Pazartesi 22.04.2013 00:00
Son Güncelleme: Pazartesi 22.04.2013 16:38

Kahve kokan şehir: New York

Alışkanlıklarında bile özel olmayı sevenler için New York'un en iyi kahvelerini içebilecekleri iki mekân...

Esra Yerebakan / NEW YORK
Günün ilk öğününün adının bile kahve içmeye hazır olmak manasında "kahve-altı" konduğu bir toplumdan gelen biri olarak kahve kokusuna karşı bir zaafım olmuştur hep. Dünyanın her yerinde ve günün her saati içilebilen kahve'ye bizim ülkemizde sanki gerekliymiş gibi bahaneler aranmış ve bulunmuştur. Sabah kahvesi, yorgunluk kahvesi, keyif kahvesi…

Kültürümüzde evlilik gibi kutsal bir birlikteliğin bile ilk adımı atılırken gelin adayının ilk ikramı, kahvedir. Ne kadar güzel bir kahve yaptıysa o kadar makbuldür. Böylesine içimize işleyen bu tat kimilerimiz için geleceğimizi dahi söyleyebilecek bir yeteneğe sahip görülür. Telvesinin oluşturduğu şekiller "çaresizler" için geleceğe tutulan bir ışık demektir.
Tüm dünyada son derece popüler olan kahvenin ham maddesi olan kahve çekirdeğinin yetiştiği ağaç, ilk olarak Habeşistan'ın Kaffa yöresinde bulunmuş. Bir rivayete göre, keçileri kahve çekirdeklerini yedikten sonra hiper-aktifleşen bir çoban tarafından keşfedilmiş.
Kaffa, Türkçe'de kahveye dönüşmüş ve oradan Avrupa'ya cafe, cofee, kaffe gibi isimler alarak dünya üzerindeki yolculuğuna devam etmiş. Avrupa'daki serüvenine 17. yüzyılda başladığı da söyleniyor.
Son yıllarda artan araştırma imkânlarının, bilim adamlarını kahve konusunda daha çok bilgi edinmeye ittiği kesin. Kahvenin içerdiği kafein miktarı sebebiyle alışkanlık yaptığı, uykusuzluğa sebep olduğu şeklindeki olumsuz araştırma sonuçlarının yanında, kalp hastalıklarından koruduğu ve Alzheimer'ı önlediği gibi faydaları da günümüzde ispatlanmış durumda. Son zamanlarda kahve çekirdeği, kadınların vazgeçilmezi cilt bakım ürünlerinin de ham maddesi olmaya başladı. Tabi her konuda olduğu gibi doğru bilgiye erişmek çok önemli. Bunca övgüyü alan kahve, şeker ve krema ilave edilmiş olanından ziyade filtre kahvedir.
Şimdilerde dünya genelinde her yıl 8 milyon ton kahve çekirdeği üretildiği de araştırmalarda gösterilmiş. Böylesine büyük bir pazarda köşe kapmak, üreticiler için oldukça önemli olduğundan, Starbucks ve benzeri "kahveciler" hemen hemen tüm dünyaya yayılmış durumda. Bugün alışkanlıklarında bile özel olmayı sevenler için New York'un en iyi kahvelerini içebilecekleri iki mekândan bahsetmek istiyorum.
Cafe Sabarsky
Cafe Sabarsky, New York'lu sanat tutkunlarının iyi bildiği Alman ve Avusturya eserlerini titizlikle sergileyen Neue Galeri'nin alt katında hizmet veren bir kafe. (5th Ave. 1048) Oldukça sakin ve huzur veren bir atmosfere sahip olan Cafe Sabarsky, New York karmaşasından biraz uzaklaşmak isteyenler için tercih edilebilecek müze sakinliğinde bir mekân.

Viyanalı şef Kurt Gutenbrunner'e emanet edilen Cafe Sabarksy'nin mutfağından çıkan taze pasta ve kekleri, meşhur kahvelerinin yanında kesinlikle tatmanız gereken diğer lezzetler. Her gün 17.00'dan itibaren hafif canlı müzik eşliğinde yemek servisi de yapan mekânda güzel bir akşam geçirmeyi de tercih edebilirsiniz.
Kuşkusuz Cafe Sabarsky'nin en ünlü ikramı usta baristalar (kahve lezzetini yorumlayan profesyonel gurmeler) tarafından onaylanmış kahveleri. Dünyaca ünlü Vogue Dergis'si tarafından defalarca tavsiye edilen Cafe Sabarsky, New York Magazin tarafından da New York'un en iyi espresso mekânları arasında ilk beşte gösterilmiş.
En az kahveleri kadar kek ve pastalarıyla da oldukça övgü almayı başaran Cafe Sabarsky'e gittiğinizde çikolatalı pastalarından denemenizi tavsiye ederim.

Joe The Art of Coffee
Bugünün ikinci mekânı olan Joe The Art of Coffee, New York'un en meşhur "kahvecileri" arasında daima ilk beşte gösterilen bir işletme. Bugün tanıttığım ilk mekâna nazaran oldukça rahat edebileceğiniz bir adres. Müşteri, kitlesinin büyük çoğunluğu gençlerden oluşuyor. Günün her saati bilgisayarını ya da kitabını alıp bir taraftan kahve içerken bir taraftan dinlenen gençlerle dolup taşıyor.
İlk olarak 2003 yılında hizmete açılan Joe Coffee, bir aile şirketi. İşe başladıkları ilk günden beri uzman baristalara denettikleri kahveleri New York Times tarafından da defalarca övülmüş. New York sokaklarında yürürken dünyanın her yerinde ulaşabileceğiniz bir kahvedense yolculuğunuza bu özel kahvelerden biri eşlik etsin istiyorsanız New York'ta toplam 7 şubesiyle hizmet veren Joe Coffee'ye mutlaka uğrayın.

İlk şubesini 2003 yılında West Village'da açan Joe Coffee, kısa sürede farkının fark edilip müdavimlerinin oluşmasıyla, 2005 yılında Union Square'de ikinci şubesini açmış. Bu iki şubenin ardından 2007'de Chealsea'de, 2008'de Grand Central Terminal'da, 2009'da Columbus Avenue'de, 2011 yılında Columbia Üniversitesi ve Laxington Avenue'de de birer şube açarak yoluna devam etmiş.

Özel hazırlanmış kahvelerden birini hazır olarak alabileceğiniz gibi her şubesinde satışa sunulan paket kahvelerinden de alarak bu lezzeti evinize taşıyabilirsiniz. Kahvenizin yanında masum tatlar da eklemek isterseniz, Joe Coffee minik atıştırmalılarıyla da taleplerinizi karşılayabilecek çeşitlilikte hizmet veriyor.
Bu hafta New York gibi dünyanın en çok kahve içilen şehirlerinden birinde farklı ve lezzetli kahveler içebileceğiniz iki adresi tanıtmaya çalıştım. Bu yazı dizisini çoğaltmak elbette mümkün. İlerleyen haftalarda yine mis kokan bu konuya döneceğimi bilmenizi isterim. Önümüzdeki hafta, oldukça güzel bir manzara eşliğinde şık bir akşam yemeği yiyebileceğiniz bir mekândan bahsedeceğim. Merak edenlerle aynı adreste buluşmak üzere.

@basharfiie
eybakan@gmail.com


(USASABAH)

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.