Son Güncelleme: Pazartesi 18.08.2014 06:14
Katar, Gazze'ye neden destek veriyor?
İsrail'in Gazze'ye düzenlediği son hava ve kara operasyonu önceki yıllardaki saldırılara göre oldukça şiddetli ve kanlıydı. Adı Koruyucu Hat olarak dile getirilen saldırı Gazze şeridine düzenlenen en büyük operasyon olarak da tarihe geçti.
Arap Baharı sürecinde Libya, Mısır ve Suriye'deki devrimlere koşulsuz destek veren Doha yönetimi Filistin konusunda ise ayrı bir hassasiyeti söz konusudur. Katar, kendisi de bir emirlik olmasına rağmen diktatörlükler karşısında özgürlük arayan insanlara kapılarını sonuna kadar açtı. Hamas lideri Halid Meşal, Suriye eski Başbakanı Riyad Hicap gibi isimler Katar kraliyeti tarafından korunmaktadır. Kaldı ki sadece bireylerin koruması değil, Filistin özelinde elektrik, doğalgaz ve gıda yarımları Katar tarafından eksiksiz bir şekilde sağlandı. Mısır darbesinde Körfez ülkelerinin şiddetli eleştirilerinden kaçamayan Katar, Müslüman Kardeşlere destek vermekle suçlandı. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri oluşan olaylar karşısında elçilerini geri çekmiş, tabir yerindeyse Katar'ı izole etmeye çalışmışlardı. Bu körfez de bir derece etkili olurken, kısa sürede çatlağa neden olmuştu. Körfez ülkelerinin İsrail konusunda Gazze de bu kadar sessiz kalması, Suud Kralı Abdullah'ın cılız kınama mesajı İslam aleminde tepkilere neden oldu. Katar kabinesi içerisinde entelektüel isimlerden olan Katar Dışişleri Bakanı Al Attiyah'ın Gazze konusunda diplomasi trafiği oldukça yoğundu. Katar'ın Filistin hassasiyeti 2008 Gazze saldırılarından bu yana Türkiye ile paralel olarak gitmektedir. El Fetih ve Hamas barışmasından yana olan Katar, Filistin halkının tek vücut olup birleşmesinden yana da tavır almaktadır. Bu nedenle son Kerry Barış Planına destek verdiği söylenebilir. "Peki Katar'ı Suudi Arabistan yada Birleşik Arap Emirliklerinden ayıran nedir ?" diye sorulduğunda bunların İslami motivasyon ve esnek dış politikasından kaynaklandığını söylemek yeterli olacaktır. Arap Baharı sürecinde oluşan siyasi otorite boşluğunu oldukça iyi dolduran Katar, bunun birer fırsata çevirip kendini ön plana itmeyi başardı. Ancak bu durum hem Mısır darbesi hem de içerideki Emir değişikliği ile içine kapanma politikasına doğru gitti.
Katar, Körfez güvenliği konusunda her ne kadar Amerikan şemsiyesi altında olsa da bu duruma güvenmiyor. Hatta son dönemde yeni çıkardığı yasa ile erkekleri zorunlu askerliğe tabi tuttu. Başta Fransa ve ABD'den olmak üzere yeni silah alımlarına doğru hamleler yaptı. Libya'da Kaddafi'nin düşüşü sırasında muhalefete verilen silah yardımı, Al Jazeera'nin Mısır devriminde oynadığı rol, Katar'ı diğer körfez ülkeleri arasında ön plana itmişti. Oluşan bu otorite boşluğunu Amerika'nın yardımıyla iyi değerlendiren Katar, uluslararası arena da kendini hissettirmeyi başardı. Emirliğin bir diğer motivasyon kaynağı ise, İslami değerler. Körfeze bakıldığında farklılıklar çok fazla belli olmasa da körfez ülkeleri arasında değerler sıralaması bulunur. Politikalar gereği ihvan'ı destekleyenler, ihvanı sevmeyenler ya da Suriye'de muhalefet ya da Esed'e destek veren vakıf ve dini gruplar çokça yer alışı körfezi kozmopolitik bir yer yapıyor. Katar'ın ise net duruşu, kendini diğer körfez ülkelerinden ayıran en büyük özelliğidir. Bu nedenle dış politikasındaki farklılıklarla diğer ülkelerden ayrılmaktadır. Filistin meselesine bu iki farklı bakış açısından bakarken, Gazze konusunda ise daha da hassaslaşıyor. Gazze'ye son iki yılda yapılan sıvılaştırılmış doğalgaz ve elektrik üretimi için akaryakıt yardımları hız kesmeden devam ediyordu. Meşal'in Katar'da oluşuyla Emirlik yönetimi başta Mahmut Abbas olmak üzere tüm Filistin taraflarıyla irtibat kurabiliyor.
Katar'ı Filistin konusunda bu kadar aktif yapmasını bir diğer nedeni ise, Suudi Arabistan'ın sessizliğidir. Suudilerin derin sessizliği karşısında sesi daha fazla çıkan Doha'nın ön plana çıkmasının bir başka nedeni de budur. Filistin konusunda inisiyatif alan ülkelerin az oluşu, Katar'ın tekrar uluslararası arenaya dönmek isteyişi Emirliği böyle bir pozisyon almasına neden oldu. Katar, Körfez ülkelerinden ayrıldığı gibi İslami değerleri de başta kraliyet olmak üzere kendi tabanına en iyi şekilde benimsetebilmiş, bunlara istinaden rol alabilen bir ülke olarak Filistin davasının yanında durmaktadır.
emraah.usta @yahoo.com
@Emr_Usta
EN SON HABERLER
- 1 Burning Man müzik festivali bu yıl da iptal edildi
- 2 ABD'de cezaevinde isyan! Camları kırıp böyle bağırdılar
- 3 Aracıyla ABD Kongresi önündeki barikata çarptı
- 4 ABD'de flaş iddia! Yardım çekleri silah alımına gitti
- 5 Bitcoin ATM’leri artık benzin istasyonlarında
- 6 Deb Haaland kabineye giren ilk Amerikan yerlisi oldu
- 7 ABD’de katliam gibi kaza: 15 ölü
- 8 ‘Üç kardeş ülkenin dayanışması sürecek’
- 9 Amerikan yerlilerinin Cherokee isyanı
- 10 Donarak ölüme 100 milyon dolarlık dava