Hüseyin KOCABIYIK: Gazetecilere özensiz davranmayalım!

Bu satırlar özellikle İçişleri Bakanı ve Emniyet Genel Müdürü'nün dikkatlerine sunulmuştur.
Gazeteci ile polis arasında bir ortak nokta vardır:
İkisi de kamu hizmeti yapar!
Yaptıkları özel görevden dolayı bazı mesleki imtiyazlara sahiptirler.
Mesela polis silah kullanma tekeline sahiptir… Gazeteciye de bazı küçük imtiyazlar tanınmıştır.
Basın kartı, araç kartı gibi.
***
Mesela araç kartı… Emniyet Genel Müdürlüğü'nün mührünün basılı olduğu bir levha.
Basın arabalarının camında asılıdır.
Fakat polis arkadaşlar açısından hiçbir şey ifade etmiyor bunlar. "O vakit bunları bize niye veriyorsunuz?" dediğimizde de "Yukarıya söyleyin, bize değil" cevabı veriliyor.
O zaman soralım… Sayın Bakan, Sayın Genel Müdür bey… Gazeteci milletine sağladığı bir kolaylık olmayacaksa üzerinde mührünüzün olduğu bu belgeleri niye veriyorsunuz?
Bir gazeteci görevini yaparken arabasını 10 dakika park edemiyorsa… Şehirlerarası yolda haber yetiştirme kaygısıyla hız limitini birazcık aşamayacaksa… Törenlerde "birlikte görev yapıyoruz" diye niye gerçekle uyuşmayan sözler söylüyorsunuz?
***
Tekrar altını çizeyim:
Gazeteciler polissever bir topluluktur.
Polislerin zor şartlarda görev yaptıklarını da en iyi biz biliriz.
Ancak polis gazetecilere aynı özeni göstermiyor.
Merkezine haber yetiştirmeye çalışan gazeteciye tuzak kurup birazcık hız limitini aştı diye cezayı yapıştırmak doğru mudur?
Kimse unutmasın… Gazetecilik kendi özel şartları olan bir meslektir… Gazeteciye saygı halkın haber alma hakkına saygıdır!