Ariel Şaron: Beyrut Kasabı

Fatih Er
Kariyerini kan üzerine kurmuş Ariel Şaron'u dünyanın vicdan sahipleri Beyrut Kasabı olarak tanıdı. ''Buldozer'' ve ''İsrail'in kralı'' lakaplarını ise onu sevenler taktı.
İsrail kurulduğundan bu yana merkezde rol oynayan Ariel Şaron, Ben Gurion ekibinin geride kalan son 2 dinozorundan biriydi. Bir savaş suçlusu olarak anılacağı yerde devlet lideri diye tanımlandı. Günümüzdeki İsrail'in en temel taşlarını o koydu. 1948'de başlayan kariyerinin ilk suçunu Filistin köylerinden 750 bin insanı mülteci konumuna sokmakla işledi. O dönem Ürdün kralının ordusuna Latrun'da üstün gelemedi ancak savaşta aldığı ölümcül yaraya rağmen Azrail ile girdiği büyük mücadeleyi kazandı. Ve hayatı boyunca Latrun yenilgisini kabul edemedi. Her işlediği cinayetin temeline ''Latrun'' öfkesini koydu.
O dönem Ben Gurion'un gözdesi olan Ariel Şaron bir katliam timinin başına geçti. Görevi İsrail'i geleceğe taşıyacak projelere imkân sağlamaktı. Filistinliler sistematik olarak katledilecek, köyler boşaltılacak, demografik yapı değiştirilecekti. İşe Filistin köyü Kibya'dan başladı. Emrindeki askerilere en büyük yıkım emrini verdi. Köyde kadın ve çocuk 69 sivil katledildi. Bu katliam diğer Filistin köylerine örnek olacak ve onlar zorluk çıkarmadan evlerini boşaltacaklardı.
Kariyerine Kibya katliamı ile başlayan Ariel Şaron ilerleyen yıllarda Mısırlı 48 esiri daha katletti. 6 gün savaşlarında gösterdiği mücadele İsrail'de dilden dile dolaştırıldı. Kahraman lakapları yakıştırıldı. İşlediği cinayetler unutturuldu. 1973 savaşında kendi birlikleri ile Süveyş kanalını geçip Mısır ordusunu dağıttığında Askerler onu ''İsrail Kralı'' diye tanımlamış ve gelecekte devlet yönetiminde söz sahibi olması için vize vermişti. Artık kanlı geçmişini siyasi kariyeri için kullanacaktı.
Filistin'in içlerinde inşa edilecek her bir yerleşim yerinin İsrail'in geleceğini garanti altına alacağına inanan Şaron Amerika'nın o dönem lideri olan Winston Churchill'a 'Buraya öyle bir yerleşeceğiz ki 25 yıl içerisinde değil Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşmiş Milletler, hiç kimsenin bunu değiştirmeye gücü yetmeyecek'' diyerek meydan okuyordu.
Kısa sürede devletin üst kademelerini tek tek gezen Ariel Şaron 1982 yılında Savunma bakanlığı yaparken Lübnan'ı aralıksız bombalamış daha sonrada tankların arkasına gizlenmiş milislere katliam emrini vererek Sabra ve Şatila'yı mezarlığa çevirmişti. Tüm bilgi ve belgeler Şaron'u katliam ile suçlasa da o İsrail'in Kralı olarak anılmaya devam etti. İlk intifada yıllarında kolları taşlar ile kırılan çocukların çığlıklarını duymazdan gelen Ariel Şaron ikinci intifadanın fitilini de ateşledi. Taşlardan korktuğu için Müslümanların mahremine âdete bir ordu ile girdi. O dönemki devlet politikaları İsrail'in yerleşim çılgınlığı ile tamamen Batı Şeria içlerine yayılmasına neden oldu. Dünya için utanç kaynağı olan 'Ayrılık Duvarını' inşa ettirmesi işgali her geçen gün sağlam zeminlere oturtması ve Filistin yönetimini ikiye bölmesi İsrail'in gelecek politikalarında önemli rol oynadı.
Ancak Kan ile kurduğu kariyeri Ariel Şaron'un 8 yıl bitkisel hayatta yaşamasının önüne geçemedi. Devletin omzunda bir yük olduğu İsrail parlamentosunda mırıldanılsa da hiç yüksek sesle duyurulmadı. Normal şartlarda katil olan Arile Şaron şimdi batının ikiyüzlü devlet adamlarının taltifleri ile uğurlanıyor ancak ne Kibya'da ne de Beyrutta katlettiği çocuklar ona huzur vermeyecek.
(USASABAH)