Yusuf YALKIN: Atletizm hemen üstüne atlıyor!

Bir doping olayı patlak verdiğinde, "Pat…" atletizm camiası üstüne atlıyor!
Sanırsınız, Türkiye'de sadece atletler doping yapıyor!..
Oysa, TBMM'deki komisyonda konuşan Spor Genel Müdürü, konuyla ilgili bakın neler söyledi: "25 Kasım 2013 itibariyle Türkiye'de yapılan 2 bin 291 kontrolde, 144 doping ihlali saptandı. Kontrollerde dopingli çıkan 144 sporcunun 49'u halter, 46'sı atletizm, 20'si güreş, 15'i vücut geliştirme, 3'ü üniversite sporları, 3'ü sualtı, 2'si yüzme, 2'si basketbol, 1'i bedensel engelliler, 1'i bisiklet, 1'i futbol, 1'inin ise tekvando lisansı bulunuyor."
Yani, çeşitli dallarda dopingli sporcumuz var!
Neden gözler sadece "atletizme" çevriliyor o halde?
Çünkü bu camiada, "kol kırılır, yen içinde kalır" anlayışı yok!
Sevgisizlikten mi, çekememezlikten mi bilinmez, bir hadise neredeyse bir saat içinde tüm Türkiye'de duyuluyor! Hıza bakın?
Yanlış anlaşılmasın; "her şey saklansın, gizlensin" demek istemiyoruz!
Ama daha ortada kesinleşmiş bir şey yokken bile, "falan atlet dopingli çıktı" diye neredeyse davul çalınıyor!
Buradaki tehlike nedir biliyor musunuz? Ülkemizde futbol, biraz da basketbol ve voleybol dışında ilgi duyulan, seyircisi olan spor dalı yok gibi… Son senelerde atletizmdeki kıpırdanmalar bu branşa ilgiyi arttırmış, sevgi duyulmaya başlanmıştı.
Ya şimdi?
Kime atletizmden bahsetsem; hemen yüzü ekşiyor ve "Aman bana dopingçilerden söz etme" diyor.
Ne kadar acı!
Doping yapanlar yüzünden, tüm camia sevimliliğini yitirdi… Bu nedenle, "kirli çamaşırları ortaya saçmaya" gerek yok hemen...
Bu kadar deşifre olmanın kime ne yararı var ki?
Öteki spor dallarındaki sakinliği görüyorsunuz…
Yineliyorum… Doping yapana af yok! Asla taviz vermek yok!
Ama spor dalının da bu denli hırpalanmasına izin vermeden…
Sükunetle yapalım!..