanlı, 'annemin idolüydü' diye cevap veriyor, kızlar gülüşüyor. Bir başka İngiliz 'İngiltere'yi yeniden var etti' diyor, 'O olsaydı, bizi AB'den korurdu.' Elbette İngilizlerin milli olaylar konusundaki hassasiyeti ve anmalara ya da kutlamalara merakı düşünüldüğünde hepsinin siyasi bir sebeple orda olduğunu düşünmek mümkün değil. Ailecek İngiliz bayraklı tişörtler ve şapkalar ile tam donanımlı olarak gelmiş Thatcher hayranları dışında sadece izlemek için orada bulunanların sayısı da az değil…
Thatcher'in sadece ölümü değil, cenazesi de büyük bir tartışmayı ateşledi İngiltere'de. Fleet Street'ten tabutu at arabası üzerinde geçerken, alkışlar ve 'Waste of Money'(Boşa Masraf) sesleri birbirine karışıyordu. BBC sunucusunun değimiyle zaten cenazenin 'Protestosuz geçmesi sadece İngilizleri değil, Thatcher'ı da şaşırtırdı. Zira her daim birileriyle bir meselesi vardı.' Yine de alınan onca önleme rağmen, 4000 polis ve 700 askerin görev yapmasına, St Paul's üzerinde gezinen helikoptere rağmen cenaze neredeyse olaysız geçti.
Hatta protestocular cenaze masrafını duyunca Thatcher'a öfkelerini unutup, uzatılan mikrofonlara daha çok hükümetin bu kararını niçin eleştirdiklerini anlattılar. Zira cenaze masrafının 10 Milyon Sterlin olması pek çok İngiliz'i çileden çıkardı. Üstelik bu masrafın kendi vergilerinden ödeniyor olması, özellikle İşçi Partililerin nefretini katmerleyerek arttırdı. Cenaze St Paul's Katedrali'ne varmadan Başbakan David Cameron BBC'nin canlı yayınında soruları cevaplıyordu; kendisine 10 Milyon Pound ile ilgili kızgınlık sorulunca 'Britanya tarihindeki kıymete değer kadınlardan. Bu şekilde yolcu edileceği konusunda herkes mutabık' dedi. Yani mealen 'Böyle bir Leydi 'ye, böyle bir gidiş yakışırdı' demek istedi.
'Bu bir kamusal mesele, elbette masrafı devlet karşılayacak' ya da 'Ailesi yeterince zengin, benim vergimin bir Tory'nin cenazesi için harcanmasını istemiyorum' diyenler arasındaki tartışmaya medya ve siyasiler de pozisyon alarak dahil oldular. "10 Milyon sterlin ile yapılacak 23 şey" başlıklı bir haber yapan Guardian'in alternatif harcama önerileri arasında ilginç tespitler var. Thatcher'in 'sut hırsızı' lakabına referansla, bu para ile 16 milyon 949 bin 152 kutu süt alınabilir, Kraliyet ailesine yapılan devlet desteğinin 4 ayı karşılanabilir, Irak'a yapılan İngiltere yardımının iki senesi ödenebilirdi.
Önde ve arkada üçer motosikletli, aralarında iki siyah araba olarak yola çıkan cenazenin ilk durağı Strand'da bulunan St Clement Katedrali'ydi. Waterloo'dan Strand yönüne giden tüm otobüsler iptal edilmiş, yollar kapatılmış, Big Bang'in çanları susturulmuş, bayraklar yarıya inmiş, polisler halkla yol arasında konumlanmıştı. Strand'dan atlılar ve askerler eşliğinde cenaze marşları çalan bir bando ile yola çıkan cenaze, ortalama 30 dakikalık yol sonrasında St Paul's Katedrali'ne vardı. Kameraların odaklandığı ayrıntılardan biri tabutun üzerindeki beyaz çiçeklere çocukları Carol ve Mark tarafından iliştirilmiş 'Sevgili annem, hep aklımızda olacaksın' notuydu. Çalınacak şarkılardan, cenaze arabasını kullanacak kişiye kadar her ayrıntı en ince detaylarına kadar düşünülmüştü. Yol sonuna doğru atların huysuzlanmaya başlaması her ne kadar televizyon karsısındakilerde ufak çaplı bir heyecan yaratsa da cenaze sorunsuz St Paul's Katedrali'ne vardı.
Saat 10'dan itibaren Katedrali doldurmaya başlayan 170 ülkeden 2300 civarı konuk arasında pek çok önemli isim vardı. İngiltere siyasetinin her partiden üst düzey temsilcisine ek olarak pek çok devletin üst kademe temsilcileri de cenazede hazır bulunuyordu. ABD'den Henry Kissinger ve Dick Cheyney gibi isimlerin orada olmasına rağmen Obama kabinesinden temsilci bulunmaması gazetelerin haberleştirdiği meselelerden bir diğeriydi. Siyahlar içindeki bu önemli isimlerden İngilizler açısından en önemlisi, şüphesiz Kraliçe Elizabeth'ti. Winston Churchill'in 1965'teki cenazesinden sonra hiçbir siyasinin cenazesine katılmayan Kraliçe, eski Başbakan'ını uğurlamak için eşi Kral Albert ile St Paul's Katedrali'ndeydi. Birlikte çalıştıkları dönemde bu iki kadın arasındaki gerginliğe ilişkin pek çok haber çıkmıştı. Thatcher'in Kraliçe'yi biraz solcu bulduğu ve bunun aralarındaki tansiyonu arttırdığı yazılıp çizilmişti. Son olarak, St Paul 'sten akılda kalan bir diğer bir görüntü ise maliye politikalarından dolayı sürekli kamunun gündeminde ve hedefinde olan Maliye Bakanı George Osborne'nun cenaze esnasında akıttığı gözyaşlarıydı. Muhtemelen kamu harcamalarındaki son kısıtlamalardan dolayı hedef tahtasına oturtulan Osborne, bundan böyle bu cenaze masrafı argüman olarak gösterilerek daha sert eleştirilecek.

Demir Leydi: Yalnız bir başbakan - 1
Demir Leydi: Muhafazakar bir devrimci mi? - 2

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.