İş hayatı kadınların gözünü korkutmasın

Bize kendinizden bahseder misiniz?
1962 Mersin doğumluyum. Aslen baba tarafım Beyrutlu. Annemler ise Şam'dan gelmiş. Babam ortaokulu Adana Ayas Koleji'nde okumam için Türkiye'ye yatılı gönderdi beni. Daha sonra Çukurova Üniversitesi İktisat Bölümü'nü bitirdim. Mezuniyetin ardından okul arkadaşım Fuat Bey'le evlendim. Nazlı ve Cemre adında üniversiteye giden iki kızımız var.
İş hayatına girişiniz nasıl oldu?
İlk kızımın doğumundan sonra erkek kardeşim ile eşimin kurduğu Ekol Plastik adındaki şirkete part time gidip, gelmeye başladım. İkinci kızımın doğumundan bir süre sonra ise şirkete ortak olarak katıldım. O günden bu yana sürekli şirkette çalışıyorum.
Bize Ekol Plastik'ten bahseder misiniz?
1991 yılında kurduğumuz Ekol Plastik ve Ambalaj firması, Türkiye'nin o yıllarda kolonyalı mendil üreten ilk beş firmasından biriydi. Hatta Ankara ve doğusundaki pazara hakim tek firma bizdik. Bunların dışında restoranlara tuz, biber, krema, otobüs firmalarına kahve, çay setleri, tek kullanımlık zeytinyağı ile medikal sektöre tıbbi ürün paketlemeleri yapıyoruz.
Neden böyle bir işe yatırım yaptınız?
Firmanın kurulduğu ilk yıllar eşim ve kardeşim işin başındaydı. İyi bir pazar araştırması yaptık. Sektörde öncü olabileceğimiz bir işe yatırım yapmak istedik. Ambalaj işindeki boşluğu yakalayarak bu konuda yatırımlarımızı gerçekleştirdik.
Ardından ikinci firma geldi…
2000 yılında Türkiye'de ekonomik kriz olmasına rağmen biz büyüme ve yeni yatırım kararı aldık. Bu doğrultuda yine yaptığımız pazar araştırması bizi kilitli naylon torba ve yanmaz fırın torbası yapmaya yönlendirdi. Bu üretimleri de gerçekleştiren Türkiye'de ikinci firmayız. Plastik şirketimizde bu şekilde doğmuş oldu.
Seracılığa girişiniz nasıl oldu?
Seracılık aile mesleği. Narenciye kökenli üretim yapan bir ailenin kızıyım. Hatta erkek kardeşim Türkiye'nin şu an en büyük seralarından birinin sahibi. Seracılık konusundaki boşluğu da doğru tespit edip bu konuda yatırım yapma kararı aldık. Firmalarımız bünyesine Seomak'ı kattık.
EN İYİ ORTAKLIK EŞLE YAPILIR
Kız çocuğu yetiştirmek zor mu?
Ben çok şanslı bir çocuktum. Çünkü ebeveynlerim beni çok iyi yetiştirdi. Özellikle babam, eğitimimizin yanı sıra bizi iş dünyasına hazırlamak için çok emek harcadı. O yıllarda daha kimse bankacılık veya hukuki işlemleri bilmezken babam bizim işi öğrenmemiz için çaba harcardı. Yine annem aynı şekilde iyi bir ev kadını olmasının yanı sıra aileyi yönetebilmenin sırlarını çok güzel öğretti. Biz de eşimle birlikte aynı özeni çocuklarımız için gösteriyor ve okul eğitimlerinin yanı sıra hayat eğitimlerini de en iyi şekilde vermeye çalışıyoruz.
Sizin çok güzel yemek yaptığınızı biliyoruz…
Evet, yemek bizim çok önemli bir kavram. Yemek yapmanın yanı yemekleri dostlarıma sunmayı da çok seviyorum. Ailemizde yemek yerken hem hane halkı hem de eş dost güzel sohbetler yapılırdı. Bu geleneği kendi ailemde de bozmadım. Bizim evimizde yemekte geçen saatler hep çok uzundur. Hayata dair birçok şeyi yemek sohbetlerimiz sırasında paylaşırız.
Sanayi bölgesinde çalışıyorsunuz, zorlukları var mı?
Bizim Ostim'e geldiğimiz yıllar, bir kadın olarak sanayide bulunmak ve kendini kabullendirmek çok zordu. Hatta hiç unutmam bir gün işe gelmek için taksiye bindim ve "Ostim'e gidelim" dediğimde, taksici "Abla Ostim'de ne işin var?" demişti. Ne kadar zorlukları olursa olsun çalışmayı, üretmeyi seviyorum. Kadınlar bana göre evde oturmamalı ne olursa olsun iş hayatının içine girmeli. Kadınlar, doğuştan üretken varlıklar. Aynı zamanda analitik düşünebiliyor, organizasyon yapabiliyor, olaylara daha kolay çözüm bulabiliyor, yaptığı işi hızlı ve seri olarak gerçekleştirebiliyor. Kısacası kadın aynı anda birçok işi bir arada yapabilen bir varlık. Bu nedenle iş hayatı ne kadar zor olursa olsun kadının bütün zorlukların altından kalkabilecek güce sahip olduğunu düşünüyorum.
Eş ile ortak olmak zor mu? Hem evde hem işte birlikte olmak sıkıcı olmuyor mu?
Bana göre en iyi ortaklık eşle yapılan ortaklık. Birbirinizi daha iyi anlayabiliyorsunuz, daha rahat kararlar verebiliyorsunuz. Eşim, işimde ortağım, evimde ise kocam. Evleneli seneler geçmesine rağmen hala ilk günkü gibi birbirimize sevgi ve saygıyla bağlıyız. O yüzden sıkıcı geçen hiçbir anımız olmadı.
Birçok sivil toplum kuruluşunda da sizi görüyoruz…
Evet, her insan sivil toplum kuruluşlarında yer almalı, buna vakit ayırmalı. TOBB Kadın Girişimciler Ankara İcra Kurulu üyesiyim. Bunun yanı sıra OSİAD'da üyeliğim var. İÇASİFED'de 2007 yılı "Yılın başarılı iş kadını" seçildim. Bu da benim için gurur verici bir olay.
KIZLARINI HAZIRLIYOR
Nasıl bir iş seracılık, ne tür hizmetler veriyorsunuz?
Müşteri geliyor ve bize arazisini gösteriyor. Ne üretmek istediğini söylüyor. Biz gerekli fizibilite çalışmasını yapıyoruz. A'dan Z'ye her şeyi kurup anahtar teslimi müşterimize teslim ediyoruz. Sera yapımıyla birlikte seralarda kullanılan kültürel işlem araçları, ilaçlama makineleri ve bununla ilgili birçok makinenin de üretimini yapıyoruz. Bu makineleri birçok ülkeye ihraç ediyoruz. Doğru bir yapılandırma sonucu Türkiye'nin tarımına çok önemli katkı sağladığımız inancındayız.
Peki hedeflerinizde ne var?
Şu an işyerlerimiz değişik yerlere yayılmış durumda. Anadolu Organize Sanayi Bölgesi'nde 8 bin 703 metrekarelik bir alanda inşasına başladığımız yeni fabrikamızda bütün şirketlerimizi bir alanda toplayıp üretimimize devam etmeyi planlıyoruz.
Yetişkin iki kızınız var. Kızlarınız aile şirketinde ikinci kuşak olarak çalışmak istiyor mu?
Büyük kızım Nazlı, Başkent Üniversitesi Makine Mühendisliği'nde okuyor. Bu bölümü seçerken hedefi bir gün aile şirketlerinin başına geçmekti. Seneye mezun olacak. Okuldan bulduğu her boş vakti şirketlerimizde değerlendiriyor. Küçük kızım Cemre, Bilkent Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler okumaya bu yıl başladı. O da ablası kadar hevesli şirkette yer almaya.