Pazartesi 15.09.2014 00:00
Son Güncelleme: Pazartesi 15.09.2014 23:14

Türk–Katar ilişkileri "model ortaklığa" evriliyor

Arap Baharı sürecinde Libya, Mısır ve Suriye’deki devrimlere destek veren Katar yönetimi son aylarda artan Suudi Arabistan baskısı sonucunda kendi çekirdeğine çekilmişti.

Diwan yönetimi kendisi de emirlik olmasına rağmen özgürlük isteyen tüm Araplara karşı kapılarını sonuna kadar açmıştı. Mısır'daki Mübarek rejimine git diyen Türkiye; Libya ve Suriye'de de kendi varlığını Katar ile gösterdi. Dış politika parametreleri bakımından aynı zeminde politikalar üreten iki stratejik ortaklık; Arap dünyasında model ortaklığa doğru yol almaktadır. Gerek Baba Emir Hamad Al Thani, gerekse görevinin başında olan Emir Tamim Al Thani ile yakın kurulan dostluk köprüleri Türkiye- Katar ilişkilerinde aktif rol oynuyor.
Katar ve Türkiye'yi yakınlaştıran bir diğer olay ise şüphesiz Filistin meselesi. Gazze şeridinin tüm yaz boyunca bombalanması ve sonrasında Arap dünyasında oluşan sessizlik tüm Müslümanların tepkisine neden olmuştu. Sadece iki devlet; bölgesel imkânlar dâhilinde geçmişte olduğu gibi günümüzde de Filistin meselesine direk olarak taraf oldu. Hamas lideri Halid Meşal ve Filistinli lider Mahmut Abbas ile bir araya gelen Katar Emiri, İsrail karşısında tıpkı Türkiye'nin takındığı tavır olan 'Birlik' vurgusuna önem verdi. Gazze'deki elektrik üretimin sağlanması adına yakıt yardımında bulunan Katar bunlarla sınırlı kalmayıp; maddi, gıda ve konut gibi yardımlarda da bulunuyor. CIA'nın eski istasyon şeflerinden olan Graham Fuller Qatar's Maverick Foreign Policies başlıklı yazısında iki farklı konuda Türkiye- Katar ilişkilerini masaya yatırmış. Bunlardan ilki olarak; Katar ve Türkiye'nin ekonomik ve ideolojik olarak aynı zeminde olduğunu ve birbirlerine yakınlaştığını, ikinci olarak ise; Müslüman Kardeşlerin her iki devletinde politikalarına nazaran bir yol bulabileceğini dile getirmiş. Fuller'in bahsi geçen birinci konu başlığı için Türkiye-Katar ilişkileri stratejik ortaklıktan çıkıp model ortaklığa doğru gittiği söylenebilir. Bu hafta imzalanan 1,2 milyar metreküp doğalgaz antlaşmasıyla Türkiye'nin Katar'dan ciddi miktarda doğalgaz ithal edeceğini gösteriyor. Keza Kuveyt, Bağdat ve Kuzey Irak'tan Türkiye'ye girişi düşünülen boru hattı projesi de her iki ülke için önemli olduğu kadar Körfez sermayesinin Avrupa ve Akdeniz'e de açılımı demektir. Her iki ülkenin Stratejik Konsey oluşturma çabaları da ilişkilerin ne denli yüksek düzeyli seyrettiğinin de açık bir göstergesidir. Tüm bunlar düşünüldüğünde her iki ülke yakın dostluğunu pekiştirdiği söylenebilir.
Katar, Müslüman Kardeşleri satmaz
Mısır darbesinde Körfez ülkelerinin şiddetli eleştirilerinden kaçamayan Katar, Müslüman Kardeşlere destek vermekle suçlandı. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri oluşan olaylar karşısında elçilerini geri çekmiş, Katar'ı bulunduğu konum itibariyle izole etmeyi başarmışlardı. Körfez de bu olay kısa süreli diplomatik krize neden oldu. Arap baharı sürecinde özellikle de Libya'da Kaddafi'nin düşmesinde oldukça etkisi bulunan Katar'ın bu süreçte oluşan otorite boşluğunu iyi değerlendirdiği söylenebilir. Ancak bu durum gerek Mısır da gerekse Suriye'de ters işlemiş, ve son Emir değişikliğiyle Katar'ı kendi kabuğuna çekmeyi başarmıştı. Geldiğimiz noktada Riyad'ın ısrarlı baskıları Katar'da bulunan Müslüman Kardeşlerin kadrosunda tercihler yapmaya itti. Son güvenlik zirvesinde Müslüman Kardeşlerin, Suud tarafından terör örgütü olarak ilanı Katar'ın farklı tedbirler almasına neden oldu. İhvan'ın ateşli desteklisi olarak bilinen Yusuf El Karadawi'nin ülke de kalması ve İhvan kadrosundan yedi kişinin ülkeyi terk etmesi Katar'ın göstermelikte olsa kadro daraltmasına zorladı. Karadawi'nin Katar vatandaşı oluşu sebebiyle yasal olarak ülkeden çıkışı sağlanamadığı gibi çekirdek kadronun Doha'da kalışı Katar'daki Müslüman Kardeşlerin üzerindeki baskıları hafifletmeyecektir.
İŞİD konusunda ortak mücadele
Ticaret, enerjiden sonra iki ülke arasındaki belki de en büyük istişare istihbarat alanında oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son Doha ziyaretinde Emir tarafından üst düzeyde ağırlanması ve Milli İstihbarat Müsteşarı Hakan Fidan'ın ziyarete eşlik etmesi akıllara ''IŞİD'e karşı ortak mücadele olacak'' şeklinde yorumlandı. Son aylarda sürekli olarak ortaya atılan ''Katar ve Türkiye, IŞİD'i mühimmat desteği veriyor'' şeklinde haberler ve oluşturacak koalisyon da operasyonel kısmında Türkiye'nin çekincelerini ortaya koyması baskıları daha da artırdı. 49 diplomatik personelinin IŞİD'in elinde rehin bulunması nedeniyle Türkiye, havadan müdahaleye karşı olumsuz tavır takınmaktadır. Amerikan medyasında, Katar'ın olası bir hava operasyonunda koalisyonun yanında yer alacağı yazılırken, Türkiye'nin İŞİD ile dirsek iletişimi gibi iddialar ortaya atılması Türkiye'nin imajına zarar veriyor. Ankara'nın en uzun kara sınırı bulunan Suriye'ye karşı tavrı 2011 yılından bu yana insani ve muhalefeti destekler nitelikte oldu. Mezhep ve ırk farkı gözetmeksizin Suriye'den Türkiye'ye sığınan herkese kapılarını açan Türkiye, insani boyutta yardımlarını esirgemedi. Esed rejimi ve muhalifler karşısında oldukça geniş bir alan bulan İŞİD konusunda her iki ülkenin ortak tavrı ve tutumu net. Suriye eski başbakanı Riyad Hicap'ın Katar da oluşu ve Suriye muhalefetine verilen destek düşünüldüğünde Katar'ın IŞİD'i hiçbir şekilde destek vermediği, ya da desteklemeyeceği düşünülebilir. Öte yandan IŞİD'in sadece Suriye'de değil, Irak içerisinde de etkili olması Kuzey Irak Kürdistan yönetimine de ciddi sıkıntılar verdi. Erbil'in kapılarına dayanan IŞİD'e etkili saldırısı Amerikan yönetiminden gelmişti. Tespit edilen noktalarda saldırılar düzenleyen Washington yönetiminin şimdilik Kürt petrolünü güvence altına aldığı söylenebilir. Keza Kuzey Irak Kürdistan yönetiminde ağır silahların olmadığı biliniyor. Avrupa Birliği içerisindeki bazı ülkelerin Peşmergelere silah yardımı bu bağlamda düşünülebilir. Ancak burada Türkiye açısından dikkat edilmesi gereken husus; farklı terör örgütlerin eline bu çapta büyük silahların geçmemesidir. Katar ziyareti öncesinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da vurgusu burada yer alıyordu. Güney sınırındaki PYD'nin Kuzey Irak Kürdistan yönetimi ile olan pasif işbirliği aynı şekilde saha da PKK'ya da yansıyor. Bu ağır çapta silahların PKK'ya geçmesi ABD - Türkiye dostluğu açısından ilerleyen dönemlerde sıkıntılar oluşturabilir.
@Emr_Usta

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.