Son Güncelleme: Pazar 04.10.2015 17:02
Obama'nın 4 yıllık Suriye politikası
ABD Başkanı Barack Obama'nın dört yıllık Suriye politikasının özünü, askeri müdahaleden uzak durmak ve Beşşar Esed'siz bir siyasi dönüşümü sağlamak oluşturuyor. Ancak, uygulamada başarısız olan eğit-donat programının yanı sıra Rusya'nın Esed'e destek için hava saldırılarına başlaması, bu konuda zaten etkin olmamakla eleştirilen yönetimi daha da zorluyor.
Özellikle Cumhuriyetçi kanadın Suriye'de daha aktif politika izlenmesi gerektiği yönündeki eleştirilerine maruz kalan Obama, buna rağmen 6 Mart 2012'de, Suriye sorununun "basit bir çözümünün" olmadığını ve bu ülkeye ABD'nin tek taraflı askeri müdahalede bulunmayacağını ifade etti. Amerikan yönetimi Suriye'de siyasi dönüşümü gerçekleştirebilme adına ortaya konan Cenevre Bildirisi ve görüşmelerine odaklanmayı tercih ederken, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu'nu (SMDK) Suriye halkının tek "meşru temsilcisi" olarak resmen tanıdığını açıkladı. Ancak, Cenevre süreci herhangi bir meyve vermedi.
2012'de kimyasal silah kullanımı "kırmızı çizgimiz" demişti
Beyaz Saray, 14 Haziran 2013'te, rejimin sarin sinir gazı dahil kimyasal silah kullandığını teyit ettiğini bildirirken, gözler Obama'nın nasıl bir adım atacağına çevrildi. Obama, ilk kez Suriyeli muhaliflere silah gönderilmesine onay vererek, kimyasal silah kullanan Esed rejimine yönelik "kısıtlı bir saldırı" yapabileceğinin sinyallerini verdi. Bu noktada, bölgede tansiyon artarken, ABD Akdeniz'e füze taşıyan gemilerini gönderdi.
Tüm dünyada Obama'nın saldırıyı başlatması için geri sayıma başladığı ve her an düğmeye basacağı yorumları yapıldığı bir sırada 31 Ağustos 2013'te kameraların karşısına geçen Obama, Kongre'den askeri yetki talebinde bulunacağını açıklayarak, topu Kongre'ye attı. Bu adımla Obama, bir nevi kararından vazgeçmiş oldu.
ABD'nin bu sırada devreye giren Rusya ile Suriye'deki kimyasalların ülke dışına çıkarılması konusunda anlaşmaya varması, Suriye'ye olası saldırı ihtimalini de ortadan kaldırdı.
ABD'nin bu adımını kimi çevreler "utanç verici", "ABD'nin liderliğini ayaklar altına alma", "liderliği Rusya'ya bırakma" olarak görürken, Obama yönetimi "kendini kimyasal silah sorununa diplomatik yollardan çözüm bulduklarını" söyleyerek savundu.
Bunun yanında, Obama'nın onay verdiği silahlar uzun süre muhalefetin eline geçmedi. Dahası,
muhalifler Esed'i yenebilmek için özellikle ağır silan teminine ihtiyaçları olduğunu vurgulasa da yönetim, muhaliflere ağır silah teminine sıcak bakmadı.
Obama, 2013 yılındaki Suriye politikasını da olaylara doğrudan müdahil olmama ve "kırmızı çizgileri" tam belirleyememe şeklinde yürütmüş oldu.
Barack Obama'nın 2014'te gündemi Esed'den çok IŞİD'ti
Rejim ve muhalifler arasında şubat 2014'te Cenevre'de yapılan görüşmeler başarısızlıkla sonuçlanırken Obama'nın dikkati de Ukrayna'da patlak veren krize çevrildi.
Yılın ortalarında Irak ve Suriye'de IŞİD terör örgütünün ciddi bir tehlike olarak başgöstermesi ise Obama'nın gözünü yeniden Ortadoğu'ya çevirmesine neden oldu. Obama, Ağustos ayından itibaren ABD ordusuna Irak'ta IŞİD'i vurma yetkisi verirken, 11 Eylül'de de IŞİD stratejisini açıkladı.
IŞİD ile mücadelede uluslararası koalisyon kurulacağını açıklayan Obama, stratejinin Suriye ayağını ve özellikle Esed rejimini kapsayıp kapsamayacağını ise muallakta bıraktı.
IŞİD hedefleri vuruldu
Yönetim, Suriye'de 2014 Ekim'inde bölgede stratejik öneme sahip Kobani'nin IŞİD'in eline düşmemesi için yoğun çaba gösterdi. ABD'nin, hem oradaki yerel güçlere havadan silah göndermesi, hem de civardaki IŞİD hedeflerini bombalamasının da etkisiyle kentin örgütün eline geçmesi engellendi.
Ancak Obama'nın Suriye politikasındaki iniş çıkışları devam etti. Muhaliflere askeri ekipman ve eğitimler gibi konulardaki sıkıntılar sürürken, uygulanacağı açıklanan eğit-donat programına bir türlü başlanamadı.
Obama, Suriye için hala siyasi çözüm arayışında
Bunun yanında Obama, yıl boyunca özellikle Rusya'dan gelen, "Esed'in de dahil olduğu bir siyasi süreç" önerilerini reddetmeyi sürdürdü.
Son olarak iki gün önce Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na hitap eden Obama, "Suriye'deki sorunu çözmek için Rusya ve İran dahil her ülkeyle çalışmaya hazırız. Bu kadar kan dökülmesinden, katliamdan sonra savaş öncesi statükoya geri dönülemeyeceğini de kabul etmemiz lazım" diyerek, siyasi geçişin Esed'siz olması gerektiğini tekrar vurguladı.
Obama, "Askeri güç gerekli olsa da Suriye'deki sorunu çözmek için tek başına yeterli değil" görüşünü de yineledi.
Neden bu kadar belirsiz ve "isteksiz" bir Suriye stratejisi?
Öncelikli nedenlerden biri, Irak ve Afganistan savaşlarını sona erdirme sözüyle başa gelen Obama yönetiminin, Ortadoğu'da yeni ve ucu açık bir savaşın içine daha girmekten mümkün olduğunca kaçınması. Bu noktada hem ABD'nin içinde bulunduğu ekonomik durum hem Amerikan halkının savaş yorgunluğu hem de yeni bir savaşın Obama'nın kendi siyasi ve etik duruşuna aykırı olması, önemli unsurlar olarak ortaya çıkıyor.
Diğer bir sebep ise ABD'nin, Suriye'de başta eğit-donat programı oluşturma olmak üzere tüm çabalarına rağmen, karşısında birlik içinde bir muhalefet bulamaması, ardından ortaya çıkan muhalifler arasında da "ABD çıkarlarını da savunabilecek" bir kesim görememesi.
Üçüncü olarak da Obama yönetimi, bölgedeki en kritik ülkelerden biri olan Suriye'de olası hataların, tüm bölgeyi mezhepsel çatışmalar ve savaşa itebilecek olması nedeniyle temkinli davranma ihtiyacı hissediyor.
Suriye'nin ABD ve Rusya'nın güç mücadelesi alanı haline gelmesi de sorunu arap saçına çevirmeye devam ediyor.
Başarısız eğit-donat ve Rusya'nın artan nüfuzu
İlk eğitimi alan yaklaşık 50 kişilik grubu El Nusra Cephesi alıkoyarken, ikinci mezunların da kendilerine sunulan silah ve ekipmanının bir kısmını Nusra Cephesi'ne vermesi sonucu ABD, programı gözden geçirmeye ve şimdilik yeni katılımcı arayışlarını durdurmaya karar verdi.
Son süreçte ABD'nin, sahada hem IŞİD ile mücadele edecek hem de Esed'e karşı düzenli bir ordu oluşturabilecek bir yapılanmayı kısa sürede sağlayamayacağını görmesinin, Suriye politikasında değişiklikleri beraberinde getirip getirmeyeceği sorusunu ortaya çıkarıyor. Avrupa'ya kayan Suriyeli mülteci krizinin artık kıtaları etkilemeye başladığının görülmesinin de ABD ve Avrupa ülkelerini Esed politikasında değişikliğe yönlendirip yönlendirmeyeceği de ayrı bir merak konusu.
Son dönemlerde Rusya'nın Suriye'ye askeri desteğini artırması da Obama yönetiminde kaygı oluşturuyor. En son Rusya'nın koalisyonla işbirliğine gitmeden hava saldırıları yapması da Suriye'ye ilişkin tabloyu daha da karmaşık hale getirmeye başladı.
Zira, ABD'de Rusya'nın bölgede daha etkin rol izlediği noktasında Cumhuriyetçi kesimin eleştirileri artacak gibi görünüyor.
Moskova yönetiminin bu son hamlesinin Obama yönetiminin, Esed ve Suriye politikasının evrilmesine neden olup olmayacağı da önümüzdeki günlerdeki gelişmelerle daha da netleşecek.
AA
EN SON HABERLER
- 1 Burning Man müzik festivali bu yıl da iptal edildi
- 2 ABD'de cezaevinde isyan! Camları kırıp böyle bağırdılar
- 3 Aracıyla ABD Kongresi önündeki barikata çarptı
- 4 ABD'de flaş iddia! Yardım çekleri silah alımına gitti
- 5 Bitcoin ATM’leri artık benzin istasyonlarında
- 6 Deb Haaland kabineye giren ilk Amerikan yerlisi oldu
- 7 ABD’de katliam gibi kaza: 15 ölü
- 8 ‘Üç kardeş ülkenin dayanışması sürecek’
- 9 Amerikan yerlilerinin Cherokee isyanı
- 10 Donarak ölüme 100 milyon dolarlık dava