Pazartesi 16.12.2013 00:00
Son Güncelleme: Perşembe 19.12.2013 13:41

"Türkiye ve ABD ilişkileri hiç olmadığı kadar güçlü"

Forbes’de bir makale kaleme alan risk uzmanı Jonathan Friedman, 10 yıl öncesine kıyasla ABD ve Türkiye ittifakının çok daha sağlam temeller üzerine oturduğunu ve Türkiye’nin bağımsız dış politika arayışlarına rağmen ortak değerlerin iki ülkeyi birbirinden ayrılmaz bir konuma getirdiğini yazdı.

Aynı zamanda "Control Risks" adlı şirketin Türkiye analisti olan Friedman, "Türkiye'nin Çinli bir firmaya füze savunma sistemi ihalesini veriyor görünmesi ABD'de yine Türkiye ile ilgili şüpheler yarattı. Fakat bu şüpheler 10 yıllar öncesine ait. Her şeyden önce Türkiye artık yabancı yardıma muhtaç zayıf bir ülke değil. Soğuk Savaş'ın SSCB tehlikesi ortadan kalktı. Muhafazakar AK Parti'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın göreve gelmesiyle ülke siviller tarafından yönetilmeye başlandı. Bu dinamikler Türkiye'yi küresel ilişkilerde daha bağımsız yaptı. Bu durum Ankara'daki generalleri arayarak politika dikte eden ABD'deki bazılarını rahatsız edebilir. Fakat şu anki ilişki daha sağlıklı, daha uyumlu ve uzun süreli çıkarlara dayalı. Kısacası her zamankinden daha güçlü" dedi.
Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin politik hesaplamalarının kendinden önceki askeri liderlerden farklı olduğunu söyleyen Friedman, "O ve danışmanları daha büyük kazançlar peşinde, mesela İran'la nükleer bir anlaşma gibi kumarlar oynamaya daha istekli. Erdoğan'ın uluslar arası medya ve finansı komploculukla suçladığı teorileri Türk kamuoyunu tatmin ediyor fakat onun dış politika kararları "devlet aklından" kopuk değil. Türkiye büyük ölçüde demokratik bir ülke ve uluslar arası ticarete dayalı serbest piyasa ekonomisi olarak kaldığı sürece çıkarları ABD ile çakışacaktır." şeklinde yazdı.
Türkiye ABD'nin elindeki tek seçenek
Türkiye'nin ABD ile Suriye'de benzer bir amaç edindiğini, Irak'ta Batı destekli Kürtlere olumlu yaklaşırken Irak'ın toprak bütünlüğüne saygı gösterdiğini, Erdoğan'ın Mısır'a 2011'de yaptığı ziyarette tepki çekmeyi göze alarak seküler bir anayasa çağrısı yaptığını ve Mısır'daki darbeyi haklı bir şekilde eleştirdiğini yazan Amerikalı yazar, "Türkiye tüm bunlar ile birlikte radikal İslamcılığa karşı ABD'nin elindeki tek seçenek ve değiştirilemez ortaktır" dedi.
Friedman şöyle devam etti: "Türkiye modeline bügünlerde daha az referans verildiğini görüyor olabiliriz. Fakat bölgedeki dinamikler otokratlardan popüler halk hareketlerine kaydıkça Türkiye bölgede İslami demokrasi konusunda öne sürülebilecek tek örnek. Davutoğlu'nun yayınlanan son makalesinde belirttiği gibi iki ülkenin otokrat rejimlere karşı mücadele eden halk hareketlerine verdiği destek ortak çıkarlarını özetliyor. Türkiye'nin ABD ile her konuda uyuşamaması yeni değil. Türkiye 1975'te BM'de Siyonizmin bir tür ırkçılık olarak kınanması yönünde oy kullanmış, NATO üyesi olarak Kıbrıs meselesinde Yunanistan ile kavgaya tutuşmuştu. Erdoğan dönemindeki en büyük fark ise Türkiye'nin yakın çevresine artık sadece tehdit olarak değil, fırsat olarak da yaklaşmasıdır.
Türkiye askeri darbeler ile anılan bir ülkeydi
Türkiye pek çok konuda çıkarlarının ABD ile çakıştığını gördü. Batılılar Erdoğan'ın İstanbul Taksim'deki protestoculara karşı uyguladığı baskı ve otoriter eğilimleri konusunda endişelenmekte haklı. Fakat yine eski rejimde Türkiye'nin askeri darbeler ülkesi ve Geceyarısı Ekspresi ile anıldığı unutulmamalı. Türkiye o zamanlarda işlevsizlik ülkesiydi.
Türkiye'nin Çin'le silah anlaşması yapmak istemesinin arkasında iç politika ve teknolojik gereklilikler var. Erdoğan kendi Türk savunma sanayini yaratmak istiyor ve savunma sanayindeki AK Parti karşıtı çevreleri değiştirmek istiyor. Erdoğan Çinlileri Batılı ülkelerin çok ihtiyaç duyulan kritik önemdeki teknoloji transferini yapmaktan kaçındıkları için tercih etmedi. Erdoğan'ın diğer kararlarında olduğu gibi bu da diplomatik olmayan ve sert bir yöntemdi. Fakat geri alınması oldukça mümkün.
Çin'in bölgedeki kendi görünür kılması onun burada güçlü olduğunu da göstermiyor. Washington'un Suriye konusundaki U dönüşü Erdoğan'ı kızdırdı. Riyad ABD'nin Mısır ve Tunus'taki halini görerek müttefikliğinin değerini sorguluyor. Kahire ABD yardımları konusundaki belirsizlikten sıkılarak körfez ülkelerine bakmaya başladı. Çin bu durumda alternatif güvenlik ortağı olarak kendini sunmaya çalışıyor.
Türklerin de çok çabuk göreceği gibi ABD'li savunma sistemlerini değiştirmek daha büyük maliyetler doğuracak. Çin'in İran'la yakınlığı ve Suriye rejimine verdiği destek bölgedeki Sünnileri kendisine yabancılaştırıyor. Çin bu sırada kendi ülkesindeki Müslümanlara uyguladığı baskı ile evrensel bir şekilde popüler olmaktan bir hayli uzak. ABD'nin bölgedeki popülaritesi dip yaparken bölgenin elitleri de Mandarin öğrenip Çin üniversitelerine gitmiyor. Washington'ın yumuşak gücü hala rakipsiz görünüyor.
ABD Türkiye'yi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya değil. İttifak 60 yıllık kültürel ve devamlı ortak çıkarlara dayanıyor. Türkiye'nin liderliği değişti ve istikrarı, demokrasiyi ve serbest ticareti destekleyen çıkarları hiç olmadığı kadar Batı destekçisi durumda. Gerçekten de Irak'a yapılacak Amerikan müdahalesini reddeden Türkiye, şu anda Suriye'de bir müdahalede bulunulmasını savunuyor. Türk-Amerikan ortaklığı ayrılmaz bir durumda. Çöküş dedikoduları bir kez daha, oldukça abartılı. "

(USASABAH)

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.