Salih Zeki SARUDANİŞMEND: Hangi gizli servis için çalışırsınız?

Bulunduğunuz konum ne olursa olsun yabancı bir istihbarat servisinden gelen bir teklife nasıl cevap verirsiniz? Amerika için çalışmanız istendiğinde vereceğiniz tepkiyle Rusya için çalışmanız istenmesi durumundaki tepkiniz aynı mıdır? Sizi yabancı bir servise çalışmaya kim ikna edebilir?
Diyeceksiniz ki; yabancı servise çalışmak vatana ihanettir, böyle bir teklifi asla kabul etmem... Peki, bu yabancı servisler nasıl kendileri için çalışacak ve bir dediklerini iki etmeyecek binlerce adam buluyorlar? Nasıl her kademede siyasetçiye, askere, memura, iş adamına, basın mensubuna ulaşıp istedikleri bilgileri alıyorlar ve istedikleri gibi yönlendirebiliyorlar? İşin sırrı da burada...
Siz ne kadar 'milyonlarca dolar verseler böyle bir işe girmem!' deseniz de haberiniz bile olmadan hem de üç kuruşa yabancı bir servisin oyuncağı haline gelebilirsiniz.
Zannediyor musunuz ki bir ajan gelip doğrudan iş teklif edecek veya doğrudan bir iş için pazarlık yapacak?
Ajanların yaklaşma biçimiyle şeytanın yaklaşma biçimi aynıdır. Sizi yoldan çıkartmak için en zayıf yanınızı ve en zayıf anınızı kollarlar. Bazen en yakın arkadaşınız, bazen ailenizin bir üyesi olarak, bazen bir meslektaşınız, bazen de bir iyilik meleği gibi karşınıza çıkarlar. Yapacakları ilk şey önce vicdanınızı rahatlatmaktır. Size en büyük ihaneti yaptırırken bile vatana büyük bir hizmet ettiğinizi hissettirebilirler.
Sizi kullanışlı hale getirmek için önce beyninizi formatlar, dini ve milli değerlerinizi yerle bir ederler. Sonra da formatlanmış beyne yeni bir değerler sistemi yüklerler.
Herkesin kabul edeceği teoride çok mantıklı gelen bir takım ideolojilere inandırırlar sizi. Beyniniz formatlanıp yeni işletim sistemi yüklendikten sonra da sizi bir network'e bağlama vakti gelmiştir.
Bir kulübe, derneğe, gruba, cemaate üye olursunuz. Ve sistem işlemeye başlar...
Siz de mutlusunuzdur, onlar da...
İnandığınız yeni değerler manzumesi istikametinde 'doğru' işler yaptığınızı zannedersiniz.
Bütün bunları yaparken de nefsinizi mutlu etmeyi ihmal etmezler tabii ki... Bazen üniversitede doktora yapayım derken, bazen bir şirkette çalışırken, bazen çok milli görünen bir siyasi harekete, bazen de doğruluğuna inandığınız bir cemaate katılarak 'çok kullanışlı' bir ajan haline gelirsiniz de haberiniz bile olmaz. Bunu fark etseniz, şüphelenseniz bile 'bilmiyormuş gibi davranmak' işinize gelebilir...
Her dönem yeni bir oyunla çıkarlar karşınıza... Bakarlar dinsizlik revaçtaysa ateist olurlar.
Ondan istedikleri sonucu alamazlarsa dindar bir Müslüman olarak görünürler.
Bazen arzuladığınız bir kadın olarak çıkarlar karşınıza, bazen dünya çapında sapıklık ağları kurarlar.
Bazen çok zengin bir işadamı olurlar, bazen de yardıma muhtaç bir gariban... Maksat ağlarına taktıklarını istedikleri gibi kullanmak değil mi? Ama gün gelir bir rüzgar eser ve her şey gün ışığı gibi ortaya çıkar. Wikileaks belgelerinin ortaya çıkması gibi. 'O gün' geldiğinde çok güçlü ve doğru bildiklerinizin bitip, yok oluşunu seyredersiniz. Eğer siz de onların ağına düşmüşseniz aynı akıbeti paylaşmanız kaçınılmazdır. O gün, çok uzakta değil...