Pazar 31.03.2013
Son Güncelleme: Cumartesi 30.03.2013

'Ankara tuhaf bir şehir, meydanı yok'

İtalya Büyükelçisi Gianpaolo Scarante'nin eşi Barbara Marengo Scarante, Ankara'yı "tuhaf" buluyor ve ekliyor:"En güzel yer Ulus ve çevresi ama hiç meydanınızın olmaması çok ilginç"

Kapısından içeri girdiğim anda aydınlığı duvarlara boca eden yüksek tavanları, mermer merdivenleri, yüzyıldan fazla zamandır var olan inanılmaz el işçiliğine sahip mobilyaları, büyük tabloları, aynaları ile beni kendine hayran bırakan bir elçilik binasındayım. 1938 yılında Atatürk'ün İtalya devletine bağışladığı arazi üzerine "İtalya Kasabası" adıyla mimar Paolo Caccia Dominioni tarafından inşa edilen İtalya Büyükelçiliği kompleksi, dışarıdan pek ihtişamlı görünmese de içeriden bakıldığında göz alıyor. Her köşesinde İtalyan zarafetini görebileceğiniz bu mekanda tarih ve modernizm bir arada bulunuyor.
Tarih ve modernizim birlikte

Ferah ve oldukça geniş bir salondan geçip İtalya Büyükelçisi Gianpaolo Scarante'nin eşi Barbara Marengo Scarante ile karşılaştığım anda yapının ve dekorasyonun ne kadar eşsiz olduğunu konuşuyoruz. Sefire Scarante, hemen binayla ilgili bilgi vermeye başlıyor. İç yapının yeni onarımdan geçtiğini anlatan Scarante, "Bir Venedikli olarak, tarihi gelenekleri olan bir şehirden gelen biri olarak buradaki zanaatkarlara teşekkür ederim. Bu rezidansın onarımında çalışan ustalar çok başarılıydı. İşlerini mükemmel yaptılar" diyor. Rezidansın içinde gezmeye başlıyoruz. Scarante, akustiğe uygun, konserler için ideal bir ortam olduğunu söylediği camlı salonda anneannesinden kalan bir yelpazeyi gösteriyor. Scarante, maneviyatı yüksek olan bu yelpazeyi de Ankaralı bir zanaatkarın onardığını belirtiyor. "Burçlar" salonuna girdiğimizde oldukça şaşırıyorum. Salonun tavanı altın rengi kaplamalardan yapılmış burç desenleriyle dolu ve bu salon, modern koltuklara aynı zamanda tarihi ayna, aplik ve komodinlere ev sahipliği yapıyor.
İtalya şehirleri gibi değil

Dekorasyon ve zarafete bu kadar önem veren İtalya'nın Sefiresi Scarante'nin bu kente ve ülkeye bakışını merak ediyorum. Sonuç, Ankara için "tuhaf" çıkıyor. Evet, Scarante, Ankara'yı tuhaf buluyor çünkü bu kentin, İtalya şehirlerinden farklı olduğunu, bir meydanı olmadığını belirtiyor. Yunanistan, Tunus, Fas, Arnavutluk ve Almanya'da bulunduklarını, 2.5 yıl önce de Ankara'ya geldiğini dile getiren Sefire, siyasal bilimler tarih mezunu ve Anadolu tarihine de oldukça meraklı. Başkent'te en çok Ulus ve civarını seviyor. Az da olsa Türkçe konuşan Barbara Marengo Scarante ile koyu sohbetimize 'dil'den başlıyoruz…
Türkiye, kendini daha fazla tanıtmalı
Türkçe'niz nasıl gelişti?
Gerçeği söylemem gerekirse bu konuda suçluyum, iyi bir öğrenci değilim çünkü çok fazla vakit ayıramıyorum. Özel ders alamadım. Duyduklarımla öğrendim.
Daha önce Türkiye'ye gelmiş miydiniz?
Birçok kez geldim ama Ankara'ya ilk kez geldim.
Hangi şehirleri gördünüz?
Ben Venedikliyim. Biz özellikle Türkiye tarihi bölgelerini çok seviyoruz. Burada bizim tarihimizden parçalar var. Hepsini söylesem çok olur. Antakya, Van, Trabzon, Gaziantep… Görmek istediğim yerler arasında Kars var. Eskişehir'e de gittim, Porsuk Çayı'ndaki gondolları Venedik'ten getirttik, oradaki atmosfer çok hoşumuza gitti.
Türkiye'yi yeterince tanıttığımızı düşünüyor musunuz?
Türkiye, daha fazla kendini tanıtmalı çünkü Avrupa'da Türkiye, sadece İstanbul'dan ya da Kapadokya'dan ibaret görünüyor. Antalya ve Bodurum'u biliyorlar. Ankara'yı kimse bilmiyor. Öyle bir strateji olmalı ki farklı güzellikleri tanıtacak güzergahlar belirlenmeli.
Sizce Ankara nasıl tanıtılmalı?
Öncelikli olarak direkt uçuşların attırılması gerekir. Sonrasında da dernek ve kuruluşlar aracığıyla turistik turlar yapılmalı.
En güzel yer Ulus
Pek çok ülke ve şehir gezdiniz, Ankara'yı nasıl buluyorsunuz?
Tuhaf bir şehir. Metafizik bir şehir olarak buluyorum. Bunu biraz açar mısınız?
İtalyanlar'ın şehir kavramından çok farklı. Çünkü bir meydanı yok. Bizim gözümüzden bakınca sanatsal hassasiyetleri olan vatandaşlar olarak böyle değerlendirebilirim.
Ankara, sanat yoksunu mu?
Öyle demeyelim ama yeni bir şehir olduğu ortada. Ulus'tan doğan ve gittikçe her geçen gün büyüyen bir şehir.
Ulus ve çevresini görme fırsatınız oldu mu?
Evet, çok hoşuma gitti orası. Ankara'nın en güzel yeri.
Bu şehirde eksikliğini gördüğünüz şeyler var mı?
Meydan! (gülüyor) İstiklal Caddesi gibi bir yer de yok. Tunalı öyle bir yer olursa güzel olur. Ben arabaların olmadığı bir yerde yaşayan biri olarak insan sesini seviyorum. Ankara'nın en çok hoşuma giden şeyi ise park ve bahçelerin sürekli çiçeklerle donatılıyor olması, gece ışıklandırmaları da güzel.
İtalya'nın şehirleriyle Ankara'yı karşılaştırabilir misiniz?
İstanbul ile Ankara'yı bile birbiriyle kıyaslamamak lazım, farklılar.
Ankara ve İstanbul en çok trafik açısından karşılaştırılır… Sizce durum nasıl?
İstanbul'daki trafik beni çok ilgilendirmiyor çünkü her yere yürüyerek gidiyorum. (gülüyor) Ankara'da trafik normal. Hayatımı trafiğe bağlı olarak sürdürmüyorum ama yokuşlar olmasa sürekli bisiklet sürerim.
Ankara'da nereleri gördünüz?
Beypazarı, Gordion, Hattuşa, Selçuklu döneminden kalan camiler… Buraları gördüm. Ankara'nın tarihi dokusu da oldukça büyüleyici. Siyasal bilimler tarih bölümünü okudum ve tarihle yakından ilgileniyorum. İtalya'dan gelen arkadaşlarımı Anadolu Medeniyetleri Müzesi'ne götürüyorum.
Perde Pilavı yapıyorum
Çocuklarınız da burada mı?
İki oğlum var. Onlar İtalya'dalar ama sık sık İstanbul'a geliyorlar, orada buluşuyoruz.
Kültür sanat aktivitelerini takip ediyor musunuz? Evet, özellikle de operayı. Cer Modern'i de çok beğeniyorum. Çok güzel bir yapı.
Türkiye'de kaldığınız süre içinde öğrendiğiniz gelenek görenek var mı?
Bayramlara yönelik gelenekleriniz çok hoşuma gidiyor. Çok uzun yıllar Tunus, Fas arasında gittik, geldik. Orada da benzer gelenekler gördük. Mutfağa gelelim…
Çok önemli bir şey… (gülüyor)
Türkler'in İtalya mutfağına ilgisi var, peki, Türk mutfağını nasıl buluyorsunuz?
Türkler arasında İtalyan mutfağı moda çünkü haklılar, mutfağımız çok güzel. (gülüyor) Ben vejetaryenim. Burada en çok hoşuma giden şey sebze yemekleri. Güneyden, seralardan gelen yeşillik ve sebzeleri tüketmeyi seviyorum.
Kendiniz de mutfağa girer misiniz?
İki oğlunuz olunca ister istemez yemek yapmanız gerekir. (gülüyor) Bulgur ve Perde Pilavı'nı çok seviyorum ve yapmaya çalışıyorum.
THY'yi çok beğeniyoruz
İtalya denince akla ilk gelen şeylerden biri de moda… Modayla aranız nasıl ve Türk modasını nasıl buluyorsunuz?
Burada gördüğüm mağazalarda da İtalyan modasının esintisi var. İmkanı olan birçok kişi de indirim döneminde İtalya'da gidiyor. Bu da Türk Hava Yolları'nın uçuşlarını etkiliyor. Direkt uçuşlar çok güzel ve biz THY'yi çok beğeniyoruz. Modaya geri dönersek çok ilgili değilim ve alışveriş yapmayı da AVM'leri de sevmiyorum.
Spor yapıyor musunuz?
Burada eski bir tenis kortu vardı, onu düzenledik. Spor merkezinde pilates yapıyorum ve yüzüyorum.
Arkadaşlarınıza Türkiye'yi tavsiye ediyor musunuz?
Evet, birçok arkadaşım burayı merak ediyor ve gelmek istiyor. O kadar büyük zenginliklere sahip ülke ki her hafta sonu valiz hazırlayıp bir yere gitmek istiyorum.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.