Efsanenin dilinden Carmen

İspanyol dansına olağanüstü başyapıtlar armağan eden ölümsüz Flamenko dansçısı ve koreograf Antonio Gades'in birbirinden meşhur dans uyarlamalarını sahnelere taşımaya devam eden Antonio Gades Dans Topluluğu, 2004 yılında hayatını kaybeden efsanevi İspanyol dansçının ruhunu Carmen uyarlamasıyla 26 Nisan'da 30. Ankara Müzik Festivali kapsamında ilk kez Ankara'ya getiriyor. En tutkulu aşk öykülerinden biri olan Prosper Merimee'nin Carmen'i, Gades Topluluğu'nun Flamenko danslarıyla Başkent'te coşkulu bir dans şölenine imza atacak. Ankara Müzik Festivali, bugün MEB Şura Salonu'nda saat 20.30'da başlayacak gösteriyle bilinen Carmen'den çok farklı ve yüksek tempolu bir deneyim yaşayacak. Antonio Gades'in, Lorca'nın Kanlı Düğün oyununa yaptığı dans uyarlamasında olduğu gibi Merimee'nin dünyaca ünlü Carmen eserine yaptığı Flamenko uyarlamasıyla da O'nun ruhunu yaşatan Antonio Gades Topluluğu, çok güçlü bir dansla seyircilerin karşısına çıkıyor. Topluluk, bilinen en güçlü kadın figürlerinden biri olan Carmen'in hikayesini ve trajik aşk öyküsünü sahnede coşkulu bir anlatımla sunuyor. Carlos Saura'nın, 1983 yılında sinemaya uyarladığı Carmen adaptasyonunda Antonio karakterini Antonio Gades canlandırmış ve film de büyük bir ilgiyle karşılanmıştı. Gades'in eşi ve Antonio Gades Vakfı Direktörü Eugenia Eiriz ile efsanevi Gades'i ve güçlü uyarlaması Carmen'i konuştuk…
Flamenkonun güçlü doğasını yansıtıyor
Prosper Merimee'nin ünlü Carmen karakterinin Bizet'nin müzikleriyle Carmen Operası'ndan sonra bir şekilde Flamenkoyla da buluşması sizce kaçınılmaz mıydı?
* Carmen'in ne kadar güçlü ve ne kadar tutkulu bir kadın figürü olduğunu hemen herkes bilir ve bu anlamda tıpkı Antonio Gades'in ve Carlos Saura'nın yakıştırdığı gibi Flamenkonun güçlü doğasına ne kadar uyduğunu sahnede siz de görüyor olacaksınız.
Bildiğimiz meşhur operada Çingene Carmen'in deneyimsiz bir asker Don Jose ile tutkulu aşkı anlatılıyor ve Flamenkoyu da yine çok tutkulu bir dans olarak biliyoruz. Sizce de Carmen'le Flamenkoyu en çok buluşturan duygu tutku olabilir mi?
* Hikayenin tutkusuna ve Carmen'in kişiliğine Flamenkonun tutkusunun çok uyduğu söylenebilir. Antonio Gades Topluluğu'nun danslarıyla da ne kadar güçlü olduğunu göreceksiniz ve bu Carmen'in doğasını kuvvetlendiriyor. Flamenkonun köklerindeki acılar ve dram da aynı şekilde Carmen'in hikayesindeki acı sona çok uyuyor.
Trajik aşk hikayesi
Flamenkonun köklerinde isyan duygusu da var ve bu açıdan da yine Carmen'i destekliyor sayılmaz mı?
* Carmen aşkı için ölümü göze alıyor ve sınır tanımıyor, bu açıdan hayata meydan okuyan bir kadın ve yine Flamenkonun meydan okuyan ve isyankar tavrına da çok yakışıyor. Aslında Flamenkonun Carmen hikayesine en çok yakışan duygusu sadece tutku değil aynı zamanda cesaret.
Carmen'i bir kenara koyacak olursak Ankara'da festivalde de izleyeceğimiz Gades'in flamenko yorumunu nasıl tanımlarsınız?
* Gades'in kaybettikten sonra Antonio Gades Topluluğu'nun tüm amacı Gades'in tavrını sahnede tüm İspanyol danslarıyla yaşatmak. Flamenkonun popülerliği tartışılmaz ama Gades, Flamenkonun köklerine ve tarihi geçmişine olağanüstü bir saygı duyuyordu ve geleneksel Flamenkodan asla uzaklaşmıyordu. Bizim Antonio Gades Topluluğu olarak yaptığımız da sadece Gades'i değil Flamenko geleneğini de yaşatmak.
Peki, dansçılarınızın O'nun ruhunu yaşattığından nasıl emin olabiliyorsunuz?
* Dansçıların Flamenkodaki dans hareketlerinin hepsinin birer manası olduğunu bilmesi çok önemli, bu yüzden Flamenko güçlü bir anlatım sağlıyor. Büyük ilgi gören Carmen'le de yine trajik bir aşk hikayesi anlatılıyor.
Sizce izleyici en çok trajediyi mi seviyor?
* Aşkın olduğu yerde birkaç mutlu hikayenin dışında hep dram ve acı var, tarih boyunca böyle olduğunu da biliyoruz ve insanları bu evrensel duygular buluşturuyor. İster Carmen olsun, ister Kanlı Düğün aşk arayan, aşk acısı yaşayan, aşka inanan herkes bu hikayelerde bir parça da kendinden buluyor.
Carmen için aynı zamanda erkeklerin dünyasına korkusuzca meydan okuyan bir kadın da diyebilir miyiz?
* Carmen aşk için cesaret gösteren bir kadın. Özellikle 1830'lar İspanyasında Seville kentinde tütün fabrikasında işçi bir kadının aşk konusunda hiç sınır tanımadığını düşünecek olursanız; o dönemde ne kadar büyük bir cesaret göstermiş olduğunu hissedebilirsiniz.