Elvan Songun, bize biraz kendinizden ve ailenizden bahseder misiniz?
Ben büyük bir spor ve sanat aşığı, sorgulamayı, düşünmeyi, araştırmayı, bilimi, müziği, dansı, dolu dolu yaşamayı seven; aklı, bedeni ve ruhuyla yani her şeyiyle kendini merak eden bir insanım. İzmir'de doğdum. Çocukluğum harika bir ortamda geçti. Şimdiki çocuklar gibi eve kapanıp bilgisayar başında olmak yerine, sürekli sokaklarda arkadaşlarımla oyun oynardım. Taki 1999 yılında eczacı olan babamı kaybedene kadar. Ben anneme çok benziyorum.Annem kamu yönetimi okumasına rağmen, çocukluğundan beri tam bir eczacılık aşığı olarak büyümüş ve kendini her açıdan geliştirmiş bir sporcu bir sanatçı ve bir ressamdır.
SPORA KARATE İLE BAŞLADIM
Spora nasıl başladınız?
İlginçtir ki spora altı yaşında karate ile başladım. İzmir'in Selçuk ilçesi kısıtlı imkanlara sahip olmasına rağmen ben şanslıydım. Sanırım doğru zamanda doğru insanlarla karşılaşmışım. 7 yaşında piyano öğrenmeye başladım. Uzun yıllar basketbol oynadım ve yüzdüm. Asıl branşım olan cimnastiğe 9 yaşında başladım. 2005-2010 yılları arasında
'aerobik jimnastik' Türkiye şampiyonu oldum. 2010 ve 2011 yıllarında fitness Türkiye şampiyonuydum ve milli takımdaydım. 2011'de Avrupa 5.si ve dünya 6.sı oldum. Üniversite son sınıfta dansa başladım ve sadece dans etmeye karar verdim. Şu anda
Türkiye Dans Sporları Federasyonu A klas sporcusuyum. Çok sevdiğim bir bölümde master yapıyorum. Aynı zamanda
Türkiye Vücut Geliştirme ve fitness federasyonu 2. kademe fitness, Cimnastik Federasyonu pilates, dans sporları federasyonu dans sporu antrenörü ve aerobik cimnastik hakemiyim.
ECZACILIK YAPMAK ZORUNDAYIM
Eğitim durumunuz nedir?
Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunuyum yani aslında eczacıyım. Ve şu an
Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Spor Bilimleri Teknolojisi Egzersiz Fizyolojisi Bölümü'nde master yapıyorum.
Peki eczacılık yapabiliyor musunuz?
Kısmen yapabiliyorum diyebilirim. Çünkü annemle birlikte eczanemizden para kazanıyoruz. Fakat yapmak zorunda olduğunuz ve yapmak istediklerinizin sizi bir dönüm noktasında sıkıştırdığı anlar vardır ya...