Hüseyin KOCABIYIK: Yeter artık arkadaş!

Gittim, Kızılay'ın halini gördüm...
Viraneye dönmüş çoğu yeri. Tunalı Hilmi'yi dolaştım...
Şiddetin kokusu sinmiş her yere.
O gösteri yapan mini etekli kız çocuğunun babasının malıydı değil mi kırılan esnaf camları?
Geliyor, indiriyor.
Adına da 'özgürlük' diyor.

Oysa bu ülkede demokrasi bu derece ilerlememiş olsaydı sen bu kadar azgınlaşabilir miydin ey uzun saçlı arkadaş?
Bu ülkeyi bir diktatör yönetseydi sen Rixos Otel'in önünde sabaha kadar ülkenin seçilmiş başbakanına küfür edebilir miydin?
Bacağınızdan asardı hepinizi diktatör!
Bu ülkenin karakollarında nasıl olsa işkence yok artık.
Vur anasını satayım!
İşte Adana'da bir polis şehit oldu. Rize'de sessiz kitlenin tepesi attı.
Böyle giderse kim bilir daha neler olur.

Allah herkese akıl fikir vermiş.
Tamam artık bitirin şu eylemleri.
On gündür söylenmedik laf kalmadı.
Herkes yapacağını yaptı.
Devlet sizden özür bile diledi.
Artık ülkemizin zarar gördüğü bir noktaya geldik.
Bundan sonrasına ne demokrasi tahammül eder ne de aile sahibi bizler.
Kolay inşa etmedik biz bu demokrasiyi.
Bu kadar kolay istismarına da razı olmayız. Bunu bilin!