Haddimi aştım özür diliyorum

Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav, gündeme bomba gibi düşen sözleri için geri adım attı. Basında yer alan konuşmaların haddini aşan ifadeler olduğunu belirten Cavcav, "Yanlış anlaşılmama neden olan konuşmalar için herkesten özür diliyorum. İmam hatiplileri hor gördüğüm için veya oradakiler sakallı olduğu için böyle bir şey kastetmedim. Bunu çok uzun sakalları olan sporcular için söylemeye çalıştım. Kötü örnek oluyorlar derken, milli takımda oynayan oyuncuların Avrupa'daki takımlarla oynarken ortaya çıkan görüntünün hoş olmayacağını belirttim" ifadelerini kullandı.
NE İSTİYORSANIZ YAPIN
Milletin saçı sakalı beni ilgilendirmez. '25 bin TL ceza vereceğim, kesmezlerse kadro dışı bırakırım' dedim. Ama araştırdımki böyle bir şey yapmaya imkan yok. Sezon başında TFF'ye bildirmek zorundaymışız. Ben sporcularımla konuştum. Dün kaptan Doğa geldi. Onun da sakalı var. 'Evladım, ben böyle bir laf ettim ama hiçbirinizin özel hayatı, sakalı bıyığı bizi ilgilendirmez. Nasıl istiyorsanız öyle yapın' dedim. O da bana, 'Başkanım sen bizim büyüğümüzsün, sen bizim babamız gibisin. Sen nasıl istersen öyle olur. Ben kafamda hiç saç olmadığı için sakal uzattım. Fakat sanırım biraz uzun. Kısaltacağım' dedi. Ben de ona 'Sakalınız, bıyığınız beni ilgilendirmez. Çıkın futbolunuzu oynayın' diye konuştum. Çocuk gayet hoş karşıladı. 'Sen bizim babamızsın sen ne dersen biz onu yaparız' dedi. Bir evladın babaya vereceği sözü dile getirdi.
BEN İNANÇLI BİRİYİM
Benim hiç kimseye şahsi bir kinim ve tavrım olamaz. Dinime bağlı, Elhamdülillah her sene malının zekatını veren biriyim
Art niyetli söylemedim. Ben sakalı kastederken, "Burası imam hatip okulu mu?" demem yanlış bir ifadeydi kabul ediyorum. Onu da araştırdım. İmam hatip okulunda okuyan insanın sakal bırakma olanağı yokmuş. İnanın ben bunu bilmiyordum. Ben imam hatipte okuyan, imam olan insanlara karşı asla saygısızlık etmem. Ben dinine bağlı, Elhamdüllilah her sene malının zekatını veren, iyilik yapılmasını da Allah'ın farzlarını da bilen bir insanım. Benim hiç kimseye, şahsi bir kinim ve bir tavrım olamaz. Ama burada yanlış anlaşıldım. Ben o kardeşlerimizden ve beni yanlış anlayan herkesten tekrar özür diliyorum.
BEN DE İNSANIM HATA YAPABİLİRİM
Karabükspor maçında herkes istediği şekilde maça çıkabilir. Gördüm ki böyle şeyler uygulaması mümkün olmayan ifadeler kullanmışım. Hani bu sene yapamadım, seneye yaparım falan da demiyorum. İsteyen sakal isteyen bıyık bırakır. "Niye bıyık bıraktın" demek doğru değil tabi. Benim kamu oyunda yanlış anlaşılmam o bakımdan. Kamuoyunun da haklılık derecesi var. Çünkü ben bunları söylemişim. Bunları iyi niyetle söylenen ama haddini aşan ifadelerdi. Sürçü lisan olmuştur. Ben de insanım. Hatasız kul olmaz.
12 MİLYON AVRO İLE OLMAZ!

Antrenörlük ile ilgili bir sözüm de çok çarpıtıldı. Ben Türk futboluna çok futbolcu yetiştirdim. Antrenör de yetiştirdim. Mesut Bakkal'ı, Ersun Yanal'ın yardımcısıyken ben antrenör yaptım. Aklıma gelmeyen bir sürü antrenörü bu takımın başına getirdim. Soruyorum Türkiye'ye ne kadar futbolcu kazandırmışız. Cavcav, "Kasada paran var, takımı şampiyonluğa oynat" diyorlar. İyi söylüyorlar da şampiyonluğa oynayan kulüplere bir baksınlar. Onlar bir futbolcuya 10-12 milyon avro bonservis bedeli veriyorlar. Benim kasamda 12 milyon avrom var. Bunu tek bir futbolcuya nasıl verebilirim. Gençlerbirliği'nin bir geliri yok ki. İddiadan ve yayın gelirlerinden aldığımız para dışında diğer vilayetlerde olduğu gibi, ne belediye ne bir kuruluştan yardım almıyoruz. Kendi yağımızla kavruluyoruz. 37. seneye girdim başkanlığımda. Bir kez ligden düştük. Ne kulüpler yok oldu gitti. Bütün vilayetlerin kulüpleri battı. Nerede Malatya? Misal onlar gibi ismini sayamayacağım bir sürü kulüp kapanmış durumda. Acı gerçek şu ki, Türk futbolu da o yola gidiyor.